DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında, “yeni çözüm sürecine” ilişkin konuştu. “Biz çözümü içeride arıyoruz” dedi.
DEM Parti, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “kadın grup toplantısı” yaptı. Toplantıya görevden el çektirilerek yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Devrim Demir, Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Eş Başkanı Saniye Bayram’ın yanı sıra Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in anne ve ablası da katıldı.
“MHP lideri Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında ‘Dün terörist başının uşağı olanlar şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar’ ifadelerine yanıt veren Tülay Hatimoğulları, “Herkes bilsin ki Kürtler de bizler de sınır ötesinde askeri operasyon için vize aramaya çıkmadık. Halkın iradesine kayyım atamadık. Çözümsüzlük peşinde koşmadık Biz çözümü içerde arıyoruz. Onurlu barış mücadelemize kimse çamur atmasın o çamur döner size bulaşır” dedi. Hatimoğulları, “İmralı devreye girdi de Kandil’den yanıt alınamadı mı?” sorusuna ise “Onu Bahçeli’ye sormanız gerekiyor, bilemiyoruz” yanıtını verdi.
Tülay Hatimoğulları’nın konuşmasından satır başları şöyle:
25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlük tarafından katledilen Mirabal kardeşleri saygıyla anıyorum. Mirabal kardeşler öyle bir mücadele mirası bıraktılar ki bizlere; Dominik’te Rojava’ya, Şili’den Filistin’e erkek egemen kapitalist sisteme karşı özgürlük mücadelesi veriyoruz.
Selam olsun iktidarın çoklu saldırılarına karşı mücadelede en ön safta yer alan kadınlara. Selam olsun Kazdağları’nda toprağı için mücadele veren kadınlara. Kayyıma karşı mücadele eden kadınlara binlerce kez selam olsun. Özgürlükleri için, bilimsel anadilde eğitim için mücadele veren kadınlara selam olsun. Selam olsun barış mücadelesini beyaz tülbentleriyle alanlarda en saflarda mücadelesini veren Barış annelerine, Cumartesi Annelerine.
Sadece 2024 yılında 395 kadın erkekler tarafından katledildi. Ekim ayında 48 kadın katledildi. 23 kadının ölümüyse şüpheli. Bu ölümlerin faili erkek egemen düzenin ta kendisidir.
İktidar çok temel hakkımız olan seçme ve seçilme hakkımızı kayyım atayarak elimizden almaya kalkışıyor. Kayyım anayasaya aykırıdır. Yurttaşın seçme ve seçilme hakkının gasbı demektir. Yargı-polis eliyle yapılmış siyasi darbedir kayyım. Başta Kürt halkı olmaz üzere sen kedini seçemezsin yönetemezsin demektir kayyım. Kayyım, Kürt düşmanıdır, kadın düşmanıdır, muhalif olan her kesimin düşmanıdır. Kayyım eş başkanlık sistemimize saldırıdır. Eş başkanlıkla eşit temsiliyet sistemimizle belediyelerimizde kadın kenti olarak atmak istediğimiz adımları ortadan kaldırmak istiyorlar.
“İKTİDAR BÜTÇEDE CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİ YENİDEN ÜRETİYOR”
Kayyımların bugüne kadar ilk icraatları kadın merkezlerimizi daire başkanlıklarımızı ve müdürlüklerimizi kapatmak oldu. Bütün belediyelerimiz kadınların ücretsiz ulaşım hakkı için ‘Jın kart’ uygulamasını yürürlüğe koydu. Mardin’deki kayyım bu kart girişlerinin tamamını durdurdu. 25 Kasım için belediyenin hazırlamış olduğu bütün programları iptal etti.
En son yoksullaştığımız zamanlarda bir bütçe görüşmesine daha tanıklık ediyor bu parlamento. İktidar merkezi bütçede toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yeniden üretiyor. Bütçe halktan, emekçiden, kadınlardan, gençlerden emekçiden onları görmeyen bir şekilde bir bütçe hazırlığına girmiş durumdalar.
“İKTİDAR BU ÜLKEYİ KENDİ YÖNETMİYORMUŞ GİBİ DAVRANIYOR”
İktidar bu ülkeyi kendi yönetmiyormuş gibi davranıyor. Bu yoksulluktan siz sorumlu değil misiniz? 2025 bütçesini hayata geçirirken bununla ilgili planlama yapmak, yoksul için planlama yapmak gibi bir sorumluluğu üzerinizden savarak kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz.
Yoksulun elinden kurtulamazsınız. İzmir’de 5 çocuk yanarak yaşamını kaybetti. Bu iktidar kendi sorumluluğu yokmuş gibi konuştu. Bunu magazin haberi gibi değerlendirdiler.
“ÇÖZÜMDEN YANA OLMADIĞIMIZI SÖYLEYENLER İFTİRA ATIYOR”
Kürt sorunu yoktur diyenlere ifade ediyorum. Bu bölgede Kürt sorunu vardır. Biz DEM Parti olarak demokratik zeminde onurlu bir barıştan yanayız bunun için de. Bunun için de İmralı tecriti derhal kalkmalıdır. Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmalıdır.
DEM Parti’nin çözümden yana olmadığını söyleyenler iftira atıyorlardır.
Demokratik çözüm için mücadelemizi dün nasıl yürütüyorsak bugün de yürüteceğiz. MHP Genel Başkanı bugün bu kürsüde bu konuda bazı değerlendirmeler yaptı. Herkes bilsin ki Kürtlerde, bizlerde sınır ötesinde askeri operasyon için vize aramaya çıkmadık. Halkın iradesine kayyım atamadık. Çözümsüzlük peşinde koşmadık Biz çözümü içerde arıyoruz. Biz çözümü Ankara’da, Amed’de görüyoruz. Eşit ve özgür bir ortamda Türkiye’de ortak bir yaşamda görüyoruz. Müzakerede görüyoruz çözümü. Onurlu barış mücadelemize kimse çamur atmasın o çamur döner size bulaşır. Biz DEM Parti olarak demokratik bir zeminde onurlu bir barıştan yanayız.”
“KANDİL’İ BAHÇELİ’YE SORUN”
Hatimoğulları, grup toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazeteci, “Çözüm süreci olarak değerlendirilen süreçte Kandil bir sorun mu teşkil ediyor?” diye sordu. Hatimoğullar, “Biz yanıtımızı biraz önce grup konuşmamızda verdik. Biz çözümün Türkiye’de olması gerektiğini düşünüyoruz. Müzakerenin Meclis’te olması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’de DEM Parti olarak onurlu bir barış ve demokratik bir zeminde çözüm elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ettik. Bizler çözümün arayışını dışarıda değil; Türkiye’de, Ankara’da, Meclis’te düşünüyoruz” cevabını verdi.
Bir başka gazetecinin “İmralı devreye girdi de Kandil’den yanıt alınamadı mı?” sorusuna Hatimoğulları, “Onu Bahçeli’ye sormanız gerekiyor, bilemiyoruz” yanıtını verdi.