AB Konseyi tarafından genişleme sonuç bildirgesinde, Türkiye için temel haklar ve hukukun üstünlüğü konusunda endişeler vurgulandı. Yargı üzerindeki aşırı baskı, ifade ve medya özgürlüğünün kısıtlanmasına dikkat çekildi.
Avrupa Birliği Konseyi tarafından açıklanan genişleme sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin katılım müzakerelerine ilişkin hala “fiilen durma noktasında” olduğu ve “hiçbir fasılın açılması ya da kapanmasının düşünülmediği” belirtildi.
UKRAYNA’NIN ÜYELİĞİNE TAM DESTEK
Euronews’te yer alan 36 sayfalık raporda, Batı Balkanlar, Ukrayna ve Moldova’nın AB üyeliğine dair “tam ve kesin kararlığını bir kez daha teyit eder” ifadesine yer verirken, Türkiye’nin ise “aday ülke” olarak “birçok ortak çıkar alanında kilit ortak olmaya devam ettiği” belirtildi.
Türkiye, özellikle Yunanistan ile ilişkilerin iyileştirilmesi ve ticaret ve ekonomi gibi ortak ilgi alanlarında AB ile üst düzey sektörel diyaloğun yeniden başlatılması konusunda birkaç iyi puan daha aldı.
“2023 ortalarından bu yana daha geleneksel ve daha sıkı ekonomik politikalara yönelim” ve Rusya’ya yönelik AB yaptırımlarının kendi toprakları üzerinden delinmesini engellemek için alınan “somut önlemler” AB Konseyi tarafından memnuniyetle karşılandı.
OLUMSUZLUKLAR AĞIR BASTI
Türkiye’nin AB üyesi olan Güney Kıbrıs’la olan ilişkisi, Konseyin Ankara’yı Lefkoşa ile ilişkilerini normalleştirmeye ve uluslararası hukuka uygun olarak egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeye çağırdığı hassas noktalardan biri.
YARGI ÜZERİNDE AŞIRI BASKI VAR
Raporda “Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında süregelen ve derin endişe yaratan durumun” da altı çizilirken, özellikle “yargı üzerindeki aşırı baskı, ifade özgürlüğüne yönelik birçok kısıtlama, medya özgürlüğü ve bilginin yayılması, demokratik yollarla seçilen belediye başkanlarının görevden alınması” gibi konuların “kaygıyla” takip edildiği vurgulandı.
Türkiye’nin bloğun Ortak Dış ve Güvenlik Politikası ile “çok düşük uyum oranı” olduğu yinelendi. Rusya’ya yönelik yaptırımlarla ilgili Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (CFSP) pozisyonlarının ve kısıtlayıcı önlemlerin “son derece öncelikli” olduğu belirtilerek, Türkiye’nin dış politikasının “AB’nin öncelikleriyle çeliştiğine” dikkat çekildi.
Silivri Cezaevi’ndeki çıplak arama ve kötü muameleye soruşturma açıldı
İsrail ile ticareti protesto eden 7 kadının Silivri Cezaevi’nde maruz kaldığı kötü muamele nedeniyle soruşturma başlatıldı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmacı olduğu TRT World Forum etkinliğinde, İsrail ile ticaretin tamamen kesilmesi amacıyla protesto gerçekleştiren 7 kadın, tutuklandıktan sonra Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Kadınların, cezaevinde yaşadıkları çıplak arama ve kötü muameleye yönelik başvurular üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Avukatları tarafından yapılan suç duyurusunda, tutuklu kadınların maruz kaldıkları çıplak arama ve diğer kötü muameleye dair detaylar paylaşıldı.
Kadınların avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundukları dilekçede, tutuklu müvekkillerinin, Silivri Cezaevi’nde “vücut üst bölgesindeki aramadan sonra müvekkillerin alt iç çamaşırlarını dizlerine kadar indirmeleri ve yere çökerek öksürmeleri istendiğini” belirtti. “Müvekkillerden bazılarına 6-7 kez öksürmeleri söylenmiş, işbu durum çıplak arama sürecinin daha da uzamasına sebep olmuştur” denildi.
ÇIPLAK ARAMA VE KÖTÜ MUAMELE SORUŞTURULACAK
Karar’ın aktardığına göre; tutuklu kadınlar, cezaevine alındıktan sonra, çıplak arama uygulamasına maruz kaldıklarını ve uygulamanın sonrasında çeşitli kötü muameleler gördüklerini belirtmişlerdir. Avukatları, başvurdukları dilekçede, “çıplak arama ve kötü muamele” suçlaması ile kadınların kişisel mahremiyetlerinin ihlal edilerek zorla öksürmelerinin ve kıyafetlerinin kesilmesinin insan haklarına aykırı olduğunu vurgulamıştır.
Avukatlar, “vücut üst bölgesindeki aramadan sonra” yaşanan süreci ve bunun devamında yapılan diğer uygulamaları ele almışlardır. Yapılan aramanın ardından, tutukluların alt iç çamaşırlarını indirmeleri istenmiş ve bazı kadınlara birden fazla kez öksürmeleri söylenmiştir. Bu süreç, çıplak aramanın uzamasına yol açmıştır.
BAŞÖRTÜLERİ, ŞALLAR VE FERACELERİN KESİLDİ
Tutukluların, cezaevinde giysilerinin kontrol edilmesinin ardından başörtülerinin, şallarının ve feracelerinin “uzun olduğu” gerekçesiyle kesildiği belirtilmiştir. Şikayetlerde ayrıca, çıplak arama uygulamasının ardından başörtülerinin, şallarının ve feracelerinin “uzun olduğu gerekçesiyle kesildiği” ifade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, protesto eylemi sırasında tutuklanan kadınların maruz kaldığı iddia edilen kötü muamele ile ilgili olarak soruşturma başlatmış ve şikayetlerin alınması amacıyla ilgili kadınları davet etmiştir. İlgili kadınlar, şikayetlerini başsavcılığa bildirerek, cezaevindeki kötü muameleye dair sorumluların cezalandırılmasını talep etmektedirler.