Macaristan’da hakimler yargı bağımsızlığı için harekete geçti. Orban hükümetinin yargıya artan siyasi baskısı nedeniyle görevinden ayrılan bir hakim, gelişmeleri DW’ye anlattı.
Macaristan, ülkenin yakın tarihinde eşi benzeri görülmemiş gelişmelere sahne oluyor. Hakimler, Viktor Orban başbakanlığındaki hükümetin baskı politikalarına, yargıya siyasi müdahalesine artık açıkça tepki gösteriyor.
Şubat ayı sonunda yüzlerce hakim, yargı bağımszlığı için sokağa çıktı, başkent Budapeşte’nin merkezi Kossuth Meydanı’ndaki Adalet Bakanlığı önünde protesto gösterisi düzenledi.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde görmeye alışık olmadığımız bu gelişmeler geniş yankı buluyor. Benzer gösteriler birkaç yıl önce Polonya’da düzenlenmişti. Macaristan’da da yıllardır yargıda ciddi sıkıntılar olduğu biliniyor. Ancak kapalı kapılar ardından yaşanan gerilimler dışarı yansımıyordu.
Ancak artık hakimler, baskıya boyun eğmiyor. Bu cesaret gerektiriyor. Çünkü hakimler işlerinden olabilir, kariyerleri sona erebilir. Zaten Şubat ayındaki protesto gösterisi öncesinde hakimler, gözdağı ile sindirilmeye çalışıldı.
Viktor Orban’ın arkadaşı, tanınmış ve son derece küstah bir hükümet yanlısı yayıncı olan Zsolt Bayer, miting öncesinde gösteriye katılacakların isimlerini içeren bir liste hazırlanmasını gündeme taşıdı.
Buna rağmen yüzlerce hakim, protesto gösterisine katıldı. Bunlar arasında Macaristan’ın ünlü hukukçularından Adrienn Laczo da yer aldı.
“Yargı bağımsızlığı ortadan kalktı”
Kısa bir süre öncesine kadar hakim olan Laczo, artık avukatlık yapıyor. Budapeşte’deki bürosunda bir araya geldiğimiz Laczo, “Macaristan’da yargının bağımsızlığı ortadan kaldırılmıştır” diyor.
Adrienn Laczo, 24 yıllık hakimlik kariyerini sonlandırmak zorunda olduğunu yaklaşık dört ay önce Facebook’taki sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı “Artık görevimden ayrılmak dışında bir seçeneğim yok” ifadelerine yer verdiği paylaşımla duyurdu.
Siyasi baskılar nedeniyle Macaristan yargısında uzun bir süredir gerilimler yaşandığı bilinse de, Adrienn Laczo’nun ilk kez sorunları açıkça dile getirerek görevinden ayrılması, ülkede geniş yankı buldu. Ve o artık yalnız da değil. Adrienn Laczo, baskılara rağmen yüzlerce hakimin protesto gösterisine katıldığına dikkat çekiyor.
Süreç kıdemli hakimlerin tasfiyesi ile başladı
Laczo, Macaristan’daki 2 bin 600 hakimin büyük çoğunluğunun gelişmelerden ciddi boyutta rahatsız olduğunu söyleyerek, “Benim gibi düşünen pek çok kişi tanıyorum. Görevlerini, mesleklerini seviyorlar, bu yüzden tutunmaya çalışıyorlar. Ben de uzun yıllar içimde bir savaş verdim” diyor.
Eski hakim, bir şeylerin yanlış gittiğini ilk olarak Mayıs 2012’de hissetmeye başladığını anlatıyor.
O dönemde Orban hükümeti hakimleri zorunlu emekliliğe sevk etti. 62 ila 70 yaş arasındaki yüzlerce kıdemli, tecrübeli hakim görevlerinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu görevleri genç yargıçlar devraldı.
Avrupa kurumlarının baskısı sonucunda Orban 2013’te bu düzenlemeyi geri çekmek zorunda kaldı. Ama olan olmuştu. Bu süre zarfında emekli olan pek çok yargıç eski görevlerine geri dönmedi. Laczo, “Dolayısıyla hükümet aslında amacına ulaşmış oldu” diyor.
“Hükümetin hoşuna giden kararları alanlar terfi ettiriliyor”
Özellikle son 5-6 yılda mahkemeler üzerinde baskının daha da arttığını anlatan eski hakim, yaşananları şöyle anlatıyor:
“Aslında söz konusu olan siyasi açıdan hassas bir davaya bakan bir yargıcın doğrudan aranıp nasıl bir karar vermesi gerektiğinin söylenmesi değil… Mesele hükümeti memnun edecek kararları veren hakimlerin kariyer basamaklarında daha hızlı ilerliyor oluşu.”
Macaristan Yüksek Mahkemesi’nde (Curia) mesleki uzmanlık ve deneyimden yoksun çok sayıda yargıcın görev yaptığına işaret eden Laczo, mahkeme başkanının da bizzat siyasi atamayla göreve geldiğini, hiç hakimlik tecrübesi olmayan bir isim olduğunu ve bunun da kararlarına yansıdığını söylüyor.
Yargı yoluyla basın özgürlüğünün kısıtlanmasının önü açıldı
Hukukçu Adrienn Laczo, kilit görevlere getirilen hakimlerin verdikleri kararların basın özgürlğünün sınırlandırılmasına yol açtığını söylerken, geçen yıl açıklanan dikkat çekici bir yargı kararını örnek gösteriyor.
Olay şöyle gelişiyor: Avusturyalı süpermarket zinciri Spar’ın genel müdürü bir dergiye, Viktor Orban’ın kendisine bir akrabasına Macar Spar iştirakinde hisse vermesini önerdiğini açıklamıştı. Macar medyası bu açıklamayı haber yaptı. Bunun üzerine Başbakan Orban haberi yapan tüm Macar medyasına dava açtı ve ilk aşamada davayı kaybetti. Ama daha sonra temyiz başvurusunda bulundu. Yüksek Mahkeme’deki temyiz başvurusunu bu sefer iki gazete kaybetti.Macaristan’daki Orban hükümeti, yargı bağımsızlığına müdahaleler nedeniyle eleştiri oklarının hedefinde.Fotoğraf: Arne Dedert/dpa/picture alliance
Adrienn Laczo, Yüksek Mahkeme’nin bu kararıyla, basın özgürlüğünün kısıtlanmasının önünün açıldığını söylüyor.
Hakimlerin protestoları neyin göstergesi?
Macaristan’da hakimlerin protesto gösterisi düzenlemelerinin olası etkilerini bekleyip görmek gerekecek.
Macar hakimlere uluslararası alanda da destek yağıyor. Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Duro Sessa, Budapeşte’deki protesto gösterisine katılan isimler arasında yer aldı. AB, Macar yargısında yaşanan sorunlar nedeniyle zaten mali fonlarda kesintiye gitti.
Ülkesinde yargı bağımsızlığı için mücadelesini artık bir avukat olarak sürdüren Adrienn Laczo, “Hakim olmak benim hayalimdi ve hakimlikten emekli olmak isterdim. Ama artık sürdüremeyecek noktaya gelmiştim” diyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Macaristan’da hukuk devleti artık yok, çünkü yargının kurumsal bağımsızlığı tasfiye edildi. Yargıçların bireysel bağımsızlığı bile ciddi boyutta tehlikede. Bu da şu anlama gelmektedir: Bağımsız bir yargı yoksa, Macar vatandaşlarını koruyacak bir hukuk mekanizması da yoktur.”