- Jacqui Wakefield
- BBC Dezenformasyon haberleri muhabiri
Bazı ünlüler, geleneksel tıp yerine, beslenme değişikliği ve alternatif tedavilerin kanserlerinin gerilemesine yardımcı olduklarını savundu.
Kanser tedavisi ve rehabilitasyonu için çalışan vakıfların çoğu ise alternatif yöntemlerin kanseri tedavi ettiğine ya da iyileştirdiğine dair tıbbi kanıt olmadığını söylüyor.
Peki bu alternatif tedaviler neler ve başvuranların sayısı neden artıyor?
Kasım ayında Hindistan’ın en başarılı eski kriket oyuncusu ve siyasetçi Navjot Singh Sidhu, eşinin kanserden kurtulduğunu açıkladı.
Sidhu eşinin beslenmesine limon suyu, çiğ zerdeçal, elma sirkesi, neem ağacı yaprakları, Hint fesleğeni, bal kabağı, nar, amla meyvesi, kırmızı pancar ve ceviz eklediğini ve iyileştiğini söyledi.
Sidhu’nun videosu viral olduktan sonra Hindistan’daki bir hastanede çalışan 200’den fazla kanser uzmanı, bu maddelere dair araştırmaların sürdüğünü ancak kullanımlarını teşvik edecek kanıt bulunmadığını açıkladı.
Uzmanlar, topluma bu “işlevselliği kanıtlanmayan çareleri” kullanarak tedavilerini ertelememeleri çağrısında bulundu.
Eylül ayında ise Avustralyalı manken Elle Macpherson kendisine meme kanseri teşhisi konduğunu açıkladı ve kemoterapi yerine “içgüdüsel, kalp öncülüğünde, bütünsel bir yaklaşımı” tercih ettiğini söyledi.
Meme kanseri için kullanılan geleneksel kemoterapi tedavisi yanında akupunktur, yoga ve meditasyon gibi tamamlayıcı tedaviler sık sık kullanılırken, doktorlar bu yöntemlerin hastanın genel anlamda sağlığına iyi geldiğini ve ağrıyı hafiflettiğini söylüyor.
Ancak doktorlar, özel perhizler, mineraller ve vitamin aşılama gibi alternatif tedavilerin, özellikle de tıbbi tedavilerin yerine kullanılmasına karşı çıkıyor.
Kanser alanında çalışan hayır kuruluşları da bazı alternatif tedavilerin zararlı olabileceği ve yan etkiler oluşturabileceğini, hatta modern tıbba dayalı tedavileri aksatabileceği uyarısında bulunuyor.
Tıp dergisi Jama Oncology’de 2018 yılında yayımlanan bir araştırma, tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımının kanser hastalarında daha düşük hayatta kalma olasılığı ile bağlantılı olduğunu savunuyor.
Buna rağmen birçok kanser hastası tamamlayıcı ve alternatif tedavilere ilgi duyuyor ve bu da yöntemlerin popülerliğini artıyor.
ABD’nin kanser araştırma kurumu American Society of Clinical Oncology tarafından yürütülen ve kansere dair görüşleri inceleyen bir araştırmaya göre, ABD’deki yetişkinlerin neredeyse yüzde 40’ı yalnızca alternatif tedavi yöntemleri kullanılarak kanserin iyileştirilebileceğini düşünüyor.
“Kanseri iyileştiren” perhizlere dair videolar internette milyonlarca kez izlenirken, kansere yönelik beslenme biçimlerini anlatan kitaplar da Amazon’da en çok satan kitaplar arasında sık sık yer alıyor.
Influencerlar tarafından yayılan ve çoğunlukla beslenme değişikliklerinden oluşan “doğal yöntemlerle” kanserin yenilebileceğini iddia eden bir dizi sosyal medya (X) paylaşımı da yalnızca 48 saatte 200 bine yakın beğeni topladı.
Paylaşımda insanlara kanserlerini “aç bırakmak” için oruç tutmaları, “DNA’larını hack etmeleri” ve bazı gıdaları tüketerek “kök hücrelerini artırmaları” tavsiye ediliyor.
Kanser alanında çalışan yardım kuruluşu Macmillan, alternatif tedaviler kullanmayı düşünen kişilerin tavsiye ve destek almak üzere kanser doktorlarına danışmalarını tavsiye ediyor.
İlgiyi artıran ne?
Alternatif tedaviler sosyal medyada kanıt sunulmadan “mucize tedavi” olarak övülürken ilginin artmasında dezenformasyonun da etkisi bulunuyor.
İngiliz kanser cerrahı Dr. Liz O’Riordan “Kanser korkutucu bir hastalık. Size riskleri ve faydaları söylemek zorundayız. Siz umut, kesinlik ve tedavi sözü istiyorsunuz— ama bir doktor size bunu taahhüt edemez” diyor.
Bu sözde “tedaviler” çoğunlukla acısız ve doğal olarak yansıtılıyor. Bu da hassas bir ruh halindeki hastalar için çok fazla yan etkisi olabilen geleneksel tedavilerden daha cazip görülebiliyor.
Alternatif tedavilere ilginin artmasındaki bir başka sebep de birçok hasta için kaliteli kanser tedavisine erişimin zor olması ve erişebildikleri tedavilerin çoğunlukla yüksek maliyetli olması.
Dr. O’Riordan, “Para sorun olduğunda, ucuz tedavi yöntemlerinin çok çekici olabileceğini” söylüyor ve “satıcıların kırılgan durumdaki kişileri avlayarak, onlara ihtiyaçları olmayan ürünler satmasından” endişe duyduğunu belirtiyor.
İngiliz tıp dergisi British Medical Journal’da yayımlanan bir araştırmaya göre Afrika’da kansere ve modern tıp etkililiğine dair geniş çaplı farkındalık eksikliği var.
Aynı araştırma, alternatif tedavilere fazla bel bağlandığını yeterli eğitime sahip tıp uzmanının olmasını ve toplumun çoğunun sağlık sigortasının bulunmamasını, bu tür tedavilere yönelim nedenleri arasında sayıyor.
Alternatif tedaviler bazen kültürün bir parçası da olabiliyor.
Afrika, Asya ve Hindistan’daki geleneksel ‘şifa’ yöntemleri ve felsefesinin köklü bir geçmişi var ve bu onlara güveni artırabiliyor.
Geleneksel Çin tıbbının ve Ayurveda’nın bazı rahatsızlıklara iyi geldiğine dair bazı kanıtlar bulunsa da, bu yöntemlerin kanseri tedavi ettiğine dair kanıt çok az.
Peki, küresel çapta en çok tanınan alternatif tedaviler ve perhizler hangileri?
Ayurveda
Ayurveda, Hindistan’da yetişen zerdeçal gibi baharatlara ve masaja dayanan eski bir Hint tedavi sistemi ve buna alternatif kanser tedavisi olarak başvuruluyor.
ABD’li piyasa analiz şirketi Market Research Future raporlarından birine göre Ayurveda’nın popülerliği küresel çapta artıyor ve sektörün 2028 yılına kadar üç katına ulaşması bekleniyor.
Tıp dergisi Lancet’in raporuna göre Hindistan’da, özellikle de kırsal kesimlerde kullanılan alternatif tedavi yöntemlerinin arasında naturopati, biyopati, homeopati, evde hazırlanan tedaviler, ayrıkotu tedavisi, hidroterapi, akupunktur, idrar tedavisi, osteopati ve vipassana meditasyonu da sayılıyor.
Dr. O’Riordan bunlardan bazılarının modern tıp tedavisi ile eşgüdümlü olarak ağrı yönetimine yardımcı olabileceğini, ancak bazılarının da bazı kanser tedavileri ile olumsuz etkileşebileceğini söylüyor.
İngiltere’deki kanser araştırma merkezi Cancer Research UK’e göre zerdeçalın içinde bulunan zerdeçal sarısının bazı kanser türlerinde kanser hücrelerini öldürebileceğine dair kanıt bulunuyor.
Ancak bu konuda çok daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtiliyor. Merkez, zerdeçalın ya da zerdeçal sarısının kanseri tedavi edebileceğine ya da önleyebileceğine dair de net bir kanıt bulunmadığını açıklıyor.
Geleneksel Çin tıbbı
Onkoloji dergisi Clinical Oncology Journal’da yayımlanan araştırmaya göre kanser hastalarının geleneksel Çin tıbbı kullanma eğilimi hem Doğu’da hem de Batı’da artıyor, ancak bu yöntemlerin güvenliliği ve etkililiği kanser uzmanları tarafından sık sık sorgulanıyor.
Geleneksel Çin Tıbbı akupunktur, masaj terapisi, bitkisel ilaçlar ve Tai Chi içeren bütünlüklü bir tıp sistemi ve bitkilerden elde edilen yüzlerce şifalı madde kullanıyor.
Dr. O’Riordan, doktora danışılması halinde Çin tıbbının, modern tıp yanında kullanılabileceğini, bazı bitkisel ilaçların tıbbi kanser tedavisi ile etkileşebileceğini söylüyor.
Perhiz değiştirmek
Ketojenik beslenme, vegan ya da başka kısıtlayıcı perhizlerin kanseri “aç bıraktığına” dair iddialar da küresel çapta popülerlik kazanıyor.
BBC’ye konuşan kanser araştırmacısı Dr. David Robert Grimes “Kanseri aç bırakamazsınız, yalnızca kendiniz aç kalırsınız. Kanser hastası olarak kilo verirseniz, bu aşırı derecede tehlikeli olabilir” diyor.
Dr. Grimes sosyal medyada bu iddiaların bombardımanına uğrayan hastaların kansere kendilerinin sebep olduğu fikrine kapılabileceklerini veya daha kötüsü, risklerin farkına varmadan bu tür perhizleri uygulayabileceklerini söylüyor.
Hindistan’daki Mohan Dai Oswal Hastanesi’nde kanser uzmanı Dr. Kanupriya Bhatia hastalara, sosyal medyadan etkilenmemeleri yönünde çağrıda bulunuyor.
Dr. Bhatia, Kanupriya Bhatia “Kendi kendinize bir şeyler yiyip içmeye başlamayın, bu zararlı olabilir” diyor.
Fenbendazol ilacı
Fenbendazol hayvanlarda parazit enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç.
Amerikalı bir iş insanının başka alternatif tedavilerle beraber Fenbendazol kullanarak kanserden kurtulduğunu iddia etmesinin ardından ilacın popülerliği arttı. Ancak iş adamı bu açıklamayı yaparken başka kanser tedavileri içeren bir klinik deneye katıldığını açıklamamıştı.
Güney Kore’de ilaç yok satarken birçok kişi de “tedavi” süreçlerini sosyal medyada belgelemeye başladılar.
Akciğer kanseri hastası bir komedyen ve şarkıcının bu ilacı aldığını söylemesi de, kendisi sonradan etkisiz olduğunu söyleyerek ilacı bırakmış olsa da, ilaca olan ilginin artmasında etkili oldu.
Cancer Research UK ilacın güvenli ya da etkili bir tedavi olup olmadığını araştıran hiçbir klinik deney yapılmadığını söylüyor.
Graviola ağacı
Afrika ve Güney Amerika’nın birçok bölgesinde graviola ağacının meyvesi, yaprakları ve gövdesinin kabuğu birçok rahatsızlığı tedavi etmek için kullanılıyor. Ağacın, bazı enfeksiyonların tedavisinde yardımcı olduğuna dair bazı kanıtlar bulunuyor.
İnternette ve kullanıldığı coğrafyalarda Graviola meyvesinin kanseri “tedavi etme” potansiyeli olduğuna dair iddialar uzun süredir dolaşıyor, hatta bazı sosyal medya paylaşımları meyvenin kanser tedavisinde kemoterapiden 10 bin kat daha etkili olduğunu iddia ediyor.
Kanser alanında çalışan hayır kuruluşları ve Fransa’nın ulusal kanser enstitüsü, kanseri tedavi eden “mucize gıdalar” olmadığını söylüyor.
Vakıflar ne diyor?
Uzmanlar alternatif tedavi yöntemleri kullanmanın ciddi tehlikeleri olduğuna dair uyarılarda bulunuyorlar.
Araştırmalara göre bu yöntemleri kullanan hastalar geleneksel tedavi yöntemlerinden uzak durarak hayatta kalma şanslarını riske atabiliyor.
Dr. O’Riordan “Bu yöntemlerden bazıları tedavinin yanında kullanılabilir” diyor ve devam ediyor:
“Hastalar yalnızca alternatif tedavi uygulamayı seçtiklerinde sorun oluşuyor. Yalnızca alternatif tedavi uygulamaya karar veren insanların ölüm olasılıklarının iki buçuk kat arttığını biliyoruz.”
Dr. Grimes modern kanser tedavilerinin kapsamlı bilimsel araştırmalara dayandığını söylüyor:
“Kanser hastalarının hayatta kalma oranları arttı ve artmaya da devam edecek. Bu bilim insanlarının ve doktorların çalışmaları sayesinde oldu, alternatif tedavilerin değil.”
Hindistan’daki kanser tedavi merkezi Max Institute of Cancer Care’in yöneticisi Dr. Harit Chaturvedi, kanserin “sihirli tek bir formül ile iyileştirilen tek bir hastalık olmadığını” söylüyor.
Chaturvedi modern tıp tedavi planlarının kişiye özel oluşturulduğunu ve kanserin türüne, belirli kanser hücrelerindeki genetik değişikliklere, kanserin başladığı organa ve hastalığın ne kadar yayıldığına bağlı olduğunu ekliyor.
Doktorlar kişilerin hastalıklarıyla daha iyi başa çıkmasına yardımcı olabilecek tamamlayıcı tedavileri genel olarak destekliyorlar. Ancak çoğu zaman, tıbbi tedavinin yerine alternatif tedavilerin kullanılmaması uyarısında bulunuyorlar.