
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Truth Social hesabında Perşembe günü yaptığı bir açıklamada Gazze planına dair detayları paylaştı.
“Gazze Şeridi, savaşın sonunda İsrail tarafından Amerika Birleşik Devletleri’ne devredilecekti. Chuck Schumer gibi insanlar ve Filistinliler, bölgede yeni ve modern evlere sahip, çok daha güvenli ve güzel topluluklara çoktan yerleşmiş olacaklardı” diyen Trump, ABD Senatosu’nun Demokrat Partili Azınlık Lideri Schumer’e gönderme yaptı.
“ABD, dünyanın dört bir yanından gelen büyük geliştirme ekipleriyle birlikte çalışarak, türünün en büyük ve en görkemli örneklerinden biri olacak olan projenin inşasına yavaş ve dikkatli bir şekilde başlayacaktı” diyen Trump, “ABD’den gelecek askerlere gerek kalmayacak! Bölgeye istikrar hakim olacak” diye ekledi.
Salı günü İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında Trump, ABD’nin Gazze’de “uzun vadeli bir mülkiyet pozisyonuna” sahip olduğunu düşündüğünü söyledi ve 1,8 milyon Filistinlinin komşu ülkelere “kalıcı olarak” yerleştirilmesinden bahsetti. Trump, büyük bir yeniden inşa operasyonunun bir parçası olarak ABD askerlerinin bölgeye konuşlandırılmasına açık kapı bıraktı.
Trump’ın önerisi Çarşamba günü dünyanın dört bir yanından tepkilere neden olurken, Arap devletleri ve Avrupalı liderler iki devletli bir çözümün uygulanması yoluyla bir Filistin devletine desteklerini ifade ettiler.
Trump’ın yorumlarının üzerinden 24 saat geçmeden üst düzey ABD’li yetkililer planın bazı unsurlarını geri çekti.
Dışişleri Bakanı Marco Rubio çarşamba günü yaptığı açıklamada, Trump’ın Gazze’nin yeniden inşası için Gazzelilerin geçici olarak bölgeden çıkarılmasını önerdiğini söyledi ve Başkan’ın Gazze’nin kontrolünü kalıcı olarak ele geçirmek için ABD askerlerini kullanmayı taahhüt etmediğinde ısrar etti.
Rubio bu önerinin “düşmanca bir hareket” değil, “çok cömert bir hareket, yeniden inşa etme ve yeniden inşadan sorumlu olma teklifi” olduğunu belirtti.
Rubio, Trump’ın Filistinlileri Ürdün ve Mısır’a yerleştirme önerisi için de “Siz orayı yeniden inşa ederken insanların da bir yerlerde yaşaması gerekecek,” dedi.
Trump salı günü yaptığı açıklamada “gerekli olması halinde” Gazze’ye ABD askerlerini gönderebileceğini söylemişti.
Ancak Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt çarşamba günü düzenlediği basın brifinginde ,”Başkan’ın Gazze’ye asker gönderme taahhüdünde bulunmadığını” belirtti. Leavitt ayrıca yeniden inşa süreci için Gazzelilerin “geçici olarak yerlerinin değiştirilmesi” gerektiğini söyledi.
Türkiye, Rusya, Çin, Avustralya ve AB’nin 27 üye ülkesinin çoğunluğu da dahil olmak üzere dünya genelinde bir dizi ülke Trump’ın planına karşı olduklarını dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Filistinlilerin Gazze’den çıkarılması önerisinin “etnik temizlik” anlamına geleceğini söyledi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Trump’ın önerisinin uluslararası hukukla çelişeceğini öne sürdü.
Türkiye ziyareti sırasında konuşan Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de BM’nin Gazzelilerin zorla yerlerinden edilmesine yönelik herhangi bir girişimin “uluslararası hukuka göre kabul edilemez” olduğunu ve bölgede barışın sağlanması için “ciddi bir müzakere zemini” oluşturmayacağını yineledi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Birleşmiş Milletler’e “Filistin halkını ve devredilemez haklarını koruması” çağrısında bulunarak Trump’ın yapmak istediğinin “uluslararası hukukun ciddi bir ihlali” olacağını söyledi.
İsrail’de ise Trump’ın planı Netanyahu hükümetinin üyeleri tarafından övgüyle karşılandı.
Çarşamba günü Fox News’e verdiği bir röportajda Netanyahu, önerinin “duyduğu ilk iyi fikir” olduğunu söyledi. Netanyahu, “Bence bu gerçekten takip edilmeli, incelenmeli, ve yapılmalı, çünkü herkes için farklı bir gelecek yaratacağını düşünüyorum,” dedi.
ABD’nin pozisyonu
ABD, Filistin-İsrail meselesinde uzun yıllardır ‘iki devletli çözüm’ politikasını desteklese de bu tutum ilk Trump yönetiminde önemli bir sarsıntı yaşadı.
2017’de Donald Trump, Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıyıp büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyarak uluslararası toplumun tepkisini çekti. Bu hamle, Kudüs’ün statüsünün nihai barış görüşmelerine bırakılması gerektiğini savunan Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı. Ayrıca Trump, Filistin’e yapılan mali yardımları kesip diplomatik bağları büyük ölçüde kopardı.
Biden yönetimi ise göreve geldikten sonra ‘iki devletli çözüm’ ilkesini yeniden savunmaya başladı ve Filistin’e mali yardımları geri getirdi. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını değiştirmese de Biden İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini uluslararası hukuka aykırı olduğunu zaman zaman söyledi. Washington, taraflar arasında müzakerelerin yeniden başlaması çağrısını sık sık yinelese de somut adımlar henüz atılmadı ve bölgede gerilim Gazze savaşıyla daha da arttı.
İkinci Trump dönemi ise yeni başkanın açıklamalarıyla daha ‘belirsiz’ bir görünüm çiziyor.