Tarifeler indirilse de Çin ABD’ye karşı tutumunu yumuşatmıyor

1 ay ONCE

ABD ile Çin arasındaki tarifeler geçici olarak düşürülse de, Pekin bölgesel iddialarından ve askeri rekabetten geri adım atmıyor. Uzmanlara göre Çin, Washington’la yeniden alevlenebilecek bir çatışma ihtimaline karşı sert tutumunu sürdürüyor

Fotoğraf: Erin Schaff/New York Times)
Fotoğraf: Erin Schaff/New York Times)

Chris Buckley / New York Times

ABD ve Çin ticaret savaşını dizginlemeye yönelik adımlar atarken bile, Pekin Washington ile daha geniş çaplı bir rekabete hazırlanıyor. Çin için bu, Asya genelinde ekonomik ve diplomatik fırsat arayışının, bölgesel toprak iddiaları ve askeri rekabet konularındaki sert tavrını yumuşatmayacağı anlamına geliyor.

Taraflar, birbirlerinin mallarına uyguladıkları şaşırtıcı derecede yüksek tarifeleri geçici olarak düşürme konusunda anlaştılar. Ancak bu tarifeler üzerindeki ateşkes, Pekin’in Washington’a dair diğer şikayetlerini azaltmayacak. Örneğin Pentagon’un askeri kuvvetleri Asya ve Pasifik’e kaydırma vaadi ve Çin’in ileri teknolojiye erişimini sınırlamaya yönelik süregelen çabalar gibi.

Tarifelerdeki bu geri adım, Başkan Donald Trump ile Çin’in en üst düzey lideri Şi Cinping arasında bir telefon görüşmesine ve zirveye zemin hazırlayabilir. Ancak uzmanlara göre Trump’ın yüksek tarifeleri, Pekin’de Şi’nin Trump’ın “anlaşma yapıcı” tarafına hitap edebileceği yönündeki ihtiyatlı umutları çoktan zayıflattı. Pekin, Trump yönetimiyle yapılacak görüşmelerde fırsatları kararlılıkla takip edecek olsa da, gerilimin yeniden tırmanması ihtimaline karşı hazırlıklı olacak — bu da Trump’ın ilk dönemindeki ilişkiler döngüsünün tekrarına işaret ediyor.

CIA’in eski Çin analisti Jonathan Czin “Bence bu durum, Pekin’in ABD’nin niyetlerine karamsar yaklaşımının yerinde olduğunu gösteriyor ve ikinci ticaret savaşına hazırlanmanın doğru bir politika olduğuna dair görüşünü doğruluyor” dedi.

Cenevre’de varılan tarife duraklaması hakkında konuşan Czin, “Benim tahminim, Pekin bunu ABD’nin taktiksel bir geri çekilmesi olarak görüyor, Çin Komünist Partisi’ne karşı düşmanlıktan uzaklaşan temel bir politika değişikliği olarak değil” ifadelerini kullandı.

Trump’ın dünyadaki pek çok ülkeye uyguladığı tarifeler, Şi’ye Çin’i dostane ve güvenilir bir alternatif olarak sunma fırsatı verdi. Bu da Şi’nin Vietnam, Kamboçya ve Malezya’yı ziyaret ettiği dönemde ve bu hafta Latin Amerika liderleriyle yaptığı görüşmelerde vurguladığı bir temaydı.

Ancak Çin’in Trump dönemine yönelik gelişen yaklaşımı, aynı zamanda gücünü ortaya koymayı da içeriyor: Temelde, diğer hükümetlere —özellikle Asya’dakilere— Pekin’in bölgesel iddialarından ve hedeflerinden vazgeçmesini beklememeleri gerektiğini söylüyor.

Washington ile Pekin’in tarifelerde ateşkese vardıkları gün, Çin hükümetinin politika belirleyici bir belgesi, “dış güçlerin” Çin’in sınır bölgeleri ve çevre güvenliği üzerinde artan tehditler oluşturduğunu uyardı.

Çin’in Pazartesi günü yayımladığı ulusal güvenlik beyaz kitabında, “Asya-Pasifik bölgesi büyük güçler arasında bir çekişme odağı haline geldi” denildi ve “Bazı ülkeler Asya-Pasifik’te askeri ittifaklarını güçlendiriyor, bölgesel ortaklar arıyor” ifadeleri yer aldı. Bu da ABD ve müttefiklerine bir göndermeydi.

Lowy Enstitüsü’nde Doğu Asya kıdemli araştırmacısı Richard McGregor, Çin için “Washington’un ticaret politikasındaki karmaşayı kendi istikrar ve öngörülebilirlik imajını güçlendirmek için kullanmaya çalışmaya devam edecek. Ama deniz komşularıyla olan egemenlik ihtilaflarında ısrarcı olmaktan vazgeçmeyecek” dedi.

Çin ve çevresindeki çekişme noktaları

Bu ay içinde Çin sahil güvenliğine ait bir helikopter, Japonya’nın kontrolünde olan ve her iki ülkenin de hak iddia ettiği tartışmalı adaların yakınındaki hava sahasına girdi. Çin, bu adaların üzerinde bir Japon uçağının yaptığı kışkırtıcı bir uçuşa karşılık verdiğini söyledi. Çin’in bu adalara verdiği ad Diaoyu, Japonya’nınki ise Senkaku.

Yine bu ay Çin sahil güvenliği, Güney Çin Denizi’ndeki ihtilaflı bir alan olan ve Filipinler’in de hak iddia ettiği Sandy Cay adlı küçük adacığa indi. Bu olay, ABD ile Filipinler’in yıllık ortak askeri tatbikatlarına başlamasından sadece günler önce yaşandı.

Çin hükümetinin en fazla tetikte olduğu konu ise Tayvan. Pekin’in kendi toprağı olarak gördüğü, ancak demokratik yollarla yönetilen Tayvan’ın etrafında, Nisan başında Halk Kurtuluş Ordusu tarafından abluka simülasyonu içeren tatbikatlar yapıldı.

Değişen dengeler, oluşan yeni çatlaklar

ABD ile birçok geleneksel müttefik arasında, özellikle Avrupa’da, çatlaklar oluştu. Ancak Trump’ın politikaları, Asya ve Pasifik’teki geleneksel ABD ittifaklarını aynı ölçüde sarsmadı. Dışişleri Bakanı olarak ilk tam gününde Marco Rubio, Hindistan, Japonya ve Avustralya dışişleri bakanlarıyla bir toplantıya katıldı. Trump ile Japonya Başbakanı Şigeru İşiba ortak bir açıklama yaparak Çin’in Tayvan’a yönelik tehditlerinden duydukları ortak kaygıları dile getirdiler.

Biden döneminde Savunma Bakanlığı’nda Hint-Pasifik Güvenlik İşleri Müsteşar Yardımcısı olan Ely Ratner, “Hem ABD hem de Asyalı ortakları, savunma ve güvenlik ilişkilerini ticaret ve tarife ortamından izole etmeye çalışıyor. Pekin için asıl zorluk şu: ABD’nin müttefiklerinin çoğu, Çin’i birincil ulusal güvenlik tehdidi olarak görüyor” dedi.

Şanghay’da uluslararası ilişkiler uzmanı Shen Dingli, “Bu kez tarifelerdeki karşılıklı geri çekilmeler, Çin ile ABD arasındaki derin güvensizliği dağıtmayacak” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Taraflar ticaret ihtilaflarını sürekli geri çekmeye devam ederse ilişkiler bir iki yıl için düzelebilir, ancak ardından muhtemelen yeniden kötüleşecektir, çünkü anlaşmazlık noktalarımız çok fazla”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SON HABERLER

Bunları da kaçırma

ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığı: Hangi ülkede kaç üs var?

ABD’nin Orta Doğu’da devralınabileceği yaklaşık 45 bin askeri personel, çok sayıda üssü,

İsrail’e ‘ölüm tarikatı’ diyen Pentagon yetkilisi görevden alındı

Pentagon, sosyal medya hesabında “İsrail karşıtı” açıklamalarda bulunduğu gerekçesiyle Albay Nathan McCormack’i