- Yazan, Fundanur Öztürk
- Unvan, Ankara, BBC Türkçe
Ankara Çayırhan Termik Santrali madencileri, özelleştirilme sebebiyle işsiz kalacakları endişesiyle eylem başlattı.
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’de çalışan 500 madenci, özelleştirmeye karşı kendilerini maden ocağına kapattı.
Madenin özelleştirilmesi yaklaşık 1,5 ay önce gündeme gelmişti.
Özelleştirmeye karşı çıkan işçiler işsiz kalma endişesi yaşıyor.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Çayırhan Şube Sekreteri Selim Arslan, madende 2.100 işçinin çalıştığını söylüyor.
BBC Türkçe’ye konuşan Arslan, ihale şartnamesinde işçilerin görevine devam edeceğine dair hiçbir maddenin bulunmadığını kaydediyor:
“Madende yer altında 1.300, yer üstünde 800 işçi çalışıyor. Ancak ihale şartnamesinde bu işçilerimizin geleceğiyle ilgili hiçbir madde yer almıyor.
“En büyük korkumuz işsiz kalmak. Sözleşmede sadece, işçilerin 4 ay içinde lojmanlardan çıkarılacağı yazıyor.
“Özelleştirmenin iptali için, arkadaşlarımız yer altında, biz de yer üstünde mücadele ediyoruz. Bu işletmenin devlet eliyle işletilmeye devam etmesi ve devletin kâr etmesi gerekiyor.”
Arslan, olumlu bir sonuç alınana dek işçilerin madenden çıkmayacağını söylüyor.
Telefonla ulaştığımız Çayırhan Termik Santrali, işçilerin eylemiyle ilgili açıklama yapmadı.
BBC Türkçe’nin edindiği bilgiye göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri maden işletmesindeki yetkililerle görüşme gerçekleştiriyor.
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Başkanı Nurettin Akçul ajanslara yaptığı açıklamada ihale şartnamesinde madencinin kazanılmış hakları hakkında hiçbir şey olmadığını söyledi:
“Aldığımız duyumlara göre; ihale şartnamesinde madencinin kazanılmış hakları hakkında hiçbir şey yok. İçeriğini tam olarak bilemiyoruz. Ancak özelleştirmenin hem madencinin hem de bölge halkının çıkarlarına zarar vereceği aşikardır.”
“Yarın bu satış sonrası; maliyetleri düşürmek için işçi haklarını göz ardı edebilirler. İşçileri işten çıkarabilirler, mevcut işçi sayısını azaltabilirler, yani emekçinin emeğini yok sayabilirler.
“Bu durum çalışanların iş güvencesini ortadan kaldırırken, yerel ekonomiyi de tehdit eder. Yani bu sadece madencinin emekçinin sorunu değil, Çayırhan’ın, Nallıhan’ın, Beypazarı’nın Ankara’nın sorunudur, Türkiye’nin sorunudur.”
‘800 işçi lojmandan çıkarılacak’
Arslan, özelleştirmenin gündeme geldiği son 1,5 ayda sendikaya ve işçilere hiçbir dönüş yapılmadığını belirtti.
Sözleşmede yer alan maddeye göre, ihaleye çıkıldıktan 4 ay sonra işçilerin lojmanları boşaltması gerektiğini kaydetti:
“İhale tarihinden dört ay sonra lojmanlar boşaltılacağı yazıyor. Lojmanlarda yaklaşık 800 işçi oturuyor. İhaleden dört ay sonra bu kişiler hem evsiz hem işsiz kalacak.”
‘Gerekirse açlık grevine gideceğiz’
Madenin içerisinden video yayımlayan madenciler, gerekirse açlık grevine gideceklerini duyurdu:
“Biz Bartın, Zonguldak, Karabük, Samsun, Ereğli, Sinop gibi illerden gelip Çayırhan’da çalışan gurbetçileriz. Hepimiz gurbetçiyiz. Devletimiz için bu zamana kadar alnımızın akıyla görevimizi yerine getirdik.
“Yaklaşık iki aydır varlık satışı yapılmaması için mücadele veriyoruz. Selam olsun bir avuç kömür için ömür verenlere.”
Özelleştirme için 13 firmanın adı geçiyor
Çayırhan TES ve Maden Sahaları özelleştirme ihalesi için son teklif verme tarihi 4 Aralık 2024 olarak belirlendi.
Bundan sonra ihale sürecinin başlayacağını söyleyen Arslan, şu ana dek 13 firmanın adının geçtiğini belirtiyor:
“Henüz şirket belli değil, açık ihale usulüyle ihaleyi kazanan şirket belirlenecek. Şu ana dek 13 firmanın özelleştirme dairesinden ihale dosyasını aldığı belirtiliyor. 4 Aralık’tan sonra firmalar tekliflerini ilecek ihale süreci başlayacak.”
“4 Aralık tarihi yaklaşmasına rağmen bize hiçbir dönüş yapılmadığı için işçiler daha fazla beklemek istemedi. Gece vardiyası içeriden çıkmadı, gündüz vardiyası da onlarla birlikte yer altına indi.”
Santrali Ciner grubu işletiyordu
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği’nin 2022 yılında hazırladığı Çayırhan Termik Santrali raporuna göre, santral Türkiye’de özel sektöre devredilen ilk termik santral olma özelliği taşıyor.
1978 yılında faaliyete başlayan tesisin işletmesi 1996 yılında devletten alındı, yap-işlet kapsamında Ciner grubuna ait Park Termik Elektrik Sanayii ve Ticaret A.Ş’ye verildi.
30 Haziran 2020 yılında işletme yeniden devletin eline geçti.
Ancak 12 Kasım 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile santralin arazileri ve maden sahaları bir bütün olarak tekrar özelleştirme programına alındı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan duyuruya göre, özelleştirmeye ilişkin ihale şartnamesi ve tanıtım dokümanı bedeli 200 bin lira, geçici teminat bedeli 150 milyon lira olarak belirlendi.
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği’nin raporuna göre, santralde ilk özelleştirmeden sonra ciddi bir kapasite artışı yaşandı.
İlk kurulduğu yıllarda tek ünitesinden 150 MW elektrik üretimine sahipken, yıllar içerisinde ünite sayısını dört kat artırarak üretim kapasitesini 620 MW’a çıkarttı:
“Özelleştirilmeden önce günde 500 ton kömür çıkarılırken, özelleştirmeden sonra günde yaklaşık 30.000 ton kömüre kadar çıkmaya başlamıştır.
Yıllık 5 milyar kilowatt saat üretim miktarı ile özelleştirilmiş termik santraller içinde gene nüfusun enerji ihtiyacını karşılamada önemli bir paya sahiptir.”
Derneğin raporuna göre, santral linyit kömür madeni yönünden görece zengin bir coğrafyada bulunuyor.
Bu sebeple kömür taşıma maliyetleri birçok tesise göre daha az ve enerji üretimini yavaşlatacak etkiler ise daha zayıf.
Tesiste, Nallıhan yöresindeki kapalı maden ocaklarından çıkarılan düşük kalorili linyit kullanılıyor.
Düşük kalorili linyitlerin yakılması sonucunda açığa çıkan maddelerin birikmesi ve bertaraf edilmemesi durumunda, sadece yüzey ve yeraltı suları değil aynı zamanda toprak da kirleniyor.
Konvansiyonel yakma teknolojisi kullanılan santralde, linyitin yanması sonucu ortaya çıkan kükürtdioksit gazının tutulmasında ıslak kireç taşı projesinden faydalanılıyor.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası’na göre ise kurulu gücü 620 megavat olan santralin özelleştirilmesi durumunda, kamunun elektrik üretimi kurulu gücündeki payı yüzde 20’lere gerileyecek.