Ankara merkezli sahte diploma soruşturması, Türkiye’nin dijital güvenlik sistemindeki ciddi açıkları gün yüzüne çıkardı. Yalnızca akademik sahteciliğin değil, organize şekilde kamu kurumlarına dijital sızmanın da gerçekleştiği ortaya çıktı.
Soruşturma kapsamında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Başkan Yardımcısı Beytullah Kuşçu ve YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı Sibel İrkey’in de aralarında bulunduğu 270 kişinin adına sahte kimlik ve sürücü belgeleriyle elektronik imza (e-imza) çıkarıldığı belirlendi. Bu e-imzalarla devletin en kritik dijital sistemlerine erişildi.
TÜRKTRUST VE E-İMZATR ÜZERİNDEN YETKİSİZ GİRİŞLER
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesine göre, çete üyeleri TÜRKTRUST ve E-İMZATR gibi elektronik sertifika sağlayıcıları aracılığıyla birçok devlet kurumunun sistemine sızdı. Sahte e-imzalarla, başta Gazi, Atatürk, Ege, İnönü ve Yıldız Teknik olmak üzere birçok üniversitenin kayıtları değiştirildi. Not ortalamaları yükseltildi, sahte mezuniyet belgeleri üretildi ve hatta ehliyet sınav sonuçları dahi manipüle edildi.
Bazı şüphelilerin, BTK Başkan Yardımcısı adına kendi fotoğrafını taşıyan sahte kimlikle e-imza çıkardığı, MEB Trafik ve Sürücü Eğitimleri Daire Başkanı adına da sahte belgelerle işlem yaptığı tespit edildi.
YASAL DAYANAK VAR, DENETİM YOK
Uzmanlar, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu’nun teknik olarak yeterli olduğunu, ancak uygulamada ciddi denetim boşlukları bulunduğunu ifade ediyor. Sertifika sağlayıcı şirketlerin “yüz yüze kimlik tespiti yapılmıştır” ibaresine rağmen bu denetimi fiilen yapmaması, skandalın önünü açtı.
TÜRKTRUST’un TSK Elele Vakfı iştiraki olması nedeniyle dikkatler bu şirkete çevrilirken, Halil Erkoç’un Adana bayisinde 16 farklı sahte e-imza başvurusuna onay verdiği ve şahsi banka kartlarıyla ödeme yaptığı belgelendi.
SAHTECİLİKTEN İNSAN KAÇAKÇILIĞINA UZANIYOR
Soruşturma yalnızca akademik sahtecilik boyutunda değil. Göç İdaresi ve Emniyet personelinin dijital kimlik bilgilerinin de kopyalandığı, bu sayede insan kaçakçılığı ve resmi belgede sahtecilik suçlarının işlendiği öne sürüldü.
Örneğin “Nizam-ı Cedid Derneği” Genel Başkanı Nizam Perk, hiçbir yükseköğretim kaydı olmamasına rağmen Atatürk Üniversitesi mezunu olarak YÖK sistemine işlendi. Lise mezunlarının profesör, başarısız öğrencilerin yüksek onur öğrencisi olarak kaydedildiği bilgileri iddianamede yer aldı.
TOPLUMDAN TEPKİ: SKANDAL ÖRTBAS EDİLMESİN!
Sosyal medyada ve kamuoyunda büyük infial yaratan olayın, kapatılmadan tüm yönleriyle aydınlatılması isteniyor. “Devlet içindeki işbirlikçiler deşifre edilsin” çağrıları yapılırken, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, kapsamlı bir inceleme başlattıklarını ve yasal düzenleme ihtiyacının doğduğunu açıkladı.
Ancak uzmanlara göre çözüm sadece yasal değil; dijital güvenlik sisteminin bütünüyle yeniden yapılandırılması gerekiyor. BTK Başkanı’nın bile dijital kimliğinin kopyalanabilmiş olması, mevcut altyapının kırılganlığını gözler önüne seriyor.
DİJİTAL GÜVENLİKTE YAPISAL REFORM ŞART
Sahte e-imza ve diploma skandalı, Türkiye’de dijital devlet uygulamalarının güvenilirliğini sarsacak boyutta. Sadece bireysel sahteciliği değil, sistematik bir dijital saldırı sürecini işaret eden bu olay, dijital kimlik doğrulama süreçlerinin baştan aşağı gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor.
Soruşturma ilerledikçe yeni detayların ortaya çıkması bekleniyor. Uzmanlar, Türkiye’nin dijital güvenlik stratejilerinde köklü reformların artık kaçınılmaz hale geldiğini vurguluyor.