DARON ACEMOĞLU’NA NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ
2024 Nobel Ekonomi Ödülü, “kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği konusundaki çalışmaları nedeniyle” Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson’a verildi.
Nobel Komitesi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ekonomi bilimlerinde bu yılın ödül sahipleri, uluslar arasındaki refah farklılıklarını anlamamıza yardımcı oldular. Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson bir ülkenin refahı için toplumsal kurumların önemini gösterdiler. Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve nüfusu sömüren kurumların olduğu toplumlarda büyüme ya da daha iyiye doğru değişim gerçekleşmez. Ödül sahiplerinin araştırmaları bunun nedenini anlamamıza yardımcı oluyor.”
Daron Acemoğlu kimdir?
İstanbul’da 1967’de doğan ve Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra İngiltere’de York Üniversitesi ve London School of Economics’de iktisat eğitimi alan Daron Acemoğlu, dünyanın en önemli iktisatçılarından biri olarak kabul ediliyor. Daron Acemoğlu’nun 1988’de vefat eden babası Kevork Acemoğlu, Türkiye’nin tanınmış ticaret hukuku uzmanlarından biriydi. 1991’de vefat eden annesi, Kadıköy Aramyan Uncuyan Okulu’nun eski müdürlerinden İrma Acemoğlu ise, şair ve edebiyatçı kimliğiyle de tanınıyordu.
Dünyada kendisinden en çok alıntı yapılan 10 iktisatçıdan biri olan Daron Acemoğlu, 2005’te ‘Nobel Ekonomi Ödülü’nün habercisi’ olarak görülen John Bates Clark Madalyası’na layık görülmüştü.
Acemoğlu halen Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde ekonomi profesörlüğü görevini devam ettiriyor.
2001’de Avrupa Ekonomik Kuruluşu tarafından yaptırılan bir araştırmada, dünyanın en önemli 1000 ekonomisti arasında 12. sırada yer alan Acemoğlu, 2007’de, başarılı politikacı, sanatçı ve bilim insanlarının kabul edildiği en üst düzey kurum olarak tanınan Amerikan Bilim ve Sanat Akademisi’ne seçilmişti.
“Böyle Türk ismi olmaz”
Acemoğlu’nun Galatasaray Lisesi’nden sınıf arkadaşı Saruhan Doğan, 12 Eylül döneminde Acemoğlu ile bir tarih hocası arasındaki anıyı şöyle anlatmıştı:
“12 Eylül döneminde faşizme yakın bir rüzgar esti okulda. Bazı hocalarımızı bu rüzgara çok kapıldı. Bir tarih hocamız -ismini vermemeyi tercih ederim- bir derste bir arkadaşımızı kaldırdı, ‘Senin ismin ne?’ dedi. Halbuki ismini gayet iyi biliyordu. ‘Daron’ dedi arkadaşımız. Hoca, ‘Böyle Türk ismi olmaz. Bundan sonra senin ismin Süleyman. Otur bakalım’ dedi. Yıllar sonra Daron, iki arkadaşımıza ‘O gün birinizin kalkıp bir şey söylemesini beklerdim. Hiçbiriniz kalkmadınız’ demiş.”
Bir yanıt yazın