İktidarın gözde vakfına yolsuzluk operasyonu

2 gün ONCE

Yunus Emre Vakfı’ndaki sahte fatura soruşturmasında 11 kişi gözaltına alındı.

İktidarın gözde vakfına yolsuzluk operasyonu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yunus Emre Enstitüsü’nün 2020-2022 yılları arasında naylon faturalarla soyulduğu iddiası üzerine soruşturma başlatmıştı.

Yunus Emre Vakfı’nın tabela şirketlerinden alınan naylon faturalarla zarara uğratıldığı yönündeki iddialara ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı, başsavcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.

“Zimmet”, “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma”, “edimin ifasına fesat karıştırma”, “sahtecilik”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlarından soruşturma başlatan savcılık, eski kurum çalışanı Ş.A, M.D, M.Ç, S.Y, İ.K, F.G.E, S.İ. ve F.Y. ile suçlara iştirak ettikleri tespit edilen şirket yetkilileri A.F, E.E, E.T.E, F.K, H.K, M.K. ve Y.E. hakkında gözaltı kararı verdi.

Haklarında gözaltı kararı verilen 15 kişiden 11’i gözaltına alındı.

Firari zanlıların yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in yurt dışında olduğu, Almanya’ya sığınma talebinde bulunduğu iddiası kamuoyuna yansımıştı.

KURUMDAN AÇIKLAMA

Öte yandan Yunus Emre Enstitüsü, Vakıf Mütevelli Heyeti tarafından 2024 yılı Haziran ayında, başta eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş olmak üzere ilgili vakıf personelinin görevden alındığını, ardından Temmuz 2024 itibarıyla da teftiş süreci başlatıldığını bildirdi.

Yunus Emre Enstitüsü, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

– “Yunus Emre Enstitüsü’nde mali konulara ilişkin bazı işlemlerle ilgili şüpheler üzerine, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talimatıyla bir inceleme süreci başlatılmıştır. Bu kapsamda, Vakıf Mütevelli Heyeti tarafından 2024 yılı Haziran ayında, başta eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş olmak üzere ilgili vakıf personeli görevden alınmış, ardından Temmuz 2024 itibarıyla teftiş süreci başlatılmıştır.

– Teftiş aşamalarının ardından sürecin şeffaf ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlamak amacıyla başkan yardımcıları kendi talepleri doğrultusunda görevlerinden ayrılmıştır. Yürütülen teftiş sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.”

SAADET PARTİSİ’NDEN ENSTİTÜ ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yunus Emre Enstitüsü önünde basın açıklaması yaptı. Enstitü hakkında gündeme gelen iddiaları takip ettiklerini söyleyen Arıkan, gözaltılara ilişkin, “Bugün gelinen nokta, hem Türkiye’ye hem de medeniyetimize yakışmayacak bir hal almıştır” ifadelerini kullandı. Arıkan, şöyle konuştu:

* “Geçtiğimiz yaz, yolsuzluk şüphesi ile başlayan tartışmalar neticelenmiş, 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Şimdi bugün 2025’in ilk günlerinde eski Enstitü Başkanı’nın Almanya’ya kaçtığı haberleriyle karşı karşıyayız. Şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum, Bu ülke tarihi boyunca bir çok siyasi sığınmacılar gördü, evet. Bu ülke ekonomik sıkıntılar nedeniyle başka topraklara göç edenlere tanıklık etti. Dünya zor şartlar ve çatışmalardan dolayı bir çok iltica hareketi gördü. Ama dikkat buyurunuz ilk defa Türkiye’de, Türkiye’nin çok stratejik bir kurumunun başkanının başka bir ülkeye kaçtığını görüyoruz.

* Elbette bu yolsuzluk bütün yönleriyle araştırılmalıdır. Ama burada çok önemli bir soruyu daha sormak istiyorum: Son 15 gün içerisinde halen mevcut bir bakanın eşi ve ünlü bir siyasetçinin oğlu neden istifa etmiş veya ettirilmiştir? Bu soruşturmanın neresindedirler? Doğrusu; Türkiye, hiçbir zaman böylesine derin bir yozlaşma ile anılmamalıydı. Bugün geldiğimiz nokta, bu yönetim anlayışının ülkeyi getirdiği tablodur.

“BURADA DUBLE YOLSUZLUK YAŞANMAKTADIR”

* Bugün vakıf medeniyeti ile gurur duyan bu ülke, kendi vakfını soyan idarecilerle yüzleşmek zorunda kalmıştır. İşte iktidarlar bizim ayrıştığımız yer burasıdır. Bu ülkede yolsuzluk da yoksulluk da olağanlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bizim buna rızamız yoktur. Biz her seferinde gündeme getiriyoruz, Türkiye’nin yeni nesil bir siyaset anlayışına ihtiyacı vardır. Bunun için de diyoruz ki: Yeni nesil siyaset duble yollara karşı olmak değil, duble yolsuzluklara karşı çıkmak demektir.

* İşte bugün burada duble yolsuzluk yaşanmaktadır. Yunus Emre Enstitüsü, kendi tabirleri dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran çok kıymetli, çok stratejik bir kurumudur. Bu yüzden yine diyoruz ki; biz Yunus Emre Enstitüsüne karşı değiliz. Biz Yunus Emre Enstitüsü’nün soyulmasına karşıyız. Biz ehliyetsizliğe, liyakatsizliğe karşıyız. Yolsuzluk neredeyse, biz orada ve takipte olacağız. Kendi kurumlarını, kendi ülkelerini soyanlar, yetimin hakkını çalanlar, dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar peşlerinde olacağız. Bir gün gelip bu ülkede hesap vermelerini sağlayacağız.”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.