Orhan Miroğlu: PKK Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi durduruyor, bu net

3 hafta ONCE

Orhan Miroğlu, Rûdaw İstanbul muhabiri Rawin Sterk’in sürece dair sorularını cevapladı.

PKK’nin silah bırakıp başka bir yapıya dönüşeceğini belirten Miroğlu’nun Rawin Sterk’in sorularına verdiği cevaplar şöyle: 

Rawin Sterk: “PKK’nin silahları bıraktık, feshettik gibi bir açıklaması yok henüz ama bekleniyor an itibariyle o da bekleniyor. Siz bunu nasıl karşıladınız PKK gerçekten kendini sonlandıracak mı?”

Orhan Miroğlu: “PKK’nin tarihine baktığınız zaman Öcalan’ın İmralı’daki yargılamadan sonra ortaya koyduğu bütün paradigmalar aslında bir dönemi sonlandıran paradigmalar, fikirler ve düşüncelerdi. PKK’nin silah bırakmasına dair bu kongre toplaması da yine aslında Öcalan’ın yaptığı çağrıya dayandırılıyor. Şimdi o çağrıyı biliyoruz en azından. Yani kongrede ne kararlar alındığını bilmiyoruz ama o çağrı PKK’nin önüne yeni bir dönem koyuyor. Bunu tabi belli kesimler silahları bırakma gibi anlayabilir. Bu çok olumlu bir şey. Bunu destekliyoruz hep beraber. Fakat bu aslında PKK için de yeni bir dönem. Bir şey yok olmayacak, ortadan bir anda bitmeyecek bir şey. Başka bir şeye dönüşecek ve bu başka bir şeye dönüşme de demokrasi ve sivil siyaseti işaret ediyor. Dolayısıyla ben doğrusu isterseniz bu an itibariyle… gibi kurulan cümlelere çok mesafeliyim. Çünkü an itibariyle şu olacak, bu olacak… Nitekim işte PKK kongre yaptı, işte fesih kararı aldı falan. Bunun biraz hafızasına bakılmasından yanayım. Yani bu hafıza içerisinde 50 yıllık hem PKK’nin hem Türkiye siyasi tarihinin hafızası içerisinde olup bitenlere bakarak sağlıklı yorumlar yapmak daha doğru bir tutum olur diye düşünüyorum. Dolayısıyla burada bir devlet projesi olduğu söyleniyor. Cumhurbaşkanı bunu böyle ilan etti bir haftaki önceki bir demecinde ya da konuşmasında. Bu bir devlet projesi dediği İbrahim Kalın bey bunu sürdürüyor dedi ve hepimiz anladık ki bu devlet projesi direkt Abdullah Öcalan’la görüşme. Önce tabii Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrılar da bu arada çok kıymetliydi. Böyle bir mesafe alındı. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin PKK ile ilgili hassasiyetleri dön dolaş Türk milliyetçiliğini yakından ilgilendiren, Türk milliyetçi dinamiklerini olumlu olumsuz manada harekete geçiren bir konumda bu örgüt. Dolayısıyla Devlet bey ile başlayan, Devlet beyin çağrısıyla önce DEM’li milletvekillerinin Meclis’te ellerini sıkması sonra da çağrıya dönüşmesi sürecin sonunda PKK kayıtsız, şartsız söylendiği gibi, Abdullah Öcalan’ın da öngördüğü gibi bir kongre toplamış görünüyor. Bu kongrede mutlaka mütaalalar olmuştur, görüşmeler olmuştur herhalde. İki gün sürmüş bir kongreden bahsediyoruz. Bu kararları beklemek lazım ama şuna hazırlıklı olması lazım Türkiye’nin yani PKK birdenbire kültürüyle, siyasi paradigmalarıyla geçmişte yürüttüğü ve her iki tarafa da çok büyük acılar vermiş ne bileyim stratejileriyle bir anda ortadan kalkmayacak. Yani bunu bu şekilde sunmak korkarım ileriki dönemlerde Türkiye’de Kürdü ile Türkiye ile bir hayal kırıklığına da yol açabilir. Bu böyle olmayacak ama şunu görüyoruz. PKK Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi durduruyor. Bir kere bu net. Zaten bu silahlı mücadelenin artık miadını doldurduğunu 20 yıldır konuşuyoruz. Dolayısıyla bu konuşmaların sonucunda böyle bir gelişmenin olması gayet olumludur, iyidir.

Ama Türkiye’nin de DEM’e ve bir bakıma DEM ve PKK arasındaki siyasi ilişkileri de hatırladığımız zaman, yeni PKK’ye de hazırlıklı olması lazım. Ama PKK’nin de ona sunulan bu demokratik ve siyasi zemini nasıl kullanacağını enine boyuna tartışması lazım.”

Rawin Sterk: Dil itibariyle baktığımızda tam bu noktada her iki taraftan yapılan açıklamalara baktığımızda aynı şeyi söyleyip aynı şeyi anlıyorlar mı? İki taraf da süreçten aynı şeyi mi anlıyor? Bu dil farklılığı ne tür sıkıntılar doğurabilir?

Orhan Miroğlu: Burada anlaşılan konu bence bu örgütün yani Türkiye’de silahlı mücadele dönemini kapatıyor olması. Burada büyük bir anlaşma var ama galiba müphem olan kesim yani Türk siyasi kültürünün PKK söz konusu olduğunda pek de değişime uğramama arzusu yani işte bugün okuduğum bazı iktidara yakın olsun olmasın birçok yorumcu, birçok makale yazarı şöyle diyor mesela. Bu yine bir terör örgütü olarak kalacak. İşte Abdullah Öcalan yine bir terörist başı. Halbuki Devlet bey işte PKK’nin kurucu lideri olarak bahsetti. Yani bu dil ve üsluptan anlıyoruz ki aslında konuyla ilgili taraflar ki bunlar bu sadece hani devlet adına açıklama yapanlar ya da hükümet adına açıklama yapanlar muhalefet adına açıklama yapanlardan oluşmuyor. Bu iktidar merkezlerinin periferisinde duran aydınlar, köşe yazarları, yorumcular, bilim insanları vs. Burada aynı dili konuşmuyoruz. Zaten bunu şimdi beklemek de belki çok erken olabilir.

“Bu meseleden bahsedilmesinden dolayı huzursuzluk duyuyorlar”

Yani bu kongrede alınan kararlar bilhassa açıklandıktan sonra bu mesele yani hangi tarafın neyi anlaması gerektiğine dair fikirler yeniden bence mütalaa edilecek, konuşulacak. Bu problem aşılır. Bu meseleden bahsedilmesinden dolayı bir huzursuzluk duyuyorlar. Huzursuzluk duymayalım. Çünkü bu önümüzdeki yüzyılın meselesidir. Ve Türkiye, Ortadoğu herhalde sular duruluncaya kadar herkes ben burada nasıl var olacağım sorusuna yeni Ortadoğu’da kim nasıl var olacak? Türkler, Kürtler, Araplar her neyse. Bu soruya cevap bulamayıncaya kadar, tatminkar bir cevap bulamayıncaya kadar da valla Kürtleri de konuşacağız, Türkleri de konuşacağız, Arapları da konuşacağız. Kimsenin rahatsızlık duymasına gerek yok yani diyorum.”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SON HABERLER

Bunları da kaçırma

Leyla Zana: Kardeşlik istiyoruz ama tek taraflı değil, iki taraflı olmalı

“Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı”na katılan Leyla Zana, “Sistemin zihniyetinde çok şey değişmemiş.

‘Süreç, PKK’nin başka bir isimle yeniden doğmasıyla sonuçlanabilir’

Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü konusunda başlayan süreci değerlendiren Kürdolog Dr. Ilya Vedneyev,