PKK’nin silah bırakmasında hem şüphe hem umut

1 hafta ONCE

Hem şüphe hem umut…

Nuray Babacan

PKK’nın fesih kongresinin ardından açıkladığı bildiri, günlerce konuşulacak malzeme verdi. AKP’liler de dahil, süreci destekleyenlerin kafasına katılan üç konu var. “Lozan ve Sevr anlaşmaları neden metne alındı? Soykırım ifadeleriyle ne amaçlanıyor? Ortada başarılan bir şey yokken amaca ulaşılmış şekilde kaleme alınan metinde neden tek bir kelime özür yok?”

İktidar kulislerindeki olumlu havaya rağmen, sorulan sorular da var. PKK kadrosunun üstenci bir dille kaleme aldığı metni, kendi iç kamuoyu açısından değerlendirenler mevcut. Ancak, PKK’nın şimdiye kadar uyguladığı dönüşüm stratejilerini hayatta kalma yöntemi olarak kullandığını bilenlerin şüpheleri var. Laf gelip, “PKK adıyla yürütülen çalışmaların sonlandırdığı…” sözlerine takılıyor.

Önce, sürecin içinde yer alan AKP’li kurmayların PKK bildirisine ilişkin ilginç analizlerini, sonra da Kürtler arasında yıllarca PKK’ya direnen ve bunun eziyetini görenlerin bakışını aktaralım;

* “…Açıklamada Sevr ve Lozan’a atıf, Kürt sorununun çıkış sürecine gönderme yapmaktır. Bugüne ilişkin bir talep içermemektedir, içeremez.

* Böylesine bir örgütün, demokratik cumhuriyet, tek vatan, bağımsız Türkiye, sivil siyaset gibi daha önce hiç kullanmadığı ifadelerine odaklanmak gerekir.

* Bu, bir AKP veya CHP örgütü değil, hayatları boyunca ellerinde silah olanlar, geldikleri nokta çok önemli.

* Bundan sonra önemli olan uygulama sürecinde yanlış yapmamaları, izlenecek olan budur.

* Atılacak adımlar belli. Eğer burada farklı bir tutum sergilerlerse devletin pozisyonu değişir.

* Örgüt yanlış yola girdiğinde, devletin askeri, istihbaratı yakından takipte.

* ‘Terörle mücadeleyi toptan rafa kaldırdık’ diyen var mı yok? Yanlış yapılırsa sonuçlarına katlanırlar.

* Açıklamadaki satır araları ve imalara takılmamak gerekir. PKK isim değiştirerek hile yapsa ne olur? Devlet bunların kitabını yazdı. Ne olacağını onlar daha iyi bilir.

* Yanlış yapma potansiyelleri var elbet. Ancak ilgili kurumlar, tüm olasılıkları bilerek geçmişin birikiminden de yararlanarak süreci izleyecektir. Umarız, yanlış hesap yapmazlar…”

MAĞDUR KÜRTLER!

Gelinen noktaya farklı değerlendirmelerle bakanlar da var. Tam ters köşe. 45 yıllık sürede, sivil, asker, polislere yönelik saldırılar, bombalama, silahlı saldırı, mayın döşeme, infaz gibi tüm terör yöntemlerini kullanan PKK’nın, sadece Türklere değil, mağdur ettiği Kürtlere yönelik söz söylemesi gerektiğini savunanlar var. Şöyle ki;

* “45 yıl boyunca çoğu Kürtler olmak üzere binlerce insan öldürüldü. Bu davanın dışında kalan Kürtler hain ilan edildi. Öldürülenler cezalandırılanlar oldu.

* Bir gün bu coğrafyada Kürt devleti kurulacağı teziyle insanların çocuklarını dağa çıkardılar. Şimdi bu tezden vazgeçiliyor. Bu ailelere ne söyleyecekler?

* Kendi tezlerinden neden vazgeçtiklerini tabana anlatmakta zorluk çekiyorlar. Çatlak da bundan kaynaklanıyor. Buldukları orta yol ne Türkleri ne de Kürtleri pek ikna etmiş değil.

* İfadeler haklılık üzerine kurulu. Ne Türklerden ne Kürtlerden özür dilemiyor.

* Onlarca köy korucusu öldürüldü. Dağa çıkmayanlar, PKK’ya yardım etmeyenler hain ilan edildi. Devlete yakın duranların aileleri, yakınları infaz edildi.

* Şimdi ‘Sen de devletin yanına geldin, ne kazandın?’ diye soruyorlar.

* Biz nasıl, şehit ve gazi ailelerine anlatmakta zorluk çekiyorsak, onlar da yıllarca hikaye anlattıkları tabanlarına açıklama yapmakta zorluk çekiyor…”

Yorumlar böyle.

Yol uzun, tartışma başlıkları çok. Umarız, günlük siyasi hesaplardan arınmış bir plan işliyordur…

SON HABERLER

Bunları da kaçırma

Hatimoğulları: Yarım asırdır şiddet ve kanla yazılan sayfaları kapatmanın tam da vaktidir

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis’de partisinin grup toplantısında yaptığı

Öcalan görüşmesi sonrası DEM’den açıklama: ‘Yeni sözleşme’ önerisi

PKK’nın silah bırakma ve fesih kararının ardından İmralı’da örgüt elebaşı Öcalan’la görüşme