Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), iyi hal sürecindeki hükümlüler için infaz sisteminde değişikliğe gitmeye hazırlanıyor.
Ceza infaz sisteminde yapılması düşünülen değişiklikle, cezasının belli bir oranını çektikten sonra iyi hal tespiti yapılan hükümlülerin kamu kurumlarında çalıştırılması formülü üzerinde duruluyor.
Bu durumdaki hükümlüler, örneğin orman yangını söndürmesi, okul temizliği gibi hizmet alanlarında görev alabilecek.
Düzenlemenin terör dahil tüm suç tiplerini kapsaması düşünülüyor.
Mevcut uygulamada hükümlüler iyi hal dönemlerinde denetimli serbestlik, açık cezaevi veya koşullu salıverilme haklarından yararlanabiliyor.
İnfaz sisteminde yapılması planlanan değişiklikle, bu seçeneklere kamu kurumları bünyesinde çalışmak da eklenecek.
Örneğin, cezasının üçte ikisini kapalı cezaevinde tamamlayan hükümlü, iyi hali tespit edilirse, kalan süreyi bir kamu kurumunda çeşitli hizmet alanlarında çalışarak tamamlayabilecek.
İktidar partisi kaynaklarının verdiği bilgiye göre, şu anda herhangi bir af veya kısmi af düzenlemesi gündemde yok.
‘Suç işleme koşullarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz’
BBC Türkçe’ye konuşan iktidar partisi yöneticileri, bu düzenlemeye neden gerek duyulduğunu şöyle anlatıyorlar:
“İyi hal nedeniyle denetimli serbestlik döneminde mahkumun, dışarı çıktığında tekrar suç işleme eğilimi gösterdiğini görüyoruz.
“Ama ceza hukukunun ana hedeflerinden biri, mahkumun ıslahını gerçekleştirmek. Günümüzde sadece belli cezaevlerinde meslek bölümleri var. Kişinin eğitimini tamamlaması için de düzenlemeler var. Biz bu düzenlemeyle, olabildiğince suça sürüklenme koşullarını ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz.
“Her suç tipine ayrı olacak şekilde farklı uygulamalar yapmak lazım ki infazdan sonra o kişi ıslah olmuş bir biçimde topluma kazandırabilir. Bunu kâğıt üzerinde diyoruz ama eylemsel manada farklı bir yere taşımak lazım. Bunun yolu da kamu hizmetlerinde görev almak.”
Mevcut uygulamaya göre bir idare ve cezaevi gözlem kurulu altı ayda bir değerlendirme yaparak hükümlülerle ilgili iyi hal tespiti yapabiliyor.
Suç tipine göre cezasının belli bir bölümünü kapalı cezaevinde geçiren hükümlülerin, “iyi hal” değerlendirmesinde hükümlünün toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme riski, mağdura ya da başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı, pişmanlığı gibi kriterlerin yanı sıra cezaevindeki tutum ve davranışları dikkate alınıyor.
“İyi hali” olduğuna karar verilen hükümlüler, açık cezaevi, denetimli serbestlikten yararlanıyor veya koşullu salıverilebiliyor.
‘Afla çıkanların yüzde 45’i geri dönüyor’
Eski Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Ufuk Uras, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamalarda, “Benim gördüğüm ciddi bir hazırlık var. Bu kısmi bir af olabilir ya da anayasada anadille ilgili bir şey olabilir” iddiasında bulunmuştu.
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler ise gündemlerinde genel, kısmi af veya anadil düzenlemesi olmadığı açıklaması yapmıştı.
BBC Türkçe‘ye konuşan AKP kurmayları da af veya kısmi af gibi bir konunun gündemlerinde olmadığını vurguluyorlar.
Yapılan etki analizlerine göre de af veya kısmi aflarla çıkanların yüzde 40-45’inin yeniden suç işleyerek cezaevine döndüğüne işaret ediliyor.
Somut örnek olarak ise 1999 yılında kamuoyunda “Rahşan Ecevit affı” olarak adlandırılan düzenleme gösteriliyor:
“Rahşan Ecevit affı ile üç yıl içinde tahliye edilenlerin yüzde 45’i tekrar suç işlemiş. Bu da affın ıslah edici sonuç vermediğini gösteriyor. Ayrıca af veya kısmi af hakkaniyetli değil. Bir kişi suç işlediyse yaptırımını, cezasını da toplum vicdanını rahatlatacak şekilde çekmeli. Mağdurlar, ‘benim yakınımı öldürdü, elini kolunu sallayarak geziyor’ dememeli.”