FOTOĞRAF: RUTH ORKIN
Stockholm Kulturhusetö kapılarını kaçırılmaması gereken, etkileyici bir sergiye açıyor. Amerikalı fotoğrafçı Ruth Orkin (1921 – 1985), günlük yaşamı duygusal ve eşsiz bir şekilde yakalayıp, yorumladığı fotoğraflarıyla tanınır. Çalışmaları, sokak fotoğrafçılığı, portre ve foto muhabirliği dahil olmak üzere birçok türü kapsar. Anı yakalamadaki becerisi ve fotoğraflarıyla hikâye anlatma yeteneği sayesinde Orkin, 20. yüzyılın en unutulmaz fotoğraflarına imzasını atar. En ünlü fotoğrafı olan ‘American Girl in Italy’ (1951), Floransa’da erkeklerin bakışları altında yürüyen genç bir kadını görüntüler. Bu şekilde dönemin sosyal dinamiklerini de gözler önüne serer.
Şu ara Ruth Orkin’in mirası, Stockholm’deki Kulturhuset Stadsteatern’de düzenlenen geniş kapsamlı bir sergide onurlandırılıyor. 16 Mart 2025’e kadar sürecek olan sergi, onun yaşamına ve çalışmalarına benzersiz bir bakış sunuyor. Ziyaretçiler, bu sergide sanatçının en ünlü fotoğraflarını görme şansına sahip olacak, aynı zamanda daha az bilinen fotoğraflarını ve yaratıcı sürecini anlamaya yardımcı olacak kişisel eşyalarını da keşfedebilecekler.
Serginin en dikkat çekici bölümlerinden biri, Orkin’in 1940 ve 50’li yıllarda yaptığı çalışmalar üzerine odaklanıyor. Bu dönemde sanatçı dünya genelinde seyahat ederek New York’taki günlük hayat sahnelerinden Avrupa’daki romantik ve zamansız karelere kadar birçok unutulmaz fotoğraf çekti. Fotoğrafların yanı sıra, sergide Orkin’in mektupları, günlük notları ve kişisel eşyaları da yer alıyor. Ayrıca, filmlerinden sahneler ve sanatçının kendi anlatımıyla çalışmalarını anlattığı röportajlar da gösteriliyor.
Ruth Orkin, 1921 yılında Los Angeles’ta doğdu ve sinema ve fotoğrafçılıkla iç içe büyüdü. Annesi Mary Ruby, sessiz sinema oyuncusuydu. Orkin’in görsel anlatıma olan sevgisinin köklerinin de buraya uzandığı söylenebilir. Genç yaşta, Los Angeles’tan New York’a tek başına bisikletle yaptığı yolculuk, onun için yalnızca macera dolu bir deneyim olmakla kalmadı, aynı zamanda hayatı boyunca sürecek olan insanları ve mekanları belgeleme tutkusunun da başlangıcını oluşturdu.
Kariyeri New York’ta hız kazandı; ‘Life’, ‘The New York Times’ ve ‘Look’ gibi dergilerde çalışarak ünlü kişiliklerden günlük yaşam sahnelerine kadar her şeyi fotoğrafladı.

Ruth Orkin’in çalışmalarının dünya çapındaki fotoğrafçılar üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olduğu söylenebilir. Foto muhabirliği alanında kendini kanıtlayan ilk kadınlardan biri olarak, erkeklerin hakimiyetindeki bu sektörde Orkin, öncü olmuştur. Günlük yaşamı spontane ve samimi bir bakış açısıyla yakalama tarzı, nesiller boyunca fotoğrafçılara ve film yapımcılarına ilham vermeye devam etmektedir.
Fotoğrafçılık, tarih ve sanatla ilgilenen herkes için Ruth Orkin’in Kulturhuset’teki sergisi kaçırılmaması gereken bir etkinlik. Ziyaretçilere, onun eserlerini yakından görme ve 20. yüzyılın en etkileyici fotoğrafçılarından birinin yaşamına dair özel bir bakış sunma fırsatı da veriyor.
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki Al Shabab Stadı’nda oynanan karşılaşmada Fatih Terim’in ekibi, Al Khaleej’i ağırladı.
İlk yarısı 1-1 sona eren karşılaşmanın ikinci devresinde üst üste goller bulan Al Shabab, mücadeleyi 5-1 kazandı.
Ev sahibine galibiyeti getiren golleri Wesley Hoedt (2) ve Abderrazak Hamdallah (3) kaydetti.
Al Khaleej’in ise tek golü ilk devrede Abdullah Al Salem’den gelirken konuk takım, ilk yarıda Konstantinos Fortounis ile de bir penaltıdan yararlanamadı.
Rakibini 5-1 yenen Al Shabab, puanını 32’ye yükseltti. Al Khaleej ise deplasmandaki farklı mağlubiyetin ardından 27 puanda kaldı.
CHP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, Anadolu Partisi’nin “Bir konu, bir konuk” programına katıldı. Enginyurt, CHP’ye geçtiği için komünist olmakla suçlandığını belirterek, ” Baktım, hiç 128 milyar dolar çalan komünist yok dedim. Hiç Beşli Çete’nin 600 milyar lira vergi borcunu silen komünist yok dedim” ifadesini kullandı.
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Enginyurt, şunları söyledi:
“Şu an Türkiye yansa da umurunda olmayacak bir iktidar var. İşte bu iktidarın karşısında bizim Türkiye İttifakı’nda buluşmamız gerekiyor. Bunun kaçarı yok. Bunun sağcılığı, solculuğu yok. Bana geçen MHP’li bir arkadaş soruyor. ‘Abi sen CHP’ye geçince komünist mi oldun şimdi’ diyor. Komünist oldum dedim. ‘Niye abi’ diyor. Baktım, hiç 128 milyar dolar çalan komünist yok dedim. Hiç Beşli Çete’nin 600 milyar lira vergi borcunu silen komünist yok dedim. Bu memlekette altı yaşında çocuğu evlendiren komünist yok dedim. Komünist dediğin adam kapı komşun, mahalle arkadaşın. CHP’de siz Atatürk’ü sevmeyen birisini gösterebilir misiniz? Türk bayrağını taşımayan birini, Türk bayrağı aşkıyla yanmayan birini gösterebilir misiniz? Bana CHP’ye gittin diye komünist diyorlar ama kendileri Apo denen bebek katiline, Meclis’e gelip konuşma hakkı vermek istiyorlar.”
TERÖRÜN BİTMESİNİ İSTEMEYİNİN ALLAH BELASINI VERSİN’
“Diyorlar ki, ‘Terör bitsin istemiyor musunuz?’ Kim terör bitsin istemez? Terörün bitmesini istemeyenin Allah belasını versin” diyen Enginyurt, şöyle devam etti:
“Terör bitecekse, Murat Binbaşıyı kim öldürdü? Apo ile neyin pazarlığını yaptınız? Apo bir açıklama yapacak anladık da açıklama karşısında siz ne verdiniz? Bir söz verdiniz. Bu Apo deli değil ya. Hiçbir şey almadan size açıklama yapacaksa, 23 yıldır neden yaptırmadınız? Elinizde değil mi? Niye bu kadar insan öldü?
Teröristlerin Suriye’den geldiğini söylüyorlar. En son TUSAŞ’taki terörist Suriye’den gelmedi mi? Mezitli Karakolu’nu basanlar Suriye’den gelmedi mi? Beyoğlu’nda patlamayı yapan terörist Afrin’den gelmedi mi? O zaman Türkiye içinde terörist yoksa, hangi teröriste silah bıraktıracaksınız? Silah bırakılmasından kim rahatsız olur. Ama nasıl bırakacaksınız?”