Kürt siyasetçi İbrahim Halil İbrahim, “Türkiye ile Öcalan birkaç nokta üzerinde anlaşmaya varmış durumda ve PKK’den de bu anlaşmanın ortağı olmalarını istiyorlar, fakat biz Kürtlerin bu meselenin başlangıç noktasının Rojava olduğunu bilmesi gerekiyor. Çünkü önümüzdeki günlerde meydana gelecek bazı gelişmelerin Türkiye ile Ortadoğu’da etkileri olacak. Türkiye de Öcalan aracılığıyla Rojava’yı kendi kontrolüne almak istiyor ve bu yüzden açık bir siyaset izliyor. Öte yandan öyle görünüyor ki PKK bu şartları kabul etmiyor” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin eski başkanı Donald Trump, yapılan seçimlerde 4 yıl aradan sonra yeniden başkan seçildi.
20 Ocak’ta başkanlığı devralacak Trump’ın ekibindeki isimler belli oluyor.
Rûdaw’da Dilbixwin Dara’nın “Rojava” bültenine konuk olan Kürdistani Parti (PAKURD) Eski Genel Başkanı İbrahim Halil Baran, Trump’ın yeni dönemindeki siyasetine, Kürtlere yönelik olası yaklaşımı ve Rojava’da ABD birliklerinin akıbetine ilişkin soruları yanıtladı.
“Trump ve kabinesi, Ortadoğu’da yeni bir siyaset ortaya koyacak”
“Amerikan seçimleri ve Astana görüşmeleri sonrası yeni bir dönem başladı” tespitinde bulunan Baran, Türkiye’nin Rojava’ya yaklaşımına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
Türkiye, Güney Kürdistan’da tekrarlanan şeyin Suriye’de tekrarlanmasını istemiyor.
Güney Kürdistan’da Kürtler ayaklandı ve statü sahibi oldular. Türkiye bunun Suriye’de tekrarlanmasını istemiyor ve Rojava’nın önünü almak istiyor.
Ancak görünen o ki Trump ve yeni kabinesi Ortadoğu’da yeni bir siyaset ortaya koyacaklar.
Kürtlerin kaderi de şu anda uluslararası arenada meydana gelen gelişmelere bağlı, bu yüzden Kürtlerin saldırılardan kendilerini koruması için uluslararası ilişkilerini ilerletmeleri gerekiyor.”
“PKK’nin Rojava’daki rolü yadsınamaz, ancak DSG ve YPG uluslararası arenada tanınıyor”
“Türkiye, PKK kadrolarının Rojava’da olduğunu ve Rojava’nın PKK tarafından idare edildiğini iddia ediyor. PKK’den ne talep ediliyor?” sorusunu cevaplayan Baran, şu ifadeleri kullandı:
“Şüphesiz hiç kimse PKK’nin Rojava’daki rolünü inkar edemez, ancak öte yandan Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile YPG bağımsızlar ve dünya genelinde tanınıyor.
Rusya ve Amerika’nın DSG ve YPG ile kurduğu uluslararası bağlar sözkonusu. Onları tamamen PKK olarak görmek doğru değil, ancak PKK’nin bir rolü olduğu doğru.
Rojava’nın önünü almak için, Türkiye bunu bir bahane olarak görüyor ve orayı da PKK’nin bir parçası olarak değerlendirip saldırı düzenlemek istiyor.
Türkiye ile PKK arasında uzun yıllardır savaş olduğu doğru ancak hiç kimse Rojava’dan Türkiye ile bir problemi olduğuna ve Türkiye’ye bir saldırı olabileceğine inanmıyor.
Ne zaman Türkiye ile PKK arasında bir şeyler olsa, Türkiye Rojava’ya saldırıyor ve sivil hayatı yok etmeye yöneliyor.”
“Türkiye, Öcalan aracılığıyla Rojava’yı kendi kontrolüne almak istiyor, PKK kabul etmiyor”
Türkiye’de bir süredir konuşulan çözüm sürecine ve sürecin Rojava’ya olası etkisinin ne olabileceğine dönük soruyu yanıtlayan siyasetçi Baran, şöyle konuştu:
“Yeni süreci, çözüm ya da barış süreci olarak adlandıramayız, zira henüz sonuçlarının ne olacağını bilemiyoruz ve devlet tarafından henüz açıklığa kavuşturulmuş bir şey de yok.
Ancak süreç hakkında elimizde birkaç bilgi mevcut. Türkiye ile Öcalan birkaç nokta üzerinde anlaşmaya varmış durumda ve PKK’den de bu anlaşmanın ortağı olmalarını istiyorlar, fakat biz Kürtlerin bu meselenin başlangıç noktasının Rojava olduğunu bilmesi gerekiyor. Çünkü önümüzdeki günlerde meydana gelecek bazı gelişmelerin Türkiye ile Ortadoğu’da etkileri olacak.
Türkiye de Öcalan aracılığıyla Rojava’yı kendi kontrolüne almak istiyor ve bu yüzden açık bir siyaset izliyor.
Öte yandan öyle görünüyor ki PKK bu şartları kabul etmiyor.
“Rojava bir statüye kavuşabilir”
Şunu da bilmemiz gerekiyor; Türkiye, iç siyasette bir ihtiyaç olarak barış getirmek istediği için yeni bir süreç başlatıyor değil.
Rojava’nın bir statüye kavuşma ihtimali bulunuyor. Türkiye, yeni bir süreçle bunun önüne geçmek istiyor.
Kürtlere ‘Ya Esad ile anlaşın ya da Özgür Suriye Ordusu ile anlaşın’ dendiğini ve Rojava’da Kürtlerin herhangi bir özerkliğinin istenmediğini biliyoruz.”
“PKK’nin son açıklamalarında Kürdistani mesajlar var”
“PKK, Öcalan ile Türkiye arasındaki olası bir anlaşmayı reddedebilir mi?” sorusunu cevaplayan Baran, son dönemdeki PKK üst düzey isimlerinin sözlerini anımsatarak şu ifadeleri kullandı:
“Cemil Bayık ile Mustafa Karasu’nun sözleri, PKK’nin bunu reddettiğini gösteriyor.
Böyle devam ederse, bu mesele Öcalan ile PKK arasında ideolojik bir ayrışma da oluşturabilir. Çünkü PKK’nin son dönemdeki açıklamalarında Kürtleri öne çıkaran çok fazla Kürdistani mesajlar var.
Öcalan’ın ve PKK’nin eski mesajları Türkiye’yi daha fazla öne çıkarıyor ve bu baz alınarak bir çözüm öngörülüyordu.
PKK, bunları kabul etmezse ideolojik anlamda bazı ayrışmalar yaşanabilir.”