AKP’de iç değerlendirme: “Güç zehirlenmesi, antidemokrasi, derin kriz, korku…”

1 ay ONCE

Babacan’a göre AKP’deki güç mücadelesi büyüyor. Parti içindeki sessizlik, korku ve demokrasiye uzaklaşma tartışmaları hızla tırmanıyor. Peki, bu kriz nasıl sonlanacak.

Son birkaç hafta içerisinde, gözaltına alınan gazeteciler, siyasilere yönelik girişimler, belediyelere operasyonlar ve tehdit dilinin her cephede büyük yankıları oldu.Peki AKP tarafında bu olaylar nasıl değerlendiriliyor.

“DERİN KRİZ VAR”

Nuray Babacan AKP kulislerinde yapılan değerlendirmeleri köşesine taşıdı. Ona göre AKP içinde, güç zehirlenmesi ve antidemokratik uygulamalarla birleşen derin bir kriz yaşanıyor. Parti içindeki bazı siyasetçiler, iktidarın bu durumu değiştirebileceğine inanırken, diğerleri sessizce durumu kabul ediyor ve korku ortamının hakim olduğunu düşünüyor.

İşte o bölüm:

“Bu yaşananların mantığını açıklayabilen ve doğru kararlar olduğunu dile getirebilen tek bir siyasetçi yok, trolleri saymıyoruz. AKP iktidarında yıllara yayılan antidemokratik uygulamalar az değil. Ancak sanki kapak açılmış gibi hukuki altyapıdan yoksun, çifte standartlı, tamamıyla siyasi görünen operasyonlar parti içinde de anlamlandırılamıyor.

MUHALEFETİN GÖRÜŞLERİ AÇIK

Muhalefetin bu konudaki görüşleri zaten kamuoyuna açık olarak görülüyor. AKP’lilerin şaşırtıcı hızla yaşanan bu antidemokratik gelişmeleri nasıl değerlendirdiğine bakmak lazım.

KOMPLOLAR VE GÜÇ ZEHRİLENMESİ

Yaşananları, komplo teorileriyle değerlendirenler de var, güç zehirlenmesine bağlayanlar da. Sessiz kalan kitle ise ya içten içe onaylıyor ya da cumhurbaşkanına göre pozisyon almayı tercih ediyor.

VURA VURA GETİRECEKLER ADAMI…

“Vura vura getirecekler adamı…” diyerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yapılanları işaret edenlere göre, AKP geçmişte kendisine yapılanların aynısını rakiplerine yapmaya başladı. Bu benzerlik, aklı selim olanları korkutuyor.

YANLIŞLARIN GÖRÜLMEMESİ

“O dönemin iktidarı, yaptıklarının yanlış olduğunu, yeni mağduriyetler yaratarak, kitleleri ‘bu kadarı da yapılmaz ki?’ noktasına getirdiğini nasıl görmediyse, bizimkiler de görmüyor. Üstelik bu kararlar alınırken, Cumhurbaşkanı da sürece dahil ediliyor. Ortaya konulan gerekçeler her neyse ikna oluyor. Bu bir tuzak. Partide istişare kalktığı günden beri aynı hatalara düşülüyor…” diyenler var.

GÜÇ ZEHİRLENMESİNE BAĞLAYANLAR

Farklı düşünenler ise; “Yapılan korkunun tahkim edilmesi. Sadece muhalefete değil, kendi cenahına da korku salıyor. Bu gücü tahkim etme yöntemi. Parti içerisinde bir kişi de ‘bu yapılanlar yanlış diyemiyor’ Amaçta bu zaten. Yaratılan bu ortam yanlışları gören muhafazakar mahalleyi de susturmaya yönelik. Buna güç zehirlenmesi demek daha doğru olur. İktidardan gitmemek için yapılan oyunlar. Kendi ayağımıza sıkıyoruz, kimseyi suçlayamayız…” şeklinde yorum yapabiliyor.

DUYGUSUZ- HİSSİZ OLANLAR

Bir grup ise yaşananları başka bir ülkede, başkalarının başına geliyormuş gibi izliyor. Bu konularda yorum yapmaktan kaçınıyor. Olumlu ya da olumsuz görüş belirtmeyi tercih etmiyor. Otomatiğe bağlanmış gibi, grup toplantılarında coşkulu alkışlarla görünür oluyor. TBMM Genel Kurul çalışmalarında doğru-yanlış analizi yapmadan gerekirse muhalefetin üzerine yürüyor. Cumhurbaşkanının bulunduğu karelere girerek, kongre öncesinde ‘tercih edilen, işini yürüten’ olmaya çalışılıyor.

PARTİDEKİ ÜÇ GRUP

Partide üç tip siyasetçi var… “Bize tuzak kuruluyor, yanlış işler yapıyoruz…” kaygısı taşıyan birinci grup, hala bir şeyleri değiştirebileceklerini düşünerek, kapalı kapılar ardında çaba sarf ediyor. Bunların etkin alanları halen var ama sayıları az.

YERİNE SES ÇIKARAMAYANLAR

“Yanlış okuyorsunuz, kimsenin bize tuzak kurduğu filan yok. Bu güç zehirlenmesi. Gittikçe demokrasiden uzaklaşan bir partiye dönüştük…” diyenlerin, zaten partide etkisi yok. Bunlar yapılan yanlışları söyledikleri için dışlananlardan oluşuyor.

BİATSIZ YENİ NESİL SİYASETÇİLER

Yorumsuz kalıp, cumhurbaşkanının karesine girmeye çalışanlar ise son dönemlerde partide varlık gösterenler. Parti, her kongrede bu tip siyasilerden yeni bir vitrin oluşturup yoluna devam ediyor. Sorgusuz sualsiz biat edenler yönetime seçiliyor.

DEĞİŞİM ZAMANI VE YENİ NESİLLER

Her kongrede ‘değişim zamanı, yeni nesiller geliyor’ anonsunun arkasında yatan genellikle bu oluyor. Hikaye, ‘artık etkisi olmayan eskiler, yanlışları görüp ses çıkarmayan mevcutlar ve onların yerini doldurmayı bekleyen hazır askerler’ şeklinde sürüp gidiyor.

Bunları da kaçırma

5,5 TL’lik İsrail çipini arabalara 2 bin 791 TL’ye takıyorlar

AKP hükûmeti “Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS)” bahanesi ile İsrail menşeli çipleri

9 anketin ortalamasında çarpıcı sonuç: AKP ve CHP arasında dikkat çeken fark

Yeni yılın ilk kamuoyu araştırmalarının ortalamasına göre siyasi partilerini sıralamasında sürprizi sonuçlar