Saadet Partili Birol Aydın, Cafer İpek ve Melek İpek’i ziyaret ederek, “Dost listelerinden çıkarılıp, hasım ilan edilenlerden siyasi öç almak veya ekonomik olarak yıkıma uğratmak için hukukun bir kılıç gibi kullanılmasına artık son verilmelidir.” dedi.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, 8 yıldır cezaevinde bulunan Cafer Tekin İpek ve geçtiğimiz günlerde cezaevine konulan Melek İpek’i ziyaret etti.
Aydın, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “İpek ailesini çok iyi ve yakından tanıdıkları halde, iktidarda bulunanların bu duruma sessiz kalmalarını anlamak zor.” dedi. Aydın, İpek ailesinin Yargıtay’daki dosyalarının bir kez daha incelenmesi ve el konulan mal varlıklarının akıbetinin araştırılması gerektiğini ifade ederek, “Dost listelerinden çıkarılıp, hasım ilan edilenlerden siyasi öç almak veya ekonomik olarak yıkıma uğratmak için hukukun bir kılıç gibi kullanılmasına artık son verilmelidir.” dedi.
Birol Aydın’ın sosyal medya paylaşımı şöyle:
“8 yıldır hapis yatan Cafer Tekin İpek Bey’i ve Melek İpek Hanım teyzeyi, kaldıkları Sincan Cezaevi’nde bugün ziyaret ettim.
Tekin Bey’le daha önce hiç görüşmemiş, Melek Hanım’la ise partimiz adına 2018 yılından itibaren yaşadıkları süreçleri birkaç kez konuşmuştuk.
Öncelikle 79 yaşında, tekerlekli sandalyesinde bir anne ile cezaevinde bir araya gelmekten üzüntü duyduğumu belirtmek isterim.
Cezaevinde bulunmak zordur; bir kadın, bir anne, yaşlı ve hasta bir insan için çok daha zordur.
‘İKTİDARDAKİLERİN SESSİZ KALMASINI ANLAMIZ ZOR’
İpek ailesini çok iyi ve yakından tanıdıkları halde, iktidarda bulunanların bu duruma sessiz kalmalarını anlamak zor.
“Benim başıma böyle bir şey gelmişse, bu ülkede herkesin başına her an, her şey gelebilir.” cümleleriyle sitemini, üzüntüsünü, kırgınlığını ifade eden Melek Hanım teyze, bu kaygılarında haklı değil mi?
Dost listelerinden çıkarılıp, hasım ilan edilenlerden siyasi öç almak veya ekonomik olarak yıkıma uğratmak için hukukun bir kılıç gibi kullanılmasına artık son verilmelidir.
İpek ailesinin Yargıtay’daki dosyalarının bir kez daha incelenmesi ve el konulan mal varlıklarının akıbetinin araştırılması gerekmektedir.
Ne imtiyaz ne de intikam!
Sadece hukuk, sadece adalet!
Melek Hanım’ın temennisi; kendileri hakkında atılacak adımların, hak arayışında olan diğer tüm mağdur insanlar için de bir başlangıç noktası olabilmesidir.
Melek Hanım’ı ve İpek ailesini, bugün hâlâ birçoğu milletvekili ve bakan olan pek çok isme anlatacak kadar tanımıyor, bilmiyorum. Kendileri zaten “Melek Anne”yi de, aileyi de bizden çok daha iyi tanımaktadırlar.
Fakat bildiğim ve kendilerine hatırlatmak istediğim şey şudur:
Önce adalet, herkes için adalet ve her daim adalet!”
