Kürt siyasetçi ve avukat Sıdkı Zilan ile avukat Mahmud Koyuncu 17 Kasım’da Edirne Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la bir görüşme gerçekleştirdi.
Rûdaw’dan Muhammed Emin Demir’e ziyaret hakkında konuşan Avukat Sıdkı Zilan, Demirtaş ile yaklaşık 2 saat süren bir görüşme gerçekleştirdiklerini, güncel siyasi gelişmeler ile çözüm sürecine ilişkin konuştuklarını söyledi.
Sıdkı Zilan, Demirtaş’ın yeni çözüm sürecinde ne devletin ne de AK Parti’nin kendisiyle doğrudan görüşme yapmadığını dile getirdiğini aktardı.
“Ben cezaevinde olduğum sürece Kürt sorunu üzerine konuşmam”
Avukat Sıdkı Zilan Demiraş’ın barış sürecinde rol almaya hazır olduğunu, bu konuda kendisine şunu söylediğini belirtti:
“Süreci desteklemeye hazırım. Beni ziyarete gelen bazı avukatlara da söyledim. Ben cezaevinde olduğum sürece sizinle Kürt sorunu üzerine konuşmayacağım. Ben tutuklu biriyim. Eğer benimle çözüm üzerine konuşmak istiyorsanız ilk önce beni serbest bırakın, cezaevinin kapısında bu konuyu konuşalım.”
“Çözüm Kürtlerin devlete ortak edilmesiyle olur”
Zıdkı Zilan’ın aktardığına göre; Demirtaş Kandil ile görüşmelere ilişkin ise “Devlet ile PKK’nin barışması sorunun çözümünü sağlamaz. Sürece toplumun tüm katmanları dahil edilmelidir. Süreç bu şekilde ilerlemezse toplumsal barış sağlanamaz. Çözüm, Kürtlerin devlete ortak edilmesiyle sağlanır” dedi.
Ne olmuştu?
Kürt siyasetçi ve avukat Sıdkı Zilan ve avukat Mahmud Koyuncu 17 Kasım’da Edirne Kapalı Cezaevi’ndeki HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la bir görüşme gerçekleştirdiğini duyurdu.
Avukat Sıdkı Zilan görüşmeye ilişkin X hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, Av. Mahmud Koyuncu ile beraber, Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP E. Genel Başkanı Sayın Selahaddin Demirtaş’ı ziyaret ettik.
Tüm dostların selamlarını kendisine ilettik. Kendisin de tüm dostlara selamları var. Uzun bir aradan sonra çok verimli bir görüşme oldu.
Çok arzu etmemize rağmen, önceki dönem Dîyarbekir Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Sayın Selçuklu Mızraklı ile hükümlü ve hafta sonu olması nedeniyle görüşemedik.
Elbette Mızraklı da, Demirtaş da asla suçlu değil, özgürlükleri hukuka rağmen kısıtlanmış insanlarımızdan ikisi.
Demirtaş’ın, yüzlerce Kürd siyasi şahsiyeti gibi, 8 yıldır hukuka aykırı bir şekilde tutuklu veya hükümlü olması Türkiye ve Kürdistan halkına yapılan bir kötülüktür.
Yıllar sonra Demirtaş’ı tam bir tevekkül ve barış insanı olarak gördüm. Tüm gayreti toplumsal barışın inşası…
Toplumsal barışın ihtiyaç olduğunu, mevcut aktörlerin barışması ile bu barışın tam olarak sağlanmasının mümkün olmadığını, barışı tüm toplum katmanlarına yaymak gerektiğini belirtti.
Bu çerçevede herkes ve her kesimle görüşmenin elzem olduğunu belirtti.
Kendisinin de bu barışa dair sorumluluk almak istediğini, buna kendini mecbur hissettiğini söyleyen Demirtaş; bu rolü cezaevinde değil, ancak cezaevi kapısının dışında oynayabileceğini dile getirdi.
Cezaevi koşullarında asla böyle bir müzakereye katılmayacağı manasında anladım
Kandil veya Öcalan’ın durumu ve konumu farklı olabilir, Öcalan ile cezaevinde de görüşme olmuş, bundan sonra da olabilir.Ama sivil Kürd siyasetinin rehin tutulduğu bir denklemde Kürd meselesini konuşmanın zemini yoktur.”