İmamoğlu, Cumhurbaşkanı’nın muhalefeti hedef alan paylaşımına çok sert tepki gösterdi. Erdoğan’a seslenerek “Bu millete, memlekete artık zarar vermeyi bırak. Görevini yap. O kötü cümlelerin her bir kelimesi, vız gelir tırıs gider. Bir milim bile geri adım atmayacağım. Aparat gibi kullandığın hiçbir kişiden de kurumdan da korkmuyorum. Günü geldiğinde hepsi milletin karşısında haddini haddini bilecek” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane’deki başkanlık binasında memur alımı için mülakat yapılan kameralı, şeffaf odaları ziyaret etti ve açıklamalar yaptı.
İmamoğlu, İBB, İETT ve İSKİ kadrolarına bin 780 çalışan almak için yaptıkları duyuruya 70 bin kişinin başvurduğunu açıklayarak “Bu aslında ülkemizin, bugün iş arayan insanlarımızın ne kadar zor durumda olduğunun da bir göstergesi. Burada tek bir kişinin dahi hakkının hukukunun çiğnenmediği bir ortam var etme konusunda titiz davranıyoruz. Zaten KPSS sınavında aldıkları puanlara göre arkadaşlarımız 5 katına yakın kişiyi çağırıyorlar. Kapalı kapılar ardında değil şeffaf bir ortamda bütün görüşmeler kamerayla sesli kayıt altında. Ülkemizin farklı noktalarından gelen başvurular var. Hiçbirinin hakkının hukukunu yenmediği ve alımların adil bir şekilde yapıldığı bir süreç işletilecek” dedi.

İmamoğlu “Aslında adalet ve iç huzur meselesi çok önemli. Milletin huzurlu olma meselesi çok önemli. Bugün öyle bir acı bir dönem yaşıyoruz ki memleket olarak. Dün akşam bile Filistin’e yapılan saldırıda yüzlerce masum insan hayatını kaybediyor. Zor bir coğrafyadayız. Filistin’de bu zalimliğin devam etmesini kınıyoruz. Türkiye’nin büyük bir sorumluluğu var” diye konuştu.
“BUNU SONA ERDİRMEK İSTİYORUZ”
Ülkedeki iç huzurun da çok önemli olduğuna vurgu yapan İmamoğlu “Ben nereye gidersem gideyim atanamayan öğretmenler, bir türlü mülakata aşamadığını ortaya koyan, bugünkü süreci yöneten hükümetine güvenmediğini ifade eden insanlar her yerde. İzmir’de dinliyorum, Diyarbakır’da dinliyorum, Trabzon’da dinliyorum. Her yerde dinliyorum. Bu çok acı bir durum. Biz bunu sona erdirmek istiyoruz. Ve bu ülkenin adil bir düzene kavuşmasını arzu ediyoruz. Adaletli bir devletin adaletli bir sistemin; başta yargı olmak üzere her türlü insanı mutlu eden insanı güvende hissettiren bu ülkeye devletin her kurumuna güven duyacağı bir ortamı var etme konusunda bir dönemi ülkemize kazandırma çabası içerisindeyiz” dedi.
CUMHURBAŞKANI’NA SERT TEPKİ
İmamoğlu, ardından sözü Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Mart gecesi sosyal medyadan yaptığı “Demokrasimizi zehirleyen toksik muhalefet anlayışının tüm belirtilerine ana muhalefete baktıkça şahit oluyoruz. Asli sorumluluklarını yerine getirmeyenler, genel başkanı ve o makama göz dikenleriyle, tüm vakitlerini 3 yıl sonraki seçime hasrederek illüzyon peşinde koşuyorlar. Karşımızda yolsuzluğun, hırsızlığın, taciz ve tecavüzün, son olarak da sahtekârlığın tüm bünyeyi sardığı çürümüş bir yapı bulunuyor. Şişirilmiş konser faturalarıyla vurgun yapmaktan kadınlara had bildirme edepsizliklerine kadar ne ararsan istisnasız hepsi var” paylaşımına getirdi.
Erdoğan’a çok sert tepki gösteren İmamoğlu şunları söyledi:
“İMAMOĞLU VE ÇEVRESİNE SALDIRMAYI MESLEK EDİNİYOR”
– Ramazan ayındayız ve Ramazan ayında insanlar ülkesine, milletine bereket, huzur, sağlık diler. Ama bu ülkenin Cumhurbaşkanı sosyal medyada gece 22.30’da insanlar iftarını açmış, teravihe gitmiş, duasını etmiş, evine gelmiş. Huzur bekliyor, huzur istiyor. Bu ülkenin son genel seçimde seçtiği cumhurbaşkanı, attığı tweet ya da belki kendisinin de haberi yok. Çevresinde oluşan bir kısım aklı evvelin yazıp çizdiği de olabilir. Bilemem. Ama bundan sorumludur. Tweet’inin içindeki kelimelere bakın; bir Ramazan akşamı ve Ramazan akşamından bir gün sonra şehitlerimizi birlikte anacağız. Onlara olan minnet duygularımızı anlatacağız.
– Filistin’de insanlar katledilirken, Türkiye’de işsizlik sorunu tavan yapmışken, adaletle ilgili duygu sarsılmışken, yüzde 85-90’a yakın insanın adalet sistemine güvenmediği bir ortam varken bir avuç ne olduğu belli olmayan insanların bütün yargıçlarımızı, bütün savcılarımızı zan altında bıraktığı bir dönemi yaşarken bu ülkenin milletin oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın gece 22.30’da attığı tweet’teki cümlelere bakın: ‘Demokrasimizi zehirleyen toksik muhalefet… Karşımızda yolsuzluğun, hırsızlığın, taciz, tecavüz, sahtekarlık, çürümüşlük, edepsizlik…’ Bu lafları cumhurbaşkanı ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı kuruyor. Kelimelere bakar mısınız?
– Bir Ramazan akşamı ülkenin cumhurbaşkanı, milletine huzur tesis etmek için çaba gösterecekken, haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayanlara moral verecekken, kendisi kurduğu bu cümlelerle muhalefete saldırmayı, Ekrem İmamoğlu’na saldırmayı, yakın çevresine saldırmayı, kendine meslek ediniyor. Ve bu şekilde her gün sosyal medyada yayınlar yapıyor.

“TOPLUMA HAKARET EDİYORSUN”
– Her gün insanına, topluma ‘muhalefet ‘diyor. Bugün Türkiye’nin yüzde 75’i karşında. Sen bütün yüzde 75’i muhatap alarak onları lekeliyorsun. Ben buraya şehit ve gazi ailelerinin yanından geldim. Ne dediklerini ben duydum. Bütün bu duyguları yok sayıyorsun, insanlara hakaret ediyorsun, topluma hakaret ediyorsun. Böyle bir yönetim anlayışı olabilir mi? Bu devletin kurumları kimin? Bu milletin oy verdiği partiler kimin? Böyle bir saygısızlık olabilir mi? Topluma, millete böyle saygısız cümlelerle sosyal medya yazılımları olabilir mi?
– Ben milletimizin huzurunu risk altında görüyorum. Tehdit altında görüyorum. Ve bu huzuru bertaraf eden, kötü duruma düşüren, kötü bir yönetimle, Cumhurbaşkanı’nın kötü sözleriyle bütün milletimiz muhatap olmak zorunda kalıyor. Bir sabah bile insanlar huzurla ayağa kalkamıyor. Elinde çanta, kapısında bekleyen yargı mensupları, bir avuç insan. Kendisi zaten Ekrem İmamoğlu’nun her mevzusuna savcılık yapma konusunda kararlı. Heybedeki turpu milletin önüne koymuş. Neyse o turp?”
“MEMLEKETE ZARAR VERMEYİ BIRAK, GÖREVİNİ YAP”
– Yazıktır, günahtır. Bu millete, bu memlekete artık zarar vermeyi bırak. Görevini yap. Bu kurumda kreş hizmeti verenler sorgulanıyor. Kent lokantası açanlar soruşturuluyor. Bu memleketin iyiliğini isteyen ve çalışan insanlar sorgulanıyor, yargılanıyor. Böyle bir şey olamaz. Biz bu memleketin huzurunu istiyoruz. Bir adım bile geri atmayız. O kötü cümleler, benim ağzıma bile almayacağım asla yazmayacağım, kamuoyuyla paylaşmayacağım o kötü cümlelerin her bir kelimesi, vız gelir tırıs gider.
– Allah bu memleketi kötü insanlardan, kötü duygulardan, koltuğu için her şeyi yapma ruhuna sahip insanlardan korusun. Koruması için de ben sonuna kadar mücadele vereceğim. Her bir arkadaşım için mücadele vereceğim. Bu vatanın her bir evladı için mücadele vereceğim. Atanamayan her öğretmen için mücadele vereceğim. Hakkının hukukunun yendiğini iddia eden milyonlarca genç insanının hakkını, hukukunu koruyacağım. Bundan sakın zerre şüpheniz olmasın. Bir milim bile geri adım atmayacağım.
“HEPSİ HADDİNİ BİLECEK GÜNÜ GELDİĞİNDE”
– Allah bu memleketi korusun. Allah bizi şehitlerimize, gazilerimize mahcup etmesin. Bu memleketin birliği ve dirliği için en güçlü hizmeti vermemize vesile olsun. Burada görevlendirdiğin, bir şekilde aparat gibi kullandığın hiçbir kişiden de kurumdan da korkmuyorum. Hepsi milletin karşısında haddini bilecek günü geldiğinde. Bu kötü cümlelerin bu milletin bir daha huzuruna gelmemesi için de bir an önce bu dönemin değişmesi için de mücadelemi sonuna kadar vereceğim.