Dijitalleşmenin ayak seslerinin duyulduğu 2000’li yılların başlarından itibaren, Avrupa’daki Türk gazeteleri bu yönde hamle yapmakta geç kaldı ve hatta uzun süre hiçbir şey yapmadı.
SEYFİ ALP/Tahta Gemi
2000 yılı rakamlarına göre Avrupa’da her gün 200 bin Türk düzenli gazete alıyordu. Hürriyet, Sabah, Türkiye ve Zaman gazetelerinin günlük toplam net satışı bu civardaydı. Bugün bu sayı çok aşağılara düştü.
Avrupa Türklerinin gelişiminde özellikle 1970 ile 2000 yılları arasındaki 30 yıllık dönemde önemli rol oynayan gazeteler, son 5 yılda etkisini kaybetti.
1990 ile 2015 arasındaki dönemde aktif gazeteci olarak çalışan biri olarak, Avrupa’daki Türk gazetelerinin bugünkü duruma gelme nedenlerini şöyle özetleyebilirim:
TÜRKLER TÜRKÇEYİ UNUTTU
Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerde özellikle 30 yaş altı kuşak Türkçe okuyup yazamıyor. Bu, gazete satışlarını olumsuz etkiledi.
GAZETELER DEĞİŞİMİ ISKALADI
Dijitalleşmenin ayak seslerinin duyulduğu 2000’li yılların başlarından itibaren, Avrupa’daki Türk gazeteleri bu yönde hamle yapmakta geç kaldı ve hatta uzun süre hiçbir şey yapmadı.
YETENEKLİ GAZETECİLER DESTEKLENMEDİ
Avrupa’daki Türk gazetelerinde vatandaşın içinden haberler yapan üretken muhabirler, yeterli desteği göremedi. Haber merkezlerinde de kaliteli haberci eksikliği yaşandı. Avrupa’daki Türk insanının nabzı tutulamadı.
Avrupa’daki Türk gazetelerinin susturulması, bazı Avrupa ülkelerinde derin devletin hedefiydi. Özellikle Almanya bu konuda ısrarcı oldu ve bunu başardı.
Avrupa’da Türk gazetelerinin çok zayıflamasının en büyük zararını bu ülkelerde yaşayan Türkler görüyor.
Avrupa’daki Türk gazetelerinin altın dönemini yaşadığı 1990 ile 2010 arası dönemde, Türklerin sesi daha gür idi. Şimdi bu ses sustu veya susturuldu. Gazetelerin zayıflaması nedeniyle bir süre işsiz kalan gazeteciler yaşama yeniden tutundu.
Avrupa ülkelerinde mesleklerinin verimli bir döneminde olmalarına rağmen, kırgınlık ve hayal kırıklığı nedeniyle haber yazmayan iyi Türk haberciler bulunuyor.