AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bizim herhangi bir şekilde HTŞ’nin hareketliliğinin arkasında olduğumuza dair bütün bu söylemler yanlıştır.” dedi.
‘MİT Başkanımızın HTŞ lideriyle görüşmesi Suriye halkının iradesine saygıdır’
Suriye’de Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve beraberindeki grupların 27 Kasım’da Suriye ordusuna başlattığı saldırı 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesiyle sonuçlanmıştı.
‘Ilımlı mesajlar’ paylaşan HTŞ, 1 Mart’a kadar görev yapacak ‘geçici bir hükümet’ kurmuştu.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Şam’a ziyarete giderken Türkiye, 12 yıl sonra Şam Büyükelçiliği’ni açmıştı.
Sözcü Çelik’e MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Suriye ziyareti soruldu.
Çelik, “MİT Başkanımızın, HTŞ lideriyle görüşmesini eleştirenlerin zihni ve dünyası Baas dünyasında kalmış. Öyle bir dünya yok. O dünya bitti, gitti”dedi.
HTŞ’nin hareketliğinin arkasında Türkiye’nin olduğunu söyleyen açıklamalar gördüklerini belirten Çelik, şöyle konuştu:
“Bizim herhangi bir şekilde HTŞ’nin hareketliliğinin arkasında olduğumuza dair bütün bu söylemler yanlıştır. Burada HTŞ, Suriye’nin iç dinamikleri çerçevesinde ve İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ihlallere karşı olarak harekete geçtiği andan itibaren bizim bütün inisiyatifimiz Suriye’de kan dökülmesinin önüne geçmeye çalışmak oldu.”
Çelik HTŞ hakkında şunları söyledi:
“Türkiye’nin içinde bazı çevreler ve Türkiye’nin dışında bazı odaklar, MİT Başkanımız İbrahim Bey’in, ‘bir terör örgütü olarak tanımlanan HTŞ lideriyle niye görüştüğünü’ ifade ediyorlar. Neyin ne olduğuna dair etiketi, sahadaki durum belirliyor.
Düne kadar birilerinin gözünde Esad rejimi, kabili muhatap bir rejimdi ama bugün Esad rejimi yok. O zamana kadar da HTŞ bir terör örgütü olarak adlandırılıyordu. Bugün ise Suriye halkının büyük çoğunluğu tarafından desteklenen, Suriye’nin özgür geleceğine imza atan güçlerden biri olarak görülüyor.
MİT Başkanımızın, burada gidip de HTŞ lideriyle görüşmesi, Suriye halkının iradesine duyulan saygı çerçevesinde bundan sonraki süreçte desteğimizi ifade etmek için yapılacak çalışmalarla ilgilidir.
MİT Başkanımızın, HTŞ lideriyle görüşmesini eleştirenlerin zihni ve dünyası Baas dünyasında kalmış. Öyle bir dünya yok. O dünya bitti, gitti. Bugün Suriye halkının meşru kabul ettiği güçler, bizim için de meşrudur.
Bizim bütün arzumuz, Suriye’nin herhangi bir yerinde olmak zorunluluğumuzun ortadan kalkması, terör örgütlerinin ortadan kalkması ve ‘Suriye Suriyelilerindir’ şiarının hem milli egemenlik bakımından hem de toprak bütünlüğü bakımından tam olarak hayata geçmesidir. Onun için birincisi Suriye’nin milli egemenliği, ikincisi Suriye’nin toprak bütünlüğü, asla vazgeçilmez olan geleceği inşa etmeye dönük temel ilkeler olacaktır.”
Çelik’in sözlerinin devamında öne çıkan bölümler şöyle:
‘HTŞ’nin anayasal düzene karşı tutumları yok’
* Bu zor şartlar altında, savaş koşullarında bütün bu zulümler ortaya çıkarken hukuka bağlılık ilkesinden bahsetmeleri ve yeni dönemde suçluların cezalandırılmasının mahkemeler yoluyla olacağına dair vurgu yapmaları çok önemlidir. Anayasayı ortadan kaldırmıyorlar, anayasal düzene karşı bir tutumları yok. Anayasayı gözden geçirelim, BAAS rejiminin, zulüm rejiminin meşruiyet aracı olan anayasayı gözden geçirerek bütün Suriye halkını temsil edecek demokratik hale getirelim şeklinde bir irade var. Dünyanın bunu iyi okuması gerekmektedir. Kuşkusuz bu anayasa, ‘Suriye Suriyelilerindir, Suriye’yi sadece Suriyeliler yönetir’ ilkesine bağlılığın siyasi hukuki zemini olacaktır.
‘Suriyelilerin kadim yerlerinin onlara verilmesi gerekir’
* Bugün uluslararası toplumun, Batılı ülkelerin, bölge ülkelerinin yapması gereken tek şey, Suriye’ye yardımcı olmaktır. Bu bölge barışı için kilit bir noktadır. Ayrıca Suriye dosyasının doğru bir yere gitmesi için de kilit bir noktadır.
* Suriye içerisindeki topluluklar hangi mezheptense, hangi etnik topluluktansa, nerede oturuyorsa onların kadim yerlerinin, onlara ait olması gerekir. Başkaları tarafından gasbedilmiş bu bölgelerin onlara verilmesi gerekir ve terör meselesinin tamamen temizlenmesi gerekir.
‘Terör örgütlerine karşı terör örgütleri üzerinden iş yapmak gayrimeşru’
* Sırf PKK, YPG terör örgütünü, DEAŞ’lıları hapishanede tutuyor, onlara bekçilik yapıyor diye bir terör örgütünü başka terör örgütüyle kontrol etme gibisinden bir mantığın hem sürdürülebilir olmadığını hem de başka komplikasyonlara yol açacağını ve açmakta olduğunu çeşitli ülkelerde kullanılan bu yöntemin nelere yol açtığını o ülkelerde bölgesel barışı bozmaktan küresel barışı bozmaya kadar çok büyük facialara imza attığını tekrar hatırlamak gerekir. O yüzden DEAŞ meselesinin çözümü, orada herkes elini taşın altına koyacak. Kendi ülkesinden tutuklu varsa alacak. Sırf bunun için PKK terör örgütünün orada desteklenmesi demek terör örgütlerine karşı terör örgütleri üzerinden iş yapmak gibisinden ilkel ve gayrimeşru bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın sona ermesi gerekiyor.
‘İsrail birtakım reaksiyonla yüzleşmek zorunda kalır’
* O yerleşim yerleriyle (Golan Tepeleri) teşvik verileceğine dair hükümet kararı alındı. Bu gayrimeşru bir işgaldir. Bugün İsrail’in orada gerçekleştirdiği eylemlerin kesinlikle güvenlikle ilgisi yoktur. Bu başka egemen ülkenin toprağını işgaldir. Bu işgale göz yumanlar, Suriye’de bu işgal sonucunda ortaya çıkacak birtakım reaksiyonlarla yüzleşmek zorunda kalırlar.
‘Bütün silahlı unsurların Suriye’yi terk etmesi gerekiyor’
* PKK üzerinden herhangi bir siyasi proje peşinde koşanların, Esad rejiminin akıbetinden net bir şekilde fotoğrafı görüp, bu projeleri sonlandırmaları gerekir. Bütün silahlı unsurların Suriye’yi terk etmesi gerekiyor. Burada hem biz hem Suriye Geçici Yönetimi, Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle PKK terör örgütü arasında net bir ayrım yapıyoruz. Suriye’de, Türkmenler, Araplar, Kürtler beraber yaşayacak. Onlar Suriye’nin kadim halklarıdır ama oradaki terör örgütlerinin, orada herhangi bir şekilde yeri yoktur.