17 KASIM 2024
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “MİT’ten henüz bilgi almadık. Önümüzdeki hafta içinde yani bu içine gireceğimiz hafta, Sayın MİT Başkanı, CHP’ye gelerek bir sunum yapacak ve bizim sorularımızı yanıtlayacak” dedi.
Özel ayrıca genel af tartışmalarına ilişkin de; “Genel af dediğiniz Anayasa yapmak kadar kritik bir şeydir. Genel affın ihtiyaç duyduğu Meclis çoğunluğu da 360, Anayasa değişikliğini referanduma götürmenin ihtiyaç duyduğuyla aynı nitelikli çoğunluk. Genel af tartışmaları bugün bizim gündemimizde yok. Bu tartışmaları Anayasa yapar gibi ele almak lazım” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazeteci Özlem Gürses’in YouTube kanalına konuk oldu. Özel, MİT Başkanı’nın CHP’ye ziyareti sorusuna şu yanıtı verdi:
“MİT’ten henüz bilgi almadık. Bu hafta içinde planlayacağız. Şuradan kaynaklanıyor. MİT AK Parti MKYK’sına gitti ve bir sunum yaptı İbrahim Bey, AK Parti binasında. Ben de bir yazı yazdım, o yazıyı hemen söylemedim yani MİT’e yolladım, hani hemen iletişimini yapmadım. Magazinleşmesin, ciddiyetini korusun diye. Yazıda şunu söyledim, ‘Eğer ülkenin son seçimlerinin ikinci partisine verilecek bir bilgi varsa birinci partisinden niye esirgiyorsunuz? Yok bu bilgi FETÖ gibi özel bir meselede, AK Parti‘ye özelse kamuoyuna açıklayın bunu hepimiz bilelim’. Hani AK Parti’nin FETÖ konusunda uyarılacak bir durumu var, CHP’ye bunun için lüzum görmüyorsanız. Biraz hani durumu bana bir netleştirin dediğimiz. Ve dedim ki ‘Bir sunum yapıyorsanız bu sunumu gelin bize de yapın’. Sayın İbrahim Kalın da büyük bir nezaketle 29 Ekim töreninde önce bir merhabalaştık, sonra döndü yanıma geldi. Dedi ki ‘Yazınızı aldım, haklısınız. Biz size gelecek hafta bir yoğunluğumuz var’, onun boş günleri vardı ama o günlerde ben doluydum. Dedi ki ‘Uygun bir zamanda gelelim ve bir sunum yapalım, biz bir sunum yapmak isteriz’. Bunu konuştuk. Bu konuda Mansur Bey’in haberi oldu, Mansur Bey bir gazeteci arkadaşımıza söylerken, ‘MİT Müsteşarı ile Özgür Bey görüşmüş’ demiş. O 29 Ekim görüşmesi, zaten bu konuda 29 Ekim’den 1-2 gün sonra olunca, onu telefon görüşmesi gibi anlayıp ‘MİT Müsteşarı Özgür Özel‘i telefonla aradı’ dediler. Oysa ki yüz yüze görüştük, Anıtkabir‘de görüştük, 29 Ekim’de. Ama önümüzdeki hafta içinde yani bu içine gireceğimiz hafta, Sayın MİT Başkanı, CHP’ye gelerek bir sunum yapacak ve bizim sorularımızı yanıtlayacak. Bir gündem belirlemedik.”
“Mansur Yavaş’ı hangi terör örgütü ile ilişkilendirecekler?”
Özel’in kayyum atamaları ve gündemdeki sorulara ilişkin cevapları da şu şekilde:
“Demokrasilerde birinin suçlu olup olmadığına mahkeme karar verir ve kararın kesinleşmesi ile eğer o suçlu kişi belediye başkanıysa görevini bırakır. Yerine de meclis içinden yenisi seçilir. FETÖ döneminde, bizim itiraz ettiğimiz OHAL yetkisi ile OHAL KHK’larıyla aldıkları bir yetki ile güya işte FETÖ’cüleri temizlemek zor falan diye. Biz ciddi şekilde OHAL yetkisine de itiraz ettik biliyorsunuz. Şu anda o günden kalan bir yetki ile eğer belediye başkanı terörle suçlanıyorsa, bakın mahkemenin sonucunu değil, daha soruşturma-kovuşturma aşamasında kayyum atıyorlar. Sorun burada. O yüzden bu yetkiyi yarın CHP diyelim ele aldı, yapmayız da bizde iken. AK Partili belediyelere bakın nasıl oluyormuş demek istedik. Her birisini geçmişte her birisinin 10 yıl önce de Fethullah Gülen Cemaati ile bir maklube kaşıkladığı, Türkçe Olimpiyatları’nda stadyumda bir oturmuşluğu yok mu bunların? Tamamının. Bütün AK Partili belediyelere tak tak tak tak kayyum atayıp, kendi istediğimiz vali yardımcılarının, kaymakamları AK Parti’nin elindeki bütün belediyeleri alabiliriz. Bu yetki buna cevaz veriyor. AK Parti şu anda Esenyurt’ta buna tenezzül etti. Belediye Başkanımızın tutuklanma gerekçelerinin içinde DEM Partili olduğu iddiası var, 10 yıllık CHP’li. Kaynağı bilinmeyen para transferiydi, kızının kirasının babasının hesabına yattığı ortaya çıktı. Şimdi bir gizli tanık uydurmaya çalışıyorlar her zaman olduğu gibi. Şunu ifade etmeye çalışıyorum. Bugün AK Parti’nin ve MHP’nin yapmaya çalıştığı bir algı operasyonudur. Bir sindirme operasyonudur. Hangi belediyemizi ne terörü ile ilişkilendirecekler? Mansur Yavaş‘ı hangi terör örgütü ile ilişkilendirecekler? Hiç tavsiye etmem. Bu yapmaya çalıştıkları mesele bana karşı, belediye başkanımıza, partimize karşı değil, o belediye başkanlarını seçen seçmenlere karşı bir milli irade gaspıdır, bunun cezası çok ağırdır
“Biz de hayal edemedikleri şekilde mücadele ederiz”
Esenyurt İmamoğlu kararının demosudur bence. Yüzde 80 aleyhlerinde gördükleri için İmamoğlu kararının onaylatılmasına da cesaret edemeyecekler bence. Çünkü millet Esenyurt’ta DEM dediler, PKK dediler, bilmem ne dediler, yüzde 80 bizden yana çıktığına göre Esenyurt’ta, İmamoğlu gibi hem bir, iki, üç, dört kez AK Parti’yi yenmiş bileğini bükemedikleri birini şimdi bu oyunla alaşağı etmeye kalkarlarsa herhalde yüzde 95 İmamoğlu’nun arkasına geçer. Öyle görünüyor. O yüzden ben işlerinin o kadar kolay olmadığını ve buna cesaret edemeyeceklerini düşünüyorum. Cesaret ederlerse biz de hayal edemedikleri şekilde mücadele ederiz.”
“Ekmekten tasarruf ederiz, anketten tasarruf etmeyiz”
Özel, anket çalışmalarına ilişkin soruya da şöyle yanıt verdi:
“Tayyip Bey bunu 22 yıldır yapıyor. Biz de bir yıldır yapıyoruz. Yerel seçim başarısının arkasında da bu var. Geçmişte parti bütçesinin yüzde yarımı ölçme-değerlendirmeye giderdi. Biz bu yerel seçimlerde yüzde 17’sini harcadık. Ekmekten tasarruf ederiz, anketten tasarruf etmeyiz. O kadar verimli bir çalışma. Mehmet Ali Çalışkan da ekibin bir yerinde. Çok kuvvetli bir ekip var. 31 Mart öncesi de Mehmet Ali Bey’in inanılmaz katkıları oldu. Çok iyi bir ekip araştırma ve reform enstitüsü. Biz CHP’nin yerel yönetimlerde ölçme değerlerme birimi kurduk. O birimin başına beş profesyonel koyduk. Bir tanesi Mehmet Ali Bey’di. Güçlü bir ekip çalışması. Bir tek Betimar’da küçük bir farkla 0.7 ile ikinciyiz. Onun dışında benim gördüğüm bütün anketlerde yine birinciyiz. Panorama’da geçen ay AK Parti öndeydi bu ay öne geçtik. Dün sunumunu aldık. Bu ay öndeyiz. Biz Mart’tan beri bütün trendlere altı firmanın ortalamasıyla bakıyoruz. Bir tek Eylül’de düştük. Kurultay yaptık. İçe döndük.
“Açık farkla ‘CHP kazanır’ diyor herkes”
Eskiden bütün anketlerde şöyle bir şey vardı. Ülke nasıl? Kötüye gidiyor. Ülkeyi kim düzeltir? Yine de AK Parti. Şu anda CHP, AK Parti’den yukarıda çıkıyor artık. 10-12 iki puan. ‘Kim toparlar ülkeyi’ sorusuna Yüzde 23 AK Parti demiş, yüzde 35 CHP demiş. Öyle 10-12. Artık yukarıdayız. Eskiden şöyle kötüydü. CHP nerede iyi? Kültür-sanat, milli eğitim. Ekonomi ve dış politikada çok kötüydük. Şimdi yine sıralama çok farklı değil ama mesela eskiden ‘Ekonomiyi CHP iyi yönetir’ diyenler diyelim ki 19’ken şimdi 35 falan çıkıyor. Gitgide çok mesafe kaydettik ama daha etmemiz lazım. Devam etmemiz lazım. Dört aydır ‘Seçimi sizce kim kazanır’ sorusunda açık farkla ‘CHP kazanır’ diyor herkes. 20 Kasım’dan itibaren CHP’nin ekonomi kurmayları 50 ile gidiyorlar. ‘CHP bu ekonomiyi nasıl düzeltir’ onu anlatmak üzere. Yarın Türkiye’nin İstanbul dahil 50 ilinde bütün milletvekillerimiz, bütün örgütümüz sokak sokak kapı kapı başlıyorlar ve iki ay boyunca enflasyon, asgari ücret, emekli maaş zammı, çiftçinin ve esnafın sorunlarını konuşacaklar. Meclis’te bütçe konuşulurken vatandaşın gerçek sorunlarını sokakta, tarlada, işçi servisinde, ev oturmasında, kahvehane sohbetinde, köyde, nahiyede, beldede konuşacağız.”
“Genel af Anayasa yapmak kadar kritik bir şeydir”
Özel, erken seçim ve genel af konusunun sorulması üzerine de şu yanıtı verdi:
“Şu anda bir erken seçimde CHP’nin iktidara yani cumhurbaşkanının CHP’nin seçtireceği Meclis çoğunluğunu CHP ve muhalefet partilerinin sağlayacağı göründüğü için kaçıyorlar erken seçimden. Yoksa biz erken seçim istiyoruz tabii. (Genel af tartışmaları) O benim konum değil şu anda. Genel af büyük bir mutabakat meselesidir. Genel af dediğiniz Anayasa yapmak kadar kritik bir şeydir. Genel affın ihtiyaç duyduğu Meclis çoğunluğu da 360, Anayasa değişikliğini referanduma götürmenin ihtiyaç duyduğuyla aynı nitelikli çoğunluk. Yani af meselesinde suçtan zarar görenle suçlunun yakınının aynı toplumsal mutabakatta buluşması lazım. Meselenin özü odur. O yüzden genel af tartışmaları bugün bizim gündemimizde yok. Genel af talebi de çok meşru bir talep. Şu anda Türkiye’de cezaevlerinde kapasitenin çok üstünde insanlar var. Ama bu af tartışmalarında ‘Benim canım yandı, ne olacağım ben’ diyenlerin de duygusu çok son derece meşru bir duygu. Bu yüzden bir toplumsal mutabakat var. Bu yüzden bu tartışmaları Anayasa yapar gibi ele almak lazım. Toplumun tamamının rızasını üretecek bir mutabakatla.”
“AK Parti ‘Ben temizim’ diyemiyor”
CHP’li belediyelere SGK soruşturulmalarının sorulmasını da Özel şöyle yanıtladı:
“Büyük bir oyun var. Oyunun adı şu, AK Parti’yle MHP’nin yapmaya çalıştığı. Tencere dibin kara, seninki benden kara. Şu anda bu toplumun ortak inancı şu. AK Parti belediyeciliği, israf eden, yolsuzluk yapan, yandaşlara kaynak aktaran bir belediyecilikti. Belediyeleri böyle yönetenler her ne kadar devletten bilgi alamıyoruz, Sayıştay’ın eli kolu bağlı falan ama devlette neler yaptığını da o beşli çetelerden, yandaş müteahhitlerden biliyoruz. AK Parti’nin ‘Biz bunları yapmadık’ demeye, vatandaşı ikna etmeye imkanı yok. ‘Ben temizim’ diyemiyor. ‘Onlar da kirli’ diyor. Bu oyuna gelmemek lazım. Seçimden önce dört aydır maaş almayanlara maaş ödeyen CHP belediyesi var bu kadar imkansızlığa rağmen. Gördüler ki yani Tayyip Bey krize girdi. ‘Kardeşim bu adamlar hani döndüremezlerdi, hani yönetemezlerdi? Memnuniyetleri artıyor vatandaşın’ deyince yeni atak başlattılar. Bir şey bahane edilecek. İşte o konserler üzerinde. Dünya kadar da personel, dünya kadar da müfettiş yollanmış. Giden müfettişlere diyorlar ki ‘Araştırın, bunları şahibeye karıştırın’. Ben de tuttum dedim ki o müfettişlere. ‘Çok kutsal bir görev yapıyorsunuz. Devletin, kamunun kaynağını haksız harcayan birisi var mı, yok mu bakacaksınız. Bizim güvenimiz tam. Yeter ki kanunsuz emirle haksız suç icat etmeyin. İftira atmayın’. Çünkü bir iddia atıyorlar. O yapışacak. Aylarca sürecek sen aklanacaksın ama millet hala daha yapışan iftirayı hatırlayacak. ‘Bunu yapanı affetmem’ dedim. ‘Onun dışında başımızın üstünde yeriniz var’. Bizim son derece özgüvenimiz yüksek. Belediyelerin hizmetlerinde hukuka uygunluk denetimi yapılabilir. Yerindelik denetimi yapılamaz. Yerindelik denetimini kim yapar? Seçen halk, seçimde yapar. Çünkü o seçmiş. Belediye başkanı halk için parayı nasıl harcayacağına karar verir.
Esad’la görüşecek mi?
Özel, Trump ile görüşme, Filistin ziyareti ve Esad’la görüşmelerinin sorulmasına da şu yanıtı verdi:
“Mahmut Abbas davet etti, tarifeli uçuş olmadığı için uçağımızın kuyruk numarasını bildirdik İsrail Dışişleri Bakanlığı’na. Beş haftadır uçuş izni bekliyoruz, aldığımız anda gideceğiz. Mahmut Abbas bekliyor, Mahmut Abbas telefonda davet etti, zaten biz gitmek istiyorduk. Çok net. İkincisi geçtiğimiz gün Azerbaycan, Sevgili İlham Aliyev ile telefonda görüştüm, Zafer Günü’nde. Kendisiyle karşılıklı planlamaya karar verdik, o ziyaret yapılacak. Esad‘tan da ilk önce resmi yazı istemişlerdi, sonra bir Rusya, Putin, Erdoğan, Esat falan olunca bir beklemeye aldılar. O konuda da tahmin ediyorum önümüzdeki aylar içinde bu üç ziyaretten ikisi çok kesin, bir tanesi de konjonktürel olarak gerçekleşecek. ‘Trump‘la görüşeceğim’ demedim. Çünkü ben Amerikan siyasetini bilirim. Şu anda Trump‘ın bırakın Türkiye muhalefetiyle, Türkiye iktidarı ile görüşüp görüşmeyeceği bile başka bir durumda. Ama Trump yönetimi oturduktan sonra, Cumhuriyet Halk Partisi’nin dış ilişkilerden sorumlu güçlü bir heyeti Amerika’ya temaslar yapmak üzere gidebilir.
“100 bin Amerikan askerinin postalı Güneydoğu’da olacaktı”
Ayrıca bu Trump‘la görüşme meselesini birileri, ‘Özgür Özel Trump‘la mı görüşecek?’ Erdoğan seçimlere aylar varken gidip Amerikan Başkanı ile görüşmüş, seçimlerden sonra da Başbakan değilken görüşüp 1 Mart tezkeresinin taahhüdünde bulunmuştu. 1 Mart tezkeresi bizim gayretlerimizle geçmedi. Geçseydi Irak işgali Güneydoğu üzerinden olacak ve hala Güneydoğu’da 100 bin tane Amerikan askerinin postalı Güneydoğu’da olacaktı. O yüzden Amerikan yönetimi ile gitmek, görüşmek meselelerini birileri enfekte etmeye çalışırken önce Tayyip Erdoğan’ın iktidar olmadan önce neler yapıp, Amerika’ya ne taahhütler verdiğini hatırlayalım. Cesaretleri varsa 1 Mart tezkeresinin tutanaklarını açıklayalım. 10 yıl değil, üzerinden 20 yıl geçti, halen daha 1 Mart 1 Mart tezkeresinin tutanaklarına AK Parti her sene 1 Mart’ta ret veriyor, açıklanmasına. Niye? Çünkü orada gerçekler var. Deniz Baykal’ın konuşması var, Bülent Arınç’ın yönetirken söyledikleri var. Çıkıp da Abdullah Gül’ün o dönemde o meseleyi savunmaması, hatta pasif agresif bir tavrı var. 98 tane AK Partilinin ret var orada. Onları unutuyorlar, ‘Acaba Trump’la CHP’yi yönetip, dış ilişkilerle bilmem ne mi yapacak?’