Erdoğan: İsrail kendi varlığını riske atıyor

17 Haziran 2025

Beştepe’de düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını ‘haydutluk’ olarak niteledi. İsrail’e sert sözlerle yüklenen Erdoğan “Saldırının aslında çok kapsamlı, sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. İsrail yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği her insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumunun geleceğini riske etmektedir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe’de düzenlenen Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

İsrail’in 13 Haziran’da İran’a yönelik saldırıları sonrası bölgede başlayan çatışmalara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

“SALDIRININ ÇOK KAPSAMLI, SİNSİ AMAÇLARI VAR”

Bölgemizde bir süredir çok ciddi gerilim, çatışma, savaşlar yaşanıyor. Rusya-Ukrayna savaşı her iki tarafı da yıpratan ağır sonuçlarıyla sürüyor. İsrail soykırım ile Lübnan ve Suriye’de gerçekleştirdiği pervasız eylemler hepimizin yüreğini kanatıyor. Aynı İsrail şimdi de komşumuz İran’a karşı saldırı başlattı. Saldırının aslında çok kapsamlı, sinsi amaçları olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

En başından beri İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakere masasında yürütülmesi gerektiğini savunduk bugün de aynı noktadayız. Şimdiye kadar Amerikan Başkanı sayın Trump, Pezeşkiyan, Putin, Sisi, II. Abdullah, Muhammed bin Selman, Şerif, Şara, Heysen bin Tamık, El Sabah, Sudani’nin de aralarında olduğu birçok liderle görüşmem oldu.

“TÜRKİYE OLARAK ÜZERİMİZE NE DÜŞÜYORSA YAPMAYA HAZIRIZ”

Görüşmelerde İsrail’in artık haydutluğa varan saldırganlığının bölgemiz için oluşturduğu tehdit ve tehlikelere dikkat çektik. Türkiye olarak kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu tüm muhataplarımıza açık açık aktardık. Masada çözebilecek meseleleri silahla, kaosla, önüne gelen herşeyi bombalamayla halletmeye çalışmanın ileride nelere yol açacağını kimse tahmin edemez.

Batı’nın sınırsız desteğiyle İran’a saldıran, Gazze’yi yerle bir eden bölgedeki her ülkeye kabadayılık taslayan İsrail aslında ne yaptığının farkında değil. Belki ileride yaptığı hatanın farkına varacak ama korkarız iş işten geçmiş olacak.

İRAN’A SALDIRMAK DA SADECE İRAN’I İLGİLENDİREN VAKA DA DEĞİLDİR

Hiçbir ülke kendi sınırlarından ibaret değildir. Bölgedeki her hadise tüm toplumları yakından ilgilendirir, etkiler, orta ve uzun vadeli sonuçlar doğurur. Filistin halkına ve topraklarına saldırmak sadece oradaki birkaç milyonla sınırlı hadise değildir. İran’a saldırmak da sadece İran’ı ilgilendiren vaka da değildir. Aynı tespitleri Hindistan, Pakistan, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika’yla ilgili yapabiliriz.

Bölgemizde hakikatler gözetilmeden atılan her adım ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır. Bu felaketler de zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır. İsrail yaptığı her zulümle, döktüğü her kanla, işlediği insanlık suçuyla adım adım kendi varlığını ve toplumun geleceğini riske etmektedir.

“ZULMÜN SONU DERİN BİR PİŞMANLIKTIR”

Zulümle abad olunmaz. Zulmün sonu derin bir pişmanlıktır. Türkiye ve Türk milleti olarak medeniyet mirasımızın bize vazettiği adalet, hakkaniyet, vicdan çerçevesinde önce kendi vatandaşlarımızı, kardeş ve dost toplulukları ve en nihayetinde tüm insanlığı kucaklamak için samimi gayret içindeyiz.

23 YILDA BU NOKTAYA ULAŞMAK ÖYLE KOLAY OLMADI

İktidara geldiğimizde, ülkemizde savunma sanayi adına hadi hiçbir şey yoktu demeyelim ama gerçek anlamda dişe dokunup sözüne ettiğimiz caydırıcılık gücünün altını dolduracak kayda değer bir birikim yoktu. Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından başlatılan iyi niyetli girişimler, montaj sanayi diyebileceğimiz seviyenin ötesine geçememişti.

Yenilikçilik adına ise ortada hiçbir çaba, hiçbir faaliyet yoktu. Hemen kolları sıvadık. Acil ihtiyaçlar dışındaki hazır alım siparişlerini iptal ettik. Bu kaynağı üzerine ilaveler de yaparak büyüttük ve savunma sanayimizin emrine verdik. Tabi ki 23 yılda bu noktaya ulaşmak öyle kolay olmadı. Dışarıdan gelen engellemeleri zaten normal karşılıyoruz. Ama içeride birilerinin yapılan her işi kötüleyerek, bürokraside, akademide, medyada olmadık engeller çıkartarak sabote etmeye kalkışmalarını asla unutmadık, unutmayacağız.

Aynı zihniyet bugün de fırsatını bulduğu her konuda ve her an sabotajlarına devam ediyor. Bunlar bedenen bu ülkenin vatandaşı ama ruhlarını emperyalistlerin emrine vermiş mankurtlardır. Her ne yaptıysak bizden gözüküp oklarını bize fırlatan bu emperyalist uşaklarına rağmen yaptık.

Geldiğimiz noktada bilhassa insansız hava araçları konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdi. Zırhlı kara araçları konusunda adeta küresel bir markaya dönüştük. Kendi insanlı ve insansız uçaklarımızı, kendi füzelerimizi, kendi radarlarımızı, kendi deniz araçlarımızı, kendi haberleşme sistemlerimizi geliştiriyor, üretiyoruz.

“TÜRKİYE YÜZYILININ İNŞASINA ALLAH’IN İZNIYLE KİMSE MANİ OLAMAYACAKTIR”

Şunu büyük bir gururla ve gönül huzuruyla ifade etmek isterim. En zoru artık geride kalmıştır. Bir ürünü tasarımı, yazılımı, donanımı ve diğer unsurlarıyla üretim aşamasına getirmenin ne demek olduğunu en iyi biz biliriz. Şimdi envanterimize giren bu ürünleri caydırıcılığımızı destekleyecek şekilde ve miktarda imal etme safhasına geldik.

Milli Savaş Uçağımız Kaan bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Aynı şekilde orta ve uzun menzilli füze stoklarımızı son gelişmeler ışığında caydırıcılık düzeyine getirecek üretim planlamalarını yapıyoruz. İnşallah çok uzun olmayan bir süreçte hiç ama hiç kimsenin bize efelenmeyi dahi göze alamayacağı bir savunma kapasitesine erişmiş olacağız.

Bunun şartı ise siyasi istikrarı korumaktan, ekonomimizi güçlü tutmaktan, sosyal barışı tahkim etmekten, diplomatik ilişkilerimizi geliştirmekten geçiyoruz. Zahmet olmadan rahmet olmaz derler. Devlet ve millet olarak bazı sıkıntıları çekecek bazı fedakarlıkları yapacağız ki hedeflerimize ulaşabilelim.

Böyle bir vizyonu olmayan sadece karanlık ilişkilerin ve kaynakların mahsulü şişirmelerle ülkenin başına tebelleş edilmeye çalışılan zihniyete ve siyasetçi tiplerine karşı yürütülen mücadelenin de bu perspektiften okunmasında fayda görüyorum.

Türkiye safralarından kurtuldukça her alanda geleceğine umutta bakmaktadır. Şundan kimsenin şüphesi olmasın. İktidarımız ve ittifakımız, bölgemizin içinde bulunduğu bu sancılı dönemde Türkiye’nin istikrar ve istikbalinin temelidir ve teminatıdır.

86 milyonun emaneti emin ve ehil ellerde güvendedir. Türkiye yüzyılının inşasına Allah’ın izniyle kimse mani olamayacaktır. Bugüne kadar nice badirenin üstesinden nasıl alnımızın akıyla geldiysek bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden de ülkemizi inşallah uzakta tutacağız.

“GÜN, SORUMLU SİYASET YAPMA GÜNÜDÜR”

Ülkemizin politik ve sosyal kutuplaşma yoluyla, sokak ve gerilim siyasetiyle, içi boş hamasi söylemlerle zaafa uğratılması bu ülkede kimsenin hayrına değildir. İktidarı zaafa düşürmek için, ülkenin zaafa düşmesine bile eyvallah diyenler, tarih önünde de, maşeri vicdanda da bunun hesabını veremezler. Muhalefetin tribünlere oynama uğruna Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcında yaptıkları yanlışa tekrar düşmemelerini arzu ediyoruz.

Gün, özellikle sorumlu siyaset yapma günüdür. Türkiye, tüm hadiseleri devlet aklıyla ve köklü tecrübesiyle okumakta, sağduyulu ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirmekte, 86 milyonun tamamının güvenliği ve huzuru için gerekli adımları atmaktadır. Birileri gibi ateşe benzin dökmenin değil, daha fazla büyümeden bir an önce yangını söndürmenin derdindeyiz.

Amacımız, bölgemizde sulh-ü sükûnun hakim olması, istikrar ve güven ortamının çok güçlü biçimde tesis ve tahkim edilmesidir. Gelişmeleri günlük siyasete, polemik malzemesi yapmanın, bölgesel istikrarın tesisi ve ülke güvenliği için verilen mücadelede ortadayken haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz.

“BUGÜN DÜNDEN DAHA İYİYİZ, DAHA GÜÇLÜYÜZ…”

Şu hususa herkesin dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum. Biz, millet olarak tarih boyunca metanetimizi, asaletimizi, kuvvetimizi, dayanışmamızı muhafaza ederek önümüze konulan engelleri teker teker aştık. Bekamıza yönelik saldırıları bu şekilde püskürttük. Üzerimizde oynanan oyunları bu şekilde bozduk. Karanlık tünellerden yine bu şekilde aydınlığa çıktık.

Bugün de Türkiye’nin en büyük ihtiyacı birlik ve kardeşlik siyasetidir. Birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek, 86 milyon kalp kalbe vererek güzel yarınlara inşallah hep beraber varacağız. Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada müessir bir güce dönüştürme hedefimizde hiçbir sapma olmadığının altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Bugün dünden daha iyiyiz, daha güçlüyüz, daha ileri bir konumdayız. İnşallah yarın bugünden de güçlü olacağız. Allah’ın yardımı aziz milletimizin duasıyla durmadan, duraksamadan çalışmaya, ülkemizi, milletimizi kalkındıracak hizmetlere imza atmaya devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Previous Story

7 DEFA YENİDEN İNŞA EDİLEN ŞEHİR, ANTAKYA

Next Story

Yargıtay ‘ahlaksız’ kelimesini hakaret saydı

Latest from Blog

New Jersey’de sel felaketi: Eyalette OHAL ilan edildi

ABD’nin New Jersey eyaletinde, şiddetli yağışlar sonucu oluşan seller nedeniyle olağanüstü hal ilan edildi.          NBC News’ün haberine göre, New Jersey Valisi Phil Murphy, eyaletin Plainfield bölgesinde bir aracın

“Volodimir, Moskova’yı vurabilir misin?”

ABD Başkanı Trump, iddiaya göre, Ukraynalı mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde, kendilerine uzun menzilli silahların sağlanması durumunda Rusya’nın derinliklerini vurup vuramayacaklarını sordu. ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya yeni silah tedarikine yeşil ışık yakmasının

Erdoğan: İç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan kurtuldukça her alanda şahlanışa geçecek, ekonomide, savunmada, kalkınmada, güvenlikte, iç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölgeye giden
Go toTop

Don't Miss

Erdoğan: İç ve dış politikada yepyeni bir dönem başlayacak

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemiz yarım asırlık terör boyunduruğundan

Özel’den Erdoğan’a ağır sözler

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı