27 Haziran 2025

    Sosyalist Enternasyonal’de gündem İmamoğlu: ‘Erdoğan halkı hesaba katamadı’

    24 Mayıs 2025

    CHP Genel Başkanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı’nda konuştu: “Türkiye 19 Mart’ta bir sivil darbeye uyanmıştır. (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan her şeyi hesap etse de halkımızı hesaba katamadı.”

    Fotoğraf: @eczozgurozel / X

    İstanbul’da CHP’nin ev sahipliğinde yapılan toplantıya İspanya Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Pedro Sanchez de katıldı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da salondaydı.

    Toplantının gündeminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı soruşturmalarda tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı.

    Katılımcıların oturduğu masalara ‘Free İmamoğlu (İmamoğlu’na Özgürlük)’yazılı bir broşürle, 19 Mart sürecini anlatan ‘İmamoğlu’na Özgürlük Hemen Seçim’ ve ‘Ekrem İmamoğlu’nun Tutuklanması: Hukuki Bir İnceleme’ başlıklı iki kitapçık konuldu.

    İmamoğlu: Hükümetin korktuğu yaklaşan iktidarımız.

    İmamoğlu toplantı için yolladığı mesajında İstanbul’un bir kez daha ‘demokrasi ve otoriterlik arasındaki mücadelenin cephelerinden birisi ‘ olduğunu söyledi.

    ‘Siyasi tutuklu’ olduğunu belirten İmamoğlu, özetle şöyle konuştu:

    * Demokrasiye açık bir saldırı, millet iradesine yönelik bir darbe girişimi olan bu süreçte üniversite diplomam, hukuksuz biçimde iptal edildi, evime baskın düzenlendi, belediyelerimiz soruşturmalarla kuşatıldı. Bu baskılar, yalnızca beni değil, daha özgür ve adil bir gelecek hayal eden herkesi hedef aldı. 

    * Bu saldırı demokrasiye, halkın iradesine ve bir sonraki seçimin adil gerçekleşmesini bugünden engelleme çabasıyla, yarının halk iradesine yönelik bir saldırıdır. Ne özgür ve adil gelecek kararlılığımızı elimizden alabilirler ne de halkın iradesini zorbalıkla bastırabilirler. 

    * Biz, İstanbul’da katılımcı demokrasinin, birleştirici, kapsayıcı, adil, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir kenti birlikte kurmanın mümkün olduğunu gösterdik. 

    * Halk da İstanbul’da olanın, Türkiye genelinde yaşanmasını istediğini açıkça ortaya koydu. 2024 yerel seçimlerinde, CHP’nin birinci parti olması, 19 Mart’tan bu yana meydanları boş bırakmayan milyonlar… Hükümetin korktuğu işte bu; yenilikçi siyaset anlayışımız ve yaklaşan iktidarımız.

    * Tarihin bize söylediği nettir: Otokrasiler yenilmez değildir. Geçmişte yenildiler, yine yenilecekler. Sosyalist Enternasyonal, bunu çok iyi bilir. Şili’den Portekiz’e, Güney Afrika’dan Belarus’a kadar, baskıya karşı direnenler, hep birbirleriyle dayanışma içindeydi. 

    * Günümüzde, Suriye’de, Ukrayna’da ve Gazze’de halk, savaşın ve yokluğun pençesinde… Özellikle Gazze’de, Filistin halkı, sadece temel haklarından, topraklarından, evlerinden edilmedi. Şimdi engellenen yardımlar yüzünden, bir kez daha açlık ve ölümle karşı karşıya. 

    * Otoriter popülist rejimler, sadece kendi ülkelerini değil, küresel barışı da tehdit ediyorlar. Buna karşılık, demokrasiden yana olanlar da birlikte sesini yükseltmeli ve dayanışma göstermesinin tam zamanı.

    Özel’den Donald Trump’a tepki

    Özgür Özel’se şu açıklamaları yaptı:

    * Öyle bir döneme girdik ki Amerikan başkanı (Donald Trump) hiç çekinmeden bazı liderler için “O benim gözde diktatörüm” diyebiliyor. Veya onları ağırladığı sırada, canlı yayınlarda “Diktatör olmanız benim için problem değil” ifadesini kullanabiliyor. Türkiye’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan, en güçlü rakibini seçime sokmamak için hapse atabiliyor. 

    * Bunu yapmadan önce de diktatörlük kavramını dert etmeyen Trump’tan onay alıyor, onu haberdar edebiliyor. Trump yönetimi de Türkiye’deki bu hukuksuzluklara alaycı alaycı gülüyor. 

    * Trump’ın ekibinden en önemli isimlerden bir tanesi; Gazze açıklarındaki petrollerle en çok ilgilenen, Türkiye’deki petrol aramalarına birkaç ay içinde başlaması beklenen kişi; daha dün Türkiye’de yaşananlar sorulduğunda “Üçüncü dünya ülkelerinde böyle şeyler olur. Muhalifleri içeri tıkarsın, ondan kurtulursun, sorun hallolur. Türkiye’de aktif protestolar var ama hükümet hala istikrarlı görünüyor” diyebilmiştir.

    ‘Dayanışma demokratlar için kaçamayacağımız bir sorumluluk’

    * Dayanışma bu saatten sonra demokratlar için bir tercih değil, kaçamayacağımız bir sorumluğumuzdur. Tam da bu nedenle bu toplantının sloganı; “Hak ettiğimiz bir dünya için ya hep beraber ya hiçbirimiz” olarak belirlenmiştir. Bizim bu döneme Alman şair, Bertolt Brecht’ten ilhamla Türkiye’de kullandığımız slogan şudur: “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

    ‘Hepsinin başucunda ‘Otoriterlerin El Kitabı’ bulunuyor’

    * Günümüzde otoriterler, halktan daha önce aldıkları onayı suistimal ederek demokrasinin temel ilkelerini çiğniyorlar. Demokrasinin sağladığı imkanları aşındırılıyorlar. Geleneksel medya organlarını ele geçiriyor, tekelleştiriyorlar. Sosyal medyaya baskı ve sansür araçları kullanıyorlar. Hukuk sistemini kontrol ediyorlar. Kaygıyı körüklemek için içeride ve dışarıda düşmanlar yaratıyorlar. 

    * Halkın kaygı duvarını aştığı noktada, korku duvarını inşa etmeyi bir fırsat biliyorlar. Rızayı üretmek için kaygılandırıyorlar, itirazı bastırmak içinse korkutmaya çalışarak zorbalığa başvuruyorlar. Adeta baskısı yapılmamış ama hepsinin başucunda ‘Otoriterlerin El Kitabı’ bulunuyor. Birbirlerinden öğreniyor, birbirlerine öğretiyor, birbirlerine destek veriyorlar. 

    ‘Pişkinler’

    * Böyle bir süreçte bir ülkede yaşanan baskıları, yapılan yanlışları dünyaya anlatmaya çalıştığında o ülkenin demokratları “Ülkeni dışarıya şikayet edemezsin” deyip bir psikolojik baskı ve bariyer oluşturmaya çalışıyorlar. Türkiye’de de durum farklı değil.

    * Bugün Türkiye’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamayan, seçilmiş milletvekillerini Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına rağmen içeride tutan, kendisine darbe yapıldığında ona sahip çıkan, kapalı Meclis’i açtırıp tankların önünde direnen CHP’nin seçilmiş belediye başkanına, cumhurbaşkanı adayımıza, ülkenin gelecek iktidarına darbe yapıp sonra “Bunu hiçbir yerde anlatamazsın” diyecek kadar pişkinler. 

    * Bunlara karşı; bunların yarattığı vasata teslim olmak, bunların yarattığı iklimin içinde kalmak, bunların ördüğü duvarın arkasında kalmak onları güçlendiriyor. Duvarlar yıkılmalı, iklim terk edilmeli, diktatörlerin dayattığı vasata teslim olunmalıdır. Reçetenin ilk ilacı budur.

    ‘Türkiye 19 Mart’ta sivil darbeye uyanmıştır’

    * Seçimle göreve gelen ancak seçimle gitmek istemeyen sayın Erdoğan, en büyük rakibine karşı bir darbe yapmıştır. İşte Türkiye 19 Mart’ta sabahleyin bir sivil darbeye uyanmıştır. Sayın İmamoğlu, cumhurbaşkanı adaylığını açıkladıktan sonra siyasi talimatlı yargı eliyle hedef alınmıştır. 

    * Bulunduğumuz şehrin, İstanbul’un üç kez seçilmiş belediye başkanı ve partimizin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart’ta yüzlerce polis tarafından evi basılarak gözaltına alınmıştır. Bunun yanında İstanbul’daki beş belediye başkanımız daha tutukludur. İki belediyemize kayyum atanmıştır. 

    ‘Terörsüz Türkiye’ mesajı

    * Bu toplantıya bizimle birlikte bu salonda bulunan ve Meclis’te birlikte temsil edildiğimiz DEM Parti’nin sayın eş genel başkanı da var. Onların geçen dönem çok yüksek oylarla seçtirdikleri 49 belediye başkanına, terör gerekçesiyle kayyum atanmıştı. Bu dönemde de halen daha 10’un üzerinde belediye başkanlarına kayyum atandı. O süreçte de hep dayanışma içinde olduk, bu süreçte de olacağız. 

    * Türkiye’de de şu anda ‘terörsüz Türkiye’ sloganı altında ancak bizim ‘terörsüz ve demokratik Türkiye’ diye destek vereceğimizi açıkladığımız bir süreç var. Bu sürecin Türkiye’de terörü bitirmesi, çatışmaların olmaması, bundan sonra Kürt-Türk hiçbir annenin gözünün yaşının akmaması umudu var. Yaşadığımız bütün zorluklara, gördüğümüz bütün baskılara rağmen bu sürece sosyal demokratlara yakışır en olumlu katkıyı veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.

    ‘Erdoğan halkımızı hesaba katamadı’

    * Erdoğan her şeyi hesap etse de halkımızı hesaba katamadı. Çünkü Türkiye’de tüm demokratlar bu darbeye karşı ayağa kalktık. 81 ilimizde bu hukuksuzluğa karşı kitlesel gösteriler düzenlenmeye başladı. 

    * Ancak iktidar bu gösterileri şiddetle bastırmak istedi. Binlerce insanımızı gözaltına aldı, yüzlercesini tutukladı. Sadece ilk günlerde 302 üniversite öğrencisi tutuklandı ve on günlük bayram tatilini ailelerinden uzakta, Silivri zindanlarında geçirdiler. 

    * Demokrasiye inanan milyonlar, mücadeleden vazgeçmedi. O günden bugüne kadar her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde bir gece mitingi ve her hafta sonu bir ilde büyük bir il mitingi yaparak tepkileri ayakta tutmaya devam ediyoruz. Türkiye’de siyasal muhalefetle toplumsal muhalefet bir arada çünkü saraylar otoriter liderlere aitse meydanlar halkındır.

    ‘Ekrem İmamoğlu 67 gündür tutuklu, hala iddianamesi yazılmadı’

    * Sayın Ekrem İmamoğlu, 67 gündür tutuklu. Hala iddianamesi yazılmadı. Savcılık, hiçbir iddiasını ispat edemedi. Türkiye’de vatandaşların yüzde 70’inden fazlası bu soruşturmanın hukuki değil, siyasi olduğunu düşünüyor. 

    * Bu süreçte zaten zorda olan ekonomimiz büyük yıkıma uğradı. Merkez Bankamız 60 milyar dolarlık rezervi, dövizin yükselişine engel olmak için satmak zorunda kaldı. İktidarın bu siyasi ihtirasının faturasını, 86 milyon vatandaşımız daha da yoksullaşarak ödüyor. 

    ‘Hayatta kalmayı değil, iktidarı hedefliyoruz’

    * Biz otoriterliğe karşı hayatta kalmayı değil, otoriterliği halkın desteğiyle yenmeyi ve iktidara gelmeyi hedefliyoruz. Tüm bu süreçlerin sonunda görüyoruz ki partimiz nasıl 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi olduysa bugün de anketlerde Türkiye’nin açık ara birinci partisidir.

    ‘Türkiye’deki istikrarın yolu demokratların iktidarı’

    * Türkiye’deki istikrarın yolu demokratların iktidarındadır. Otokratların iktidarının istikrarı en temel istikrarsızlıktır. O yüzden “İstikrara destek vereceğiz” diyerek demokratlara yapılan bir darbeye sessiz kalmayı hiç içimize sindirmedik, bundan sonra da sindirmeyeceğiz.

    ‘Türkiye Erdoğan iktidarından ibaret değil’

    * Türkiye büyük bir ülkedir ve bu ülke Erdoğan iktidarından ibaret değildir. CHP olarak hedefimiz ülkemizde gelir adaletini, mahkeme adaletini ve sosyal adaleti sağlamaktır. Hedefimiz, tam demokratik rekabeti hakim kılmaktır. 

    ‘Hedefimiz ülkemizi AB’nin tam üyesi yapmak’

    * Hedefimiz Kürt meselesinin tamamen çözüldüğü, terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye’yi inşa etmektir. Hedefimiz Türkiye’yi bir sığınmacı deposu olmaktan çıkarmak, göç meselesini Avrupa ile ortaklaşarak çözmektir. Ve hedefimiz ülkemizi Avrupa Birliği’nin (AB) tam üyesi yapmaktır. Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz.

    ‘Erdoğan’ın yakasına iliştirilecek bir nazar boncuğu kalmadı’

    * Ana muhalefet lideri olarak söylüyorum: Bir nazar boncuğum olsaydı ve onu bir sebeple Erdoğan’a takmak zorunda olsaydım bunu İstanbul Sözleşmesi için yapardım. İstanbul’da, İstanbul’un adıyla anılan, kadına karşı şiddeti yasaklayan ve bu konuda en sert tedbirlerin alınmasını taahhüt eden, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve eşitsizliklerle mücadeleyi savunan çok güçlü bir metin. 

    * İstanbul’da kararlaştırılmış. Bizim de destemizle birlikte parlamentomuzda hızla gündeme alınmış. Parlamentoda bulunan bütün milletvekillerinin oy birliğiyle yürürlüğe girmiş, o gün CHP’lileri iki ellerini kaldırarak İstanbul Sözleşmesi’nin onayına destek vermiştir. 

    * Bu sözleşmeden Erdoğan geçen seçimlerden önce kadınlara nafaka vermek istemeyen, kadınları dövdüğü için evden uzaklaştırıldıklarında tepki gösteren ve kadına karşı şiddeti belli sınırlar içinde meşru gören bir tuhaf seçmen kitlesinin desteğini almak için bir gece yarısı tek başına attığı bir imzayla İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı. O yüzden Erdoğan’ın yakasına iliştirilecek bir nazar boncuğu kalmadı artık. 

    ‘ CHP, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacak’

    * Ama CHP iktidara geldiğinin ilk bir ayı içinde, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden Türkiye’de yürürlüğe koyacak. Dünyada da İstanbul Sözleşmesi’nin en iyi şekilde uygulanmasının takipçisi olacak. 

    ‘Demokratlar kazanacak, biz kazanacağız’

    * Siz değerli üyelerimizin desteğiyle demokrasiyi, barışı ve sosyal adaleti daha güçlü savunacağımıza olan inancım tamdır. 

    * Buradan İstanbul’dan bütün dünyaya hep birlikte sesleniyoruz: Otoriterlerin karşısında teslim olmayacağız. Demokratlar kazanacak, biz kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.

    Previous Story

    Erdoğan ile Şara’nın Dolmabahçe’de sürpriz buluşması…

    Next Story

    DEM Parti, Salı günü MHP’yi ziyaret edecek

    Latest from Blog

    Türkler, kural tanımayan güçlü lider istiyor

    Ipsos Popülizm Raporu’na göre Türkiye’de “göçmen karşıtlığı” ve “güçlü lider arayışı” dünya ortalamalarının üzerinde. Toplumun yüzde 71’i ülkenin geriye gittiğini, yüzde 78’i göçün durdurulması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 52 ise ülkeyi düzeltmek için

    Gerçek bir değil, bin yüzlüdür!

    Gerçek kimsenin tekelinde değildir, doğrular sürekli sorgulanmalı ve beyin sloganların emrine verilmemelidir Bazen günlüğümün sayfaları arasında yaşlı hatıralarla baş başa kalmayı seviyorum. 2005 yılı baharı. Avusturya Alplerinde, Salzburg’da göl kıyısında on sekizinci

    RTÜK’ten Halk TV’ye 10 gün yayın durdurma cezası

    Halk TV’ye “Sinem Fıstıkoğlu ile Sansürsüz” adlı programda Atom Mühendisi Tolga Yarman’ın “Türkiye dincileşiyor değil mezhebileşiyor” ve “Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün adının konulmasından itibaren bakarsak İran’a karşı azmettirildik” ifadelerinin “halkı kin ve
    Go toTop

    Bunları kaçırma

    Özgür Özel’den Brüksel’de AB’ye sitem: Türkiye, Erdoğan’dan ibaret değil

    CHP lideri Özel, Brüksel’de AB liderlerine “Türkiye Erdoğan iktidarından ibaret

    İmamoğlu: ‘Canımız tehdit altındadır’

    İmamoğlu, ”Bugün bu adaletsizliğe, hukuksuzluğa imza atanlar yakın zamanda adil

    CHP kurultay davası: Kemal Kılıçdaroğlu geri mi dönüyor? 

    CHP kurultayının iptali için açılan dava 30 Haziran’daki duruşmayla yeni