
Avrupa Biliği (AB) dışişleri bakanları İsrail’le ilişkileri bir kez daha masaya yatırmak için bir araya geliyorlar.
Bugünkü toplantının diğerlerinden farkı ise tartışmanın Avrupa Dış İlişkiler Servisi’nin (EEAS) hazırladığı bir rapora dayalı olarak yapılacak olması.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın başında bulunduğu EEAS, İsrail’in Ortaklık Anlaşması’nı ihlal edip etmediğine dair bir gözden geçirme raporu hazırladı.
Değerlendirmeden, İsrail’in, AB ile Ortaklık Anlaşması’nı insan hakları temelinde ihlal ettiğine dair göstergeler olduğu sonucu çıktı.
AB ile İsrail arasındaki Ortaklık Anlaşması taraflar arasında siyasi diyaloğun çerçevesinden ticarete kadar ilişkileri geniş yelpazede düzenleyen bir içeriğe sahip.
Gözden geçirme talebi mayısta Hollanda’dan gelmiş ve AB’nin 27 üyesinden 17’sinin desteğini almıştı.
Raporda hangi vurgular var?
Raporda, Gazze’ye yönelik insani yardımların engellenmesi, yerinden edilmeler, hastane ve sağlık tesislerine yönelik saldırılar, çok sayıda can kaybına yol açan saldırılar ve hesap verebilirlilk eksikliği gibi konulara yer veriliyor.
Yerleşimcilerin uyguladığı şiddet dâhil olmak üzere Batı Şeria’daki durum da belgede değinilen konular arasında yer alıyor.
Raporda, “Bağımsız uluslararası kurumlar tarafından yapılan değerlendirmeler temelinde İsrail’in, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın 2. maddesi kapsamındaki insan hakları yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair işaretler bulunmaktadır” deniliyor.
Bu maddeye göre ilişkilerin, insan haklarına ve demokratik ilkelere saygı temelinde olması, bu ilkelerin iç ve uluslararası politikalara rehberlik etmesi ve bu anlaşmanın temel bir unsurunu oluşturması gerekiyor.
Sekiz sayfalık EEAS belgesinde, Gazze’deki kitlesel can kayıpları eleştirildi.
“Sivillerin daha önce görülmemiş düzeyde öldürülmesi ve yaralanmasının” yanı sıra hastanelere yönelik saldırılar ve bölge nüfusunun tahminen yüzde 90’ının yerlerinden edilmesi de belgede yer aldı.
Raporda, “İsrail’in gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve diğer hayati malzemelerin sağlanmasına yönelik devam eden kısıtlamaları, ilgili bölgede bulunan Gazze nüfusunun tamamını etkilemektedir” denildi.
Rapor görmezden gelinebilir mi?
Üye ülkelerin EEAS’ın gözden geçirme raporu doğrultusunda hareket etme zorunluluğu yok.
Mevcut konjonktür dikkate alındığında belgenin tamamen görmezden gelinmesi ise pek mümkün değil.
Bu durum özellikle siyasi açıdan oldukça zor.
Kallas, bugün bakanları rapordaki bulgular konusunda bilgilendirecek ve bundan sonraki adımlar için nabız tutacak.
Somut karar için takvim var mı?
Kallas’ın bugün bakanları bilgilendirdikten sonra, 26-27 Haziran’da Brüksel’de yapılacak AB Zirvesi’nde de üye ülke liderlerini bilgilendirmesi bekleniyor.
Bu aşamadan sonra Kallas’ın, hazırlanan belge temel alınarak, ilişkilerin geleceğine yönelik ne tür adımlar atabileceği konusunda somut öneriler hazırlaması öngörülüyor.
Konunun temmuzda tekrar AB dışişleri bakanlarının önüne gelmesi kuvvetle muhtemel.
Sürece ilişkin belirlenmiş detaylı bir takvim ise yok.
Yaptırım kararı olası mı?
AB’de İsrail’e yönelik eleştiriler son dönemde belirgin şekilde yükseldi.
Bununla birlikte hâlâ bir konsensüs söz konusu değil.
Bazı ülkeler Ortaklık Anlaşması’nın tamamen, bazıları ise kısmen askıya alınmasını istiyor.
İsrail’e silah ambargosuna kadar varan yaptırımlar uygulanmasını talep eden ülkelere rastlamak da mümkün.
Bir başka grup ise iletişim ve etki kanallarının açık kalması gerektiğini savunarak bu yönde bir adıma karşı çıkıyor.
Yaptırımlar için oybirliği gerekiyor. Bu da İsrail’e karşı bu yönde adım atılması ihtimalini bir hayli düşürüyor.
Ortaklık Anlaşması’nın siyasi bölümünü askıya almak için de oybirliği gerekiyor.
Ticari bölüme yönelik hamle yapılması için ise nitelikli çoğunluk yeterli.
Bu nedenle bazı ülkelerin çabaları anlaşmanın ticaret boyutu üzerinde yoğunlaşmış durumda.
BBC Türkçe’ye bilgi veren bir diplomat, sorulması gereken sorunun ‘kaç ülkenin her şey normalmiş gibi davranmayı sürdürüeceği’ olduğunu ifade etti.
Rapora rağmen adım atılmasını engelleyen ülkelerin bu pozisyonlarını gerekçelendirmeleri gerekecek.
İran saldırısı etkiledi mi?
AB ülkelerinin bundan sonra ne yapılacağı konusunda ortak görüşe sahip olmadığı bir ortamda İsrail’in İran’a yönelik saldırısının durumu daha karmaşık hale getirdiği yorumları yapılıyor.
Bazı ülkelerin iki ülke arasındaki çatışma sürdüğü sürece İsrail’e karşı pozisyon alma konusunda çok istekli olmayabilecekleri değerlendiriliyor.
Gazze ve İran konuları birbirinden ayrı olsa da bazı üye ülkelerin İsrail aleyhine adım atarak İran’a destek veriyormuş gibi gözükmek istemedikleri kulislerde dile getirilen unsurlar arasında.
İsrailli kaynaklar, raporu tek yanlı buluyor ve “AB’nin İsrail’e karşı uyguladığı çifte standartlara örnek teşkil eden bir belge olduğu” tezini işliyor.