İBB Başkanı İmamoğlu’nun gözaltına alınması Alman basınında geniş yer buldu. Yorumlarda Erdoğan’ın en güçlü rakibini devre dışı bırakmaya çalıştığı belirtilirken Almanya ve Avrupa’nın tepkisi de mercek altına alınıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dün sabah erken saatlerde evinde gözaltına alınması Alman basınında geniş yer aldı. Alman basınındaki yorumlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baş rakibi konumundaki İmamoğlu’ndan korktuğu değerlendirmesi öne çıktı.
Die Welt gazetesi, İmamoğlu’na karşı son dönemde art arda hızla açılan soruşturmalara işaret ederek yöneltilen suçlamaların “Bir hırsızın ağzından çıkan ‘Hırsızı yakalayın’ çağrısı kadar inandırıcı” olduğunu belirtiyor. İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından hemen önce üniversite diplomasının iptal edildiğine ve cumhurbaşkanlığı için üniversite diploması şartı bulunduğuna dikkat çeken gazete, “Erdoğan kendisi bu koşulu yerine getirdiği konusundaki şüpheleri hiçbir zaman inandırıcı bir şekilde ortadan kaldıramadı. Ama hangi numaralara başvurursa başvursun, İmamoğlu serbest bırakılsa da tutuklansa da rejimin İmamoğlu’ya karşı giriştiği savaşın sertliği, eninde sonunda İmamoğlu’nun işine yarayacak.”
“Türkiye bir kez daha fırtınalı bir dönemle karşı karşıya”
Augsburger Allgemeine gazetesi de “Erdoğan’ın etrafındaki iktidar çevresi kendi halkından korkuyor” yorumunda bulunuyor. Gazetede, “Sadece gözaltılar değil, aynı zamanda dört günlük gösteri yasağı getirilmesi, İstanbul’un merkezinde sokaklara kurulan yoğun barikatlar ve internette bant daraltmaya gidilmesi de bunun kanıtıdır. Türkiye bir kez daha fırtınalı bir dönemle karşı karşıya” satırları yer alıyor.
Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi de Erdoğan’ın, en güçlü rakibi olan İmamoğlu’ndan korktuğunu ve bu korkunun iyi nedenleri olduğunu belirterek şu satırlara yer veriyor: “Son seçimlerde Erdoğan pek çok önemli ve mali açıdan güçlü kenti muhalefete kaybetti. Ülkenin güneydoğusunda da özellikle DEM Parti’ye karşı yenildi. Bu bölgelerde de seçimle göreve gelmiş belediye başkanlarını gizemli ve uydurma sebeplerle tutukladı, görevden aldı, yerlerine hükümete sadık kayyumlar atadı. Şimdi de halk arasında popüler İstanbul Belediye Başkanı hedefte. 2028’de planlanan seçimler için sadece birkaç gün sonra CHP’nin cumhurbaşkanı adayı seçilmesi beklenen İmamoğlu, şüphesiz Erdoğan’ın en tehlikeli siyasî rakibi.”
Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock’a eleştiri
Heidelberg kentinde yayımlanan Rhein-Neckar gazetesi ise Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un yaptığı sert açıklamayı eleştiriyor ve şu görüşleri kaydediyor:
“Bakan Baerbock, Türkiye’deki gelişmelerle ilgili ‘Demokrasiye ağır bir darbe’ derken tabii ki haklı. Ama bunu, neredeyse hep yaptığı gibi yüksek sesle mi dile getirmek zorunda? Bunun İmamoğlu’na bir yararı var mı? Almanya’nın ihtiyacı olan, diplomasiye geri dönmektir. Diplomasi de kapalı kapılar ardında yürütülür. Tabii kendisine uzatılan mikrofonu geri çevirmekte zorlanan biri için çok zor. Ancak özellikle de NATO ortağı Türkiye konusunda ekonomik düzlem dahil olmak üzere yumuşak baskı imkânları var. Boş sözler yerine taktik gerekli.”
Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi de Avrupa ve Almanya’nın Erdoğan’a baskıyı artırmakta zorlandıklarını belirtiyor:
“Türkiye NATO partneri. Hem de Batı ile Doğu arasında önemli bir kesişim noktasında. Bu nedenle Ankara’ya karşı gerçek anlamda sert siyasî ve ekonomik önlemler bir türlü alınamıyor. Ancak uzun vadede Ankara’nın provokasyonları, bir şekilde kabul edilemeyecek kadar tehlikeli. Burada konu, tam da tehlike altında bulunan değerlerin, Batı değerlerinin savunulması. Türk demokrasisinin geleceği için önemli bir noktaya doğru gidiliyor. Bu noktada muhalefet yalnız bırakılamaz.”
FAZ: Türk muhalefeti için son muharebe daha verilmedi
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Türkiye’ye karşı dışarıdan baskının geçmişte de sonuç vermediğini belirtiyor ve ekliyor:
“Erdoğan ile İmamoğlu arasındaki iktidar mücadelesinde kararı sadece Türkler kendileri verebilir. Her ne kadar yarışta şartlar eşit olmasa da. Türk muhalefeti yıllar süren büyük baskıya rağmen kendini yenileyici gücünü koruyabildi. İmamoğlu’nun devre dışı bırakılması muhalefete ağır bir darbe indirdi. Çünkü İmamoğlu karizma ve aurası ile Erdoğan’ın karşısına çıkabilecek tek kişiydi. Ancak ülke ekonomisi ve toplum fokur fokur kaynıyor. Otokrasi ve adam kayırmacılığa karşı duyulan öfkeyi parmaklıklar arkasına tıkmak mümkün değil. Türk muhalefeti için son muharebe daha verilmedi.”