3 hafta ONCE

ABD’de olduğu gibi, Türkiye’de de Anayasa Mahkemesinin kararları dahil bazı yargı kararları uygulanmıyor. Yine aynen ABD’de olduğu gibi, beğenilmeyen kararların yargıçları değiştiriliyor

erdoğan trump

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump

ERCAN UYGUR

Türkiye’de demokrasinin birçok temel unsuru artık yok. Bu konuda içte ve dışta görüş birliği var. Aynı sonuç, ABD için de geçerli ve burada da görüş birliği var. 

Birçok konuda olduğu gibi, demokrasi konusunda da sayısal göstergeler, demokrasi endeksleri var. Yaşayıp görmek dışında ABD ve Türkiye’de demokrasinin gerilediğini bu endekslerden ve göstergelerden de izleyebiliyoruz. 

Demokrasi konusunda son dönemin endekslerini ve sayısal göstergelerini içeren yayınlar içinde örneğin, Democracy Report 2025 V-Dem (Mart 2025); Nord vd. (24 Nisan 2025); Democracy Index EIU (Mart 2025), Our World in Data (Nisan 2025) var. 

Demokrasiyi ve derecesini sayılarla ifade etmenin eksik yanları elbette var, ama bu yayınlardan bazı demokrasilerin ne kadar hızlı zayıfladığını karşılaştırmalı olarak görebiliyoruz. 

Yanıt bekleyen bir soru şu; bu ülkelerde demokrasi neden ve nasıl geriledi? Bunun yanıtını sonraki yazıya bırakalım ve şu soruyu soralım; demokrasi giderek hızla gerilemişse, yerine gelen siyasi yönetim biçimi nedir? 

Demokrasi yoksa veya gerilemişse, yerine gelen siyasi yönetime otokrasi diyoruz. Peki, otokrasi ne demek? Bu yazıda önce otokrasiyi ve onun merkezindeki kişi olan otokratıtanımlıyorum. 

Otokrasinin son dönemlerdeki yükselişinde ABD Başkanı Trump ve hükümetleri önemli etki yapıyor. Trump ve hükümetleri kendilerine yakın ve çoğunlukla otokrat olan dış siyasetçileri cesaretlendiriyor, hatta onlara yardım ediyor. 

Örneğin Trump’ın Arjantin ve İsrail gibi ülkelerle özel ilişkileri var. İsrail ilişkileri daha çok biliniyor, daha az bilinen Arjantin ilişkileri ilginç özellikler taşıyor. Örneğin Arjantin’de enflasyonun yarısı kadar bir politika faizi var. Bu sonuçta Trump otokrasisinin etkisi büyük. ABD ve Arjantin ilişkilerini kısaca bu yönüyle ele alıyorum. 

Otokrasi ve otokrat

Otokrasi, siyasi gücün tek merkezde toplandığı yönetim biçimidir. Otokrat, merkezin kendisidir; genellikle devlet başkanı ve/veya parti lideridir. Merkez, bazen parti liderliği gibi bir kurul da olabilir. Kısaca, demokrasi yoksa/eksikse otokrasi vardır. 

Otokrasi esnek bir kavram; aşağıda belirttiğim gibi, kendi içinde dereceleri olabilir ve diktatörlük, otoriterlik, totaliterlik de bu kavram içinde yer alabilir. 

Otokrat, otokrasinin mutlak güç merkezidir, üzerinde etkili bir kontrol, yaptırım ve sınırlama yoktur. Otokrat, muhalefet üzerinde sürekli baskı uygular, gücünü azaltmayı amaçlar, muhalefet partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını sistem dışına itmeye çalışır. 

Demokrasilerde ise farklı güç merkezleri vardır. Bu merkezler birbirlerini karşılıklı kontrol ederler, bunlar yanlış işlem yaparsa, sınırları hukuk ile belirlenmiş cezalar uygulanabilir. Siyasi partilere ve STK’lara baskı yoktur, bunlar eşitlik içinde faaliyet gösterirler. 

Günümüzde, genellikle anayasal demokrasiler vardır. Bu yönetim şeklinde düzenli seçimler, adayların özgürce belirlenmesi, birbiriyle rakabette olan siyasi partiler, istisnasız oy hakkı, oy çokluğu ile karar alma, bağımsız yargı, insan hakları, vatandaşlık hakları, temel özgürlükler gibi unsurlar yer alır. 

Anayasa ve siyasi partiler demokratik yönetimin temel taşlarıdır. Anayasa, otokratik yönetimlerde de vardır, ancak sık sık ihlal edilir, göstermeliktir ve sıkça değişiklik yapılır.

“Otokratikleşme sürecinde yargı sistemi anahtar konumdadır ve bu sürecin erken aşamalarında bu sistem saldırı altındadır. Bu süreçte, bir rejim değişikliği için, hukukun üstünlüğünün otokrat tarafına eğilmesi, yargının bir bölümünün ondan yana olması gerekir.” Democracy Report 2025 V-Dem (Mart 2025, s. 45).

ABD ve Türkiye’de otokrasi

ABD, demokrasinin son yıllarda zayıfladığı ülkelerden birisidir. Trump, önce 2017-2020 döneminde, sonra özellikle 2025’te başlayan ikinci döneminde demokrasiyi gerileten kararlar verip faaliyetlerde bulunmuştur. 

Trump, 2024 seçim çalışmalarında bazı mahkeme kararlarını ve yasaları tanımayacağını ilan etmiştir. Göreve başladığı ilk günde kendisini desteklemek üzere ABD Kongresini silahlarla basan hüküm giymiş 1500 suçluyu affettiğini açıklamıştır. Böylece hem mahkeme kararını yok saymış hem de sonraki şiddet olaylarına davetiye çıkarmıştır. 

Trump, göreve başladığı ilk iki ay içinde onlarca başka mahkeme kararını tanımamıştır. Gerekçe olarak ve kendisini kastederek; “ülkesini kurtaran kişi, yasaya karşı gelmiş sayılmaz” demiştir. 

Aynı iki ay içinde, anayasaya ve diğer yasalara karşı geldiği için, kendisi ve hükümeti aleyhine 70’in üzerinde dava açılmıştır. Trump ve hükümetinin üyeleri, kendi taraftarı olmadığını düşündüğü birçok kamu görevlisinin görevine son vermiştir. Görevine son verilenler içinde önemli sayıda yargıç ve denetleme görevlisi vardır. 

Kısaca Türkiye’ye bakalım. Türkiye’de son 23 yıldır genel seçimlerde de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de iktidar aynı partide, AKP’de kalmıştır. Buna karşılık seçimlerin yapılmasıyla ilgili yoğun şikayetler olmuştur. 

Seçimlerde iktidar olanaklarının kullanıldığı, iktidar partisi AKP’ye büyük avantajlar sağlandığı görüşü yaygındır ve bu saptama uluslararası kuruluşların raporlarında da vardır. Kısacası, seçimlerde siyasi partiler arasında eşitlik olmamıştır. 

Bu eşitsizlik son aylarda muhalefet partisi belediye başkanlarının ve yöneticilerinin tutuklanmasına kadar varmıştır. Türkiye’de demokrasiyi yaralayan ve gerileten en önemli unsurlardan birisi, muhalefetteki siyasi parti yöneticilerinin sistem dışına itilmek üzere yargının kullanılmasıdır. 

Daha önce de belirttiğim gibi, yargı sisteminin iktidar elinde kullanılması, otokraside en sık raslanan uygulamadır. Yargı sistemi ayrıca, düşünceleri ifade etmek için gösteri yapmak gibi insan haklarını ve vatandaşlık haklarını kullanmayı engellemekte de kullanılıyor. 

Buna karşılık, aynen ABD’de olduğu gibi, Türkiye’de de Anayasa Mahkemesinin kararları dahil bazı yargı kararları uygulanmıyor. Yine aynen ABD’de olduğu gibi, beğenilmeyen kararların yargıçları değiştiriliyor. 

Sözü çok uzatmadan Tablo 1’e bakalım. Bu tablodaki veriler Democracy Report 2025 (Mart 2025) kaynağından alındı. Veriler 2024 yılı için Demokrasi Endeksi değerlerini ve bu değerlere göre ülke sıralamasını içeriyor. Ayrıca, son 10 yılda demokrasi endeksinin ve sıralamanın anlamlı biçimde değişip değişmediği de son sütunda yer alıyor. 

Dikkat edelim, tabloda 2025 yılında ABD’de ve Türkiye’de yaşanan, demokrasiyi geriletip otokrasiyi getiren yargı kararları etkisi yok. Belirteyim, bu tablo toplam 179 ülke için hazırlanmıştır. 

Tablo 1: 2024’te Demokrasi Endeksi, Sıralaması ve Göre Değişme Yönü

Kaynak: Democracy Report 2025 (Mart 2025)

Kaynak rapora göre, 2018 öncesinde ABD ilk yüzde 10 dilim, yani ilk 18 ülke içindedir. Trump iktidara geldikten sonra aşağı kaymıştır. 2025’te ABD’nin hızla daha da aşağılara kayması bekleniyor. 

Aynı rapora göre Türkiye 2018 öncesinde en alttaki yüzde 30-40 dilim içindedir. Ancak 2018’den itibaren bir alttaki yüzde 20-30 dilimine gerilemiştir. 

Demokrasi endeksleri zaman içinde nasıl seyretti? Bu sorunun yanıtını Tablo 2’de görebiliyoruz. Bu tabloda dünya ortalama endeks değeri de var. 2006 ile karşılaştırırsak, ABD’nin de Türkiye’nin de demokrasi endeksi değerlerinin hızla düştüğünü görüyoruz. 

Tablo 2 EUI Demokrasi Endeksi: 2006-2024 

Kaynak: EIU Democracy Index 2024 ve önceki raporlar

Dikkat çeken bir nokta da şudur; Türkiye endeks değeri 2006 ve 2012’de dünya ortalama endeks değeri üzerinde iken, 2018’den başlayarak ortalamanın alına düşmüştür ve daha da düşeceği bellidir.

Trump, IMF, Arjantin ilişkisi

ABD’nin çok bilinen Foreign Policy dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, Trump, kendi görüşüne yakın yabancı otokratları desteklemekte ve yasal veya etik olmayan birçok uygulamaya da onay vermektedir. Bequeling (18 Mart 2025). 

ABD’de bazı kaynaklar, Türkiye’de 2025 Mart ve sonrasındaki bazı karar ve uygulamalara bu çerçevede bakılabileceğini söylüyor. Örneğin, belediye başkanlarına ve diğer yöneticilere ilişkin kararların Trump ve/veya yönetimi ile haberleşerek alındığı ifade ediliyor. 

Arjantin, Türkiye gibi, uzun süredir yüksek kronik enflasyon yaşayan bir ülke. Örneğin G20 ülkeleri içinde Arjantin ve Türkiye enflasyonları diğer ülkelerin kat be kat üzerinde. 

Arjantin de Türkiye gibi son dönemde enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Arjantin Başkanı Milei “çok iddialı, mutlaka başarılı olacak bir enflasyonu indirme programımız var” diyor. 

Arjantin’in bu programının bazı özellikleri dikkat çekiyor. Bir yandan enflasyonun ancak yarısına yakın bir politika faizi var. Diğer yandan, 2025 Nisan ortasına kadar döviz kurunu süründüren (kuru her ay enflasyondan oldukça düşük oranda arttıran) bir kur politikası oldu. Bu politika bir ölçüde değişti. 

Şöyle ki, kur şimdi bir alt sınır ile üst sınır arasında, bir bant içinde değişebiliyor. Arjantin, enflasyon oranının yarısından bile düşük bir politika faizini nasıl götürüyor? Arjantin, önce sürünen ve sonra bant içinde bir döviz kuru politikasını nasıl uygulayabiliyor? 

Bu sorulara yanıt vermek için otokrat Trump’ın ilişkilerine ve etkilerine bakmak gerekiyor. Bu konuyu biraz ayrıntılı açıklıyorum, çünkü dediğim gibi Arjantin Türkiye’nin enflasyon rakibi. Garip bir rekabet ve Arjantin enflasyon liderliğini Türkiye’ye devredebilir. 

İşin sırrı şurada; Arjantin zaten 2018 sonrasında 57.1 milyar dolarlık bir IMF kredisi almıştı. Şimdi ise, Nisan 2025 itibariyle, 20 milyar dolar daha IMF kredisi aldı. Bloomberg’in aktardığına göre bu miktar 12-15 milyar dolar düzeyinde olacaktı. 

Ancak araya Trump ve adamları girdi. Trump’ın “en sevdiğim başkan” dediği Milei’ye krediyi 

20 milyar dolara çıkardılar. Bu olana IMF yönetim kurulundakiler (board members) tepki gösterdi. Bu da yetmedi, başka iyilikler de oldu. 

Kredinin ilk baştaki ön ödemesi kredinin yüzde 40’ı yani 8 milyar dolar olacaktı. Ancak Trump araya girdi ve IMF’nin ön ödemeyi 12 milyar dolara çıkartmasını istedi. Kurul üyeleri iyice kızdılar, söylendiler. Ama Trump kararlı idi ve istediğini yaptırdı. 

Dahası var: 

1). IMF kredisinin yıl sonunda 20 milyar dolardan 28 milyar dolara çıkabileceği söyleniyor. 

2). Arjantin’e Dünya Bankası da 12 milyar dolara varan bir kredi vereceğini açıkladı. 

3). Bunların üstüne Inter-American Kalkınma Bankası da 10 milyar dolar düşük faizli kredi açacağını ifade etti.

Bütün bunlar Milei’nin Trump ile olan yakın ilişkisi ile sağlandı. Milei, kendisi başkan seçilmeden önce Trump’ı örnek aldığını söyledi. Kendisi Katolik olmasına karşılık Yahudiliğe saygı duyduğunu açıkladı. 

Milei, Trump başkan seçilince kendisini özel olarak kutlamaya gitti. Devleti küçültmenin bir sembolü olarak göstermekten büyük zevk aldığı elektrikli testereden bir adet de Elon Musk’a hediye olarak götürdü. Musk, devleti küçültmek için çok can yakıyor. 

Trump ile Milei’nin yakın ilişkisini gören IMF idari başkanı (ve kurul başkanı) Giergieva da Arjantin’in yanında olduklarını ve her kolaylığı sağlayacaklarını açıkladı. 

IMF’nin sıkı kuralları Arjantin’e işlemedi. IMF’den bu kadar parayı alınca enflasyonu düşürecek Milei anlaşılan. Peki Türkiye IMF’ye düşünce ve program olarak bu kadar yakınken, kredi olarak neden uzak durdu? Bu konu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili.

Yoksa Hazine ve Maliye Bakanımız da bir kıtadan diğerine yol katedip “yatırımcı ikna”sı için uğraşacağına, IMF’den kolayca kaynak alabilirdi. 


Kaynaklar:

Bequeling, Nicholas (18 Mart 2025) “The Key to Understanding Trump’s Chaotic Foreign Policy”, Foreign Policy. 

Bloomberg (24 Nisan 2025) “Loan to Trump Ally Argentina Went Against IMF Board Concern”

https://www.bloomberg.com/news/articles/2025-04-24/loan-to-trump-friendly-argentina-went-against-imf-board-concerns?sref=wOrDP8KX&utm_source=substack&utm_medium=email&embedded-checkout=true

Democracy Index-EIU (Mart 2025) Economist Intelligence Unit

https://image.b.economist.com/lib/fe8d13727c61047f7c/m/1/609fbc8d-4724-440d-b827-2c7b7300353d.pdf?utm_campaign=MA00001514&utm_medium=email-owned&utm_source=eiu-marketing-cloud&RefID=&utm_term=20250504&utm_id=2076565&sfmc_id=00QWT00000Np7f82AB&utm_content=cta-button-1&id_mc=280270703

Democracy Report 2025 (Mart 2025) 25 Years of Autocratization – Democracy Trumped? University of Gothenburg: V-Dem Institute. March 2025

https://v-dem.net/documents/61/v-dem-dr__2025_lowres_v2.pdf

Nord, Marina; Fabio Angiolillo; Ana Good God; Staffan I. Lindberg (24 Apr 2025): State of the world 2024: 25 years of autocratization – democracy trumped?, Democratization, DOI: 10.1080/13510347.2025.2487825

https://www.tandfonline.com/doi/pdf/10.1080/13510347.2025.2487825

Our World in Data (2025a) Democracy Index

https://ourworldindata.org/grapher/democracy-index-eiu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

SON HABERLER

Bunları da kaçırma

ABD’den ifade özgürlüğünü ihlal edenlere vize kısıtlaması

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’lilerin ifade özgürlüğünü ihlal eden yabancı yetkililere

Moskova, Türkiye’nin ‘tavsiyesi’ üzerine Şeybani’yi resmi ziyaret için davet etti

Suriye ile Rusya arasındaki ilişkilerin geleceğini görüşmek ve her iki tarafın önceliklerini