Kıbrıs’ta liselerde ‘başörtüsü serbestliği’ on binleri sokağa döktü.
Öğretmenlerin öncülüğünde çok sayıda sendika, sivil toplum örgütü ve siyasi parti ‘Geçit Yok‘ sloganıyla eylem yaptı.

Başkent Lefkoşa son yılların en geniş katılımlı eylemine sahne olurken, bakanlar kurulu, eylem sırasında yeni kıyafet tüzüğünün kabul edildiğini açıkladı.

Tüzüğe göre ortaöğretim kurumlarında kıyafet disiplin kuralları değiştirilerek liselerde başörtüsü serbest bırakıldı.
Başörtülü bir öğrencinin bir ortaokula alınmamasıyla başlayan tartışma, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdi, hükümet krizine yol açtı. KKTC Eğitim Bakanlığı’nın yeni tüzüğü gerilimi daha da artırdı.
Tatar’ın eşi de karşı çıktı
Yeni tüzüğe karşı çıkanlar arasında KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar da var.
Sibel Tatar’ın “Başörtüsüne karşı değilim, saygı duyuyorum. Fakat 18 yaşına henüz gelmemiş, reşit olmamış kız çocuklarının, çoklukla ailelerinin isteği üzerine başını örtüp, ulu önder Atatürk’ün resminin asılı olduğu sınıflarda okumasına da karşıyım” paylaşımı ses getirdi.

‘Başörtüsü Tüzüğü’ olarak adlandırılan yeni düzenlemeye karşı önceki akşam gerçekleştirilen mitingde, Kıbrıslı Türk önderler Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın çocukları Mehmet Küçük ve Serdar Denktaş’ın da yer alması dikkat çekti.


Ana muhalefet lideri Tufan Erhürman da eyleme destek verdi. Erhürman, “Baskıyla, dayatmayla, halk için değil halka rağmen, tepeden inme bir yaklaşımla ortaya konan, çocuğun yüksek yararını gözetmeyen bu tavrı asla kabul etmiyoruz” dedi.

Başbakan Üstel’e göre inanç özgürlüğü güvenceye alındı
KKTC Başbakanı Ünal Üstel ise ‘liselerde öğrenim gören öğrencilerin inançlarına uygun giyinmelerine imkân tanıyan yeni düzenlemenin, bireysel hak ve özgürlükleri esas aldığını’ öne sürdü. Üstel, düzenlemenin evrensel insan hakları ilkeleri doğrultusunda inanç özgürlüğünü güvenceye aldığını savundu.

‘Başörtüsü Tüzüğü‘, liderliğini Üstel’in yürüttüğü iktidardaki Ulusal Birlik Partisi’ni de karıştırdı. Tüzüğe karşı çıkan milletvekilleri, bu hafta toplantılara katılmadığı için KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde hiçbir oturum yapılamadı.
Yeni tüzüğün yürürlüğe girmesi üzerine başlayan eylem ve gösteriler krizin süreceğine işaret ediyor. Dün ve bu akşamki gösterilerin yanısıra bu sabah İskele Bekirpaşa Lisesi’nde bir öğrencinin başörtüsüyle sınıfa girmesi sonrası öğretmenler derslere katılmayarak eylem başlattı.
Bu noktaya nasıl gelindi?
KKTC’de yıllardır yürürlükte olan kıyafet tüzüğü, okullarda, üniforma düzenlemesiyle ilgili yetkiyi okul yönetimlerine veriyordu.
Ortaeğitim düzeyinde başörtüsü serbestliği yalnızca ülkedeki tek ilahiyat okulu Hala Sultan Koleji’nde geçerliydi.
Üniversitelerde ise hiçbir dönem böyle bir sorun çıkmadı, zira Türkiye’de yasak olduğu dönemde bile üniversite öğrencileri başörtüsüyle eğitimine devam edebildi.

Kriz, geçen ay Lefkoşa’daki İrsen Küçük Ortaokulu ve İskele ilçesindeki bir liseye iki öğrencinin başörtüsüyle gitmesi üzerine baş gösterdi. Öğretmenler, ‘tüzüğe aykırılık’ gerekçesiyle eyleme gitti. Bunun üzerine bakanlık ‘tüzük değişikliği‘ kararı aldı.
Yeni tüzükle, ortaokul ve liselerde, öğrencilerin dini inançlarına göre kıyafet seçimi yapabileceği düzenlendi.
Buna karşılık öğretmen sendikaları ve muhalefet ise 18 yaşından küçük çocukların, kimlik gelişimi tamamlanmadan, dini sembollerle etiketlenmesinin doğru olmadığını savundu; yaşananların, ‘siyasal İslam‘ dayatması bir proje olduğunu gündeme getirdi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik de Kıbrıs’taki tartışmaya dahil oldu, “Bu yaklaşım laiklik değildir, laikliğin çirkin bir istismarıdır. Fanatiklerin eğitim hakkını engellemesi açık bir faşizmdir” dedi.
KKTC hükümeti, tepkiler üzerine tüzüğü geri çekti. Ancak hemen ardından yeniden bir tüzük hazırladı. Bu süreçte Türkiye’nin Lefkoşa büyükelçiliğinin ve AKP Kıbrıs temsilciliğinen sürece dahil olduğu öne sürüldü. Nitekim elçilik önünde protesto eylemleri yapıldı.
Yeni tüzük ve genelge
Liselerde inanç gereği başörtüsü takılmasını öngören tüzük değişikliği, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Yeni tüzükte liseler için şu ibare yer aldı:
“Öğrenciler, okul yönetimi tarafından belirlenen okul üniformasıyla birlikte inançlarının gerektirdiği belirli kıyafetleri giymekte serbesttir. Ancak iş bu kıyafet okul üniformasını kapatamaz.”
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tüm okullara ve öğretmen sendikalarına gönderilen genelgede de lise öğrencilerinin inancına göre giyinmesine izin verileceği vurgulandı.
Genelgede “Kıyafet unsurlarının, öğrencinin yüzünü, kimliğini veya iletişim yeteneğini engellemeyecek biçimde sade bir şekilde kullanılması gerekir. Eğitim ortamında yüzü tamamen kapatan kıyafetlerin (peçe, burka, nikab) kullanımı yasaktır” dendi.
Erdoğan’dan ‘KKTC’ yanıtı: Külliye ve mescitle siyasi üs yapıyoruz

10,04,2024
“Yunanistan Kıbrıs’a askeri üs kuruyor, biz de kuracak mıyız?” sorusuna Erdoğan’ın yanıtı “Kuzey Kıbrasta külliye ve mescit yapıyoruz. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz” oldu.
Cumhuriyet yazarı Mehmet Ali Güller, KKTC dönüşünde uçakta bir gazetecinin Güney Kıbrıs’ın Yunanistan ile deniz üssü inşa etme girişimini hatırlatması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği yanıtı konu edindi.
Mehmet Ali Güller, “Askeri üsse karşı mescit” başlıklı yazısında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl töreninden dönüşte, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken çok vahim bir karşılaştırma yapıyor” diyerek, Erdoğan ile bir gazeteci arasında geçen diyaloğu aktardı:
‘YUNANİSTAN DENİZ ÜSSÜ İNŞA ETME GİRİŞİMİNDE’
“Gazeteci, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın açıklamasını anımsatıyor önce: ‘Güney Kıbrıs, Yunanistan’la Larnaka kıyılarında deniz üssü inşa etme girişiminde. ABD ve AB ile anlaştıkları haberleri çıktı ve yalanlanmadı.’
Gazeteci, ardından Arıklı’nın ‘Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’yle anlaşarak deniz üssü kurma zamanı geldi’ beklentisini de aktararak soruyor: ‘Deniz ve hava üssü kurulması kısa zamanda söz konusu olur mu?’
ERDOĞAN: ONLAR ASKERİ ÜS YAPIYOR BİZ SİYASİ ÜS
Erdoğan’ın bu net soruya yanıtı ise şöyle: ‘Adada Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı binasıyla, Kuzey Kıbrıs Parlamento binası inşaatını yapıyoruz. Yanında da oraya hizmet verecek gayet güzel bir mescit yapılıyor. Herhalde bu üslerden daha önemli bir şey yok. Onlar askeri üs yapıyor, biz siyasi üs yapıyoruz.’
Güller, “Böylece Kıbrıs konusunda Türkiye’nin en vahim politikalarını izleyen ve son yıllarda düzelttiği iddia edilen Erdoğan, ‘Yunan deniz üssüne karşı Türk mesciti’ politikasıyla kırık dolu Kıbrıs karnesine bir kırık daha eklemiş oldu!” ifadelerini kullandı.