Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emirleri, ABD’den yoğun tepkiyle karşılandı.
Hatta bazı ABD’li siyasiler, UCM’yi “Lahey İşgal Yasası”nı yürürlüğe koymakla tehdit ediyor.
Middle East Eye’ın haberine göre, Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, Lahey İşgal Yasası’nı gerekçe göstererek UCM’ye yüklendi.
Cotton, “UCM’de Amerikan yasasının ‘Lahey İşgal Yasası’ olarak bilinmesinin bir nedeni var. Bir düşünün,” ifadelerini kullandı.
Bu yasa “Lahey İşgal Yasası” olarak bilinse de tam adı “Amerikan Hizmet Üyelerini Koruma Yasası”.
Yasa, ABD başkanının mahkeme tarafından tutuklanan Amerikalıları veya müttefiklerini serbest bırakmak için “gerekli ve uygun tüm araçları” kullanmasına izin veriyor.
İşte yasaya dair bilinenler:
Lahey İşgal Yasası nedir?
Yasa, dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından 3 Ağustos 2002’de çıkarılmıştı.
ABD askeri personelini ve hükümet yetkililerini UCM tarafından kovuşturulmaktan korumak için tasarlanan yasa, ABD’ye, UCM’in tutukladığı herhangi bir ABD veya müttefik vatandaşının serbest bırakılmasını sağlamak için askeri güç de dahil olmak üzere “gerekli tüm araçları” kullanma yetkisi veriyor.
Söz konusu şartlar, ABD’nin uluslararası hukuk kurumlarına karşı saldırgan bir tutum sergilediği izlenimi yaratarak yasanın “işgalci” bir ruh taşıdığı eleştirilerini beraberinde getirmişti. Nitekim teorik olarak ABD’nin, UCM’nin bulunduğu Hollanda’yı işgal etmesine ve UCM’nin gözaltına aldığı tüm Amerikalıları serbest bırakmasına olanak tanıyor.
Bu nedenle “işgal yasası” diye bilinen kanun, ABD ve İngiltere birliklerinin çok sayıda savaş suçu işlediği iddia edilen Irak işgalinden önce çıkarılması da tartışmalara neden olmuştu.
İsrail ile nasıl bir bağlantısı var?
UCM’nin Netanyahu ve Gallant için çıkardığı son tutuklama emirleri, Lahey İşgal Yasası etrafındaki tartışmaları yoğunlaştırdı. Bazı ABD’li milletvekilleri ve özellikle Cotton gibi İsrail’in koyu destekçileri, yasanın UCM’ye ve tutuklama emirlerini uygulayabilecek ülkelere karşı bir tehdit unsuru olarak kullanılması gerektiğini savunuyor.
Daha üst düzey yetkililer ise henüz bu yasayı ileri sürecek kadar ileri gitmedi.
Başkan Joe Biden UCM’nin tutuklama emirlerini sert bir dille eleştirirken, Ocak 2025’te başkanlık görevine başlayacak Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı olarak atadığı Mike Waltz ise mahkemeyi “güçlü bir yanıt vermekle” tehdit etti. Waltz, sosyal medyada UCM’nin “hiçbir güvenilirliği olmadığını” iddia etti.
Uluslararası tepkiler ve hukuki sonuçlar
The New Arab’ın aktarımına göre yasa uzun zamandır ABD müttefikleri arasında da tartışmalı.
İlk kabul edildiğinde, özellikle Avrupa’da bir eleştiri dalgasına yol açmıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), yasayı UCM ile iş birliği yapan ülkeleri sindirme girişimi olarak tanımlıyor.
UCM’nin ev sahibi ve NATO üyesi Hollanda, ABD’nin teoride topraklarını işgal edebileceği yönündeki örtük tehdit nedeniyle özellikle tepkili.
İsrail bağlamında ise yasa, uluslararası adaletin uygulanmasını engellemek için olası bir araç olarak görülüyor.
UCM’nin 124 üye devleti var ve bunların hepsi mahkeme tarafından verilen tutuklama emirlerini yerine getirmekle yükümlü. Bu da Netanyahu ve Gallant’ı bu ülkelerden herhangi birine seyahat etmeleri halinde tutuklanma riskiyle karşı karşıya bırakıyor ve diplomatik özgürlüklerini önemli ölçüde kısıtlıyor.
Ancak, Lahey İşgal Yasası, bu tutuklama emirlerini uygulamaya yeltenecek herhangi bir ülke için ciddi sonuçlar doğurabileceği yönünde bir tehdit olabilir.
ABD’nin yasa uyarınca askeri güç kullanıp kullanmayacağı ise belirsiz.