Ülkenin en kötü şöhretli hapishanesi Sednaya’daki mahkumların rejim karşıtı güçler tarafından serbest bırakılmasının ardından, Suriyeli ailelerin amansız arayışı başladı. Binlerce aile Sednaya’nın duvarları arasında sevdiklerinden bir iz ararken, rejimin işkence merkezinde tutulan mahkum kayıtları ortaya çıktı. Bu kayıtlarda mahkumların ölüm nedenleri ve isimleri yer alıyordu. Ölülerin bedenlerini belgelemekle görevli bir askeri fotoğrafçı, daha sonra savaş suçları kovuşturmalarında kanıt olarak kullanılan yüz binlerce fotoğrafı hapishaneden çıkardı. Hapishaneden çıkarıldıktan sonra Şam Hastanesi’ne götürülen binlerce ceset ise yakınları tarafından teşhis edilmeyi bekliyor. İşte rejimin işkence merkezi ve 13 yıllık iç savaşın başlattığı gözaltı ağında kaybolan on binlerin hikayesi…
ON BİNLER GÖZALTI AĞINDA KAYBOLDU
Ülkenin en kötü şöhretli hapishanesi Sednaya’nın zeminini tarayan Suriyeliler, tutuklu listelerini karıştırıyor ve gizli hücreler veya mezarlar bulmak için beton zemini kazıyor.
On binlerce kişi, Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin 2011’deki ayaklanmayı bastırmak için harekete geçmesinden bu yana ülkenin genişleyen gözaltı ağında kayboldu.
HER GÜN 50 KİŞİ İDAM EDİLDİ
Sivil halk, muhalif askerleri ve kurtarma ekipleri, askeriye tarafından yönetilen Sednaya Hapishanesi’nin hücre bloklarında bırakılan giysi yığınları ve kırmızı iplerle karşılaştı.
Dışişleri Bakanlığı, 2017’de hapishanede her gün 50 kadar kişinin asıldığını söyledi.
“YÜZDE 99’U ÖLDÜ”
Muhalifler, Esad’ı devirdikten sonra Sednaya’yı açtı, tutukluları serbest bıraktı ve halkın kayıpları aramasına izin verdi.
Amerikan gazetesi Wall Street Journal’a konuşan avukat Ammar El-Bara, “Yüzde 99’u öldü” yorumunda bulundu.
Hapishane kayıtlarına ulaşan avukat, isimlerden oluşan bir listeyi okudu: “İdam edildi, idam edildi, hastalıktan öldü.”
100 BİN SURİYELİ KAYBOLDU
Büyük tutuklu gruplarının tutulduğu hücreler atılmış giysilerle doluydu ve ince şilteler yere saçılmıştı. Bir hücrenin duvarına “Bir gün” kelimeleri kazınmıştı.
Batılı hükümetlere, insan hakları gruplarına ve suistimallerden kurtulanlara göre, iç savaştan sonra rejim işkence ve toplu tutuklamaları endüstriyel bir ölçeğe genişletti.
2022’ye kadar yaklaşık 100 bin Suriyeli kaybolmuştu.
“REJİMİN VAHŞETİNNİ SEMBOLÜ”
Kimyasal silah kullanımı ve muhaliflerin elindeki bölgeleri bombalamasının yanı sıra, Esad’ın hapishaneleri, rejiminin vahşetinin küresel bir sembolü ve birçok ülkenin onu dışlamasının temel nedeni oldu.
Suriye’deki iç savaş sırasında yüz binlerce insan öldü ve 12 milyon insan evlerinden edildi.
ÖLÜLERİ FOTOĞRAFLARLA BELGELEDİLER
2014 tarihli bir rapor, Esad hükümetinin yaklaşık 11 bin tutukluyu idam ettiğine dair kanıt buldu.
Ölülerin bedenlerini belgelemekle görevli bir Suriye askeri fotoğrafçısı, daha sonra savaş suçları kovuşturmalarında kanıt olarak kullanılan yüz binlerce fotoğrafı hapishaneden çıkardı.
HAPİSHANEDEN ÖLÜLER ÇIKARILDI
Başkentteki bir tıbbi tesis olan Şam Hastanesi’nde, gözyaşları içindeki siviller, sağlık görevlilerinin Esad’ın düşüşünden bu yana hapishanelerden çıkarıldığını söylediği düzinelerce cesedin arasında yakınlarını aradı.
Cesetler sedyelerde, paslanmaz çelik dolaplarda ve hastanenin bitişiğindeki avluda yerde bulunuyordu.
DÖVMESİNDEN TANIDI
Şam’da yaşayan 50 yaşındaki Amira Humusi isimli anne, başkentteki Şam Hastanesi’nde hapishanelerden çıkarıldığı söylenen cesetler arasında oğlunu tespit etti.
Sağlık görevlilerinin kayıp yakınlarını tutmaya çalıştığı sırada “bir saniye” diyen Humusi, “O benim oğlum” diyerek feryat etti.
50 yaşındaki anne, 20 yaşındaki demir işçisi Muhammed Faiz Ebu Şakra’yı göğsündeki bir çift yıldız dövmesinden tanıdı.
Anne, oğlunun 26 Ekim’de güvenlik güçleri tarafından kaçırıldığında gece geç saatlerde bir komşunun evinde arkadaşlarıyla olduğunu söyledi.