Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Yalçınkaya kararı sonrası ByLock kullanımı iddiasına dayanan mahkumiyetlere ilişkin şikayetler kapsamında 1.000 başvuruyu daha Ankara’ya bildirdi. İletilen dosyalarından biri 4. evre pankreas kanseri olana kadar tahliye edilmeyen ve hayatını kaybeden Hüseyin Geçmek’e ait.
Fransa’nın Strasbourg şehrinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Bylock mesajlaşma uygulamasını kullandığı için terör örgütü üyeliğinden verilen mahkum edilen 1000 dosya için yapılan itiraz başvurusunu Türk hükümetine ilettiğini sosyal medya hesabından duyurdu.
Böylece kanunsuz ceza olmaması ilkesi ve adil yargılanma hakkını ihlali gerekçesiyle iletilen dava sayısı 4000’e ulaşırken, durumun yaygın sistematik ihlalleri yansıttığı bir kez daha ortaya konuldu.
İletilen dosyalarından biri de Gülen cemaati üyesi olduğu gerekçesiyle verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası onandığı için Temmuz 2021’de tekrar tutuklanan ve 4. evre pankreas kanseri olana kadar tahliye edilmeyen Hüseyin Geçmek‘e ait.
5 Ocak 2024’te Samsun 19 Mayıs Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybeden İnşaat teknikeri Geçmek, 21 Kasım 2022’de AİHM’e başvuru yapmıştı.
BAŞVURUCULARIN ŞİKAYETLERİ
Hukukçu Kadir Öztürk‘ün web sitesinde yer alan bilgilere göre, başvurucular esas olarak, Gülen cemaatine üyelik iddiasıyla yargılanmalarının ve mahkum edilmelerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşme’nin 7. maddesi uyarınca kanunsuz ceza olmaması ilkesini ve/veya 6. maddenin 1. fıkrası uyarınca adil yargılanma hakkını ihlal ettiğinden şikayet etmişlerdi.
Başvurucuların mahkûmiyet gerekçeleri ortak olarak ByLock kullanımı iddiasına dayansa da ayrıca şu iddialar da bulunuyor: Başvurucunun cemaat hiyerarşisi içinde yer aldığına ya da sohbetlere katıldığına ilişkin tanık beyanı, himmet, banka, sendika, dernek, kodlama (garson fişlemesi).
Merkezi Belçika’da bulunan Solidarity with OTHERS derneğinden yapılan açıklamaya göre, bu davalar, AİHM’in ByLock kullanımı nedeniyle kişilerin mahkûm edilmesinin adil yargılanma ve kanunsuz ceza olmaz ilkelerini ihlal ettiğine hükmettiği dönüm noktası niteliğindeki Yüksel Yalçınkaya/Türkiye kararının ardından devam ediyor. Bu açık karara rağmen, Türk mahkemeleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından belirlenen standartları uygulamayı reddederek kararı göz ardı etmeye devam ediyor.
Daha geçen hafta Türk polisi, yine ByLock kullanımını delil olarak göstererek 459 kişiyi hedef alan yeni bir toplu gözaltı dalgası başlattı.
AİHM, YİNE TÜRKİYE’Yİ MAHKUM EDEBİLİR
AİHM Büyük Daire’nin vermiş olduğu KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kararında ByLock kullanmanın ve diğer yasal faaliyetlerde bulunmanın terör örgütü üyeliğine mahkumiyet gerekçesi yapılamayacağını belirten AİHM, “kanunsuz ceza olmaz” ilkesi uyarınca Türkiye’yi mahkum etmişti.
Mahkeme 26 Eylül 2023’te verdiği kararında, halihazırda önünde bekleyen 8 bin dosya olduğunu, potansiyel olarak da aynı şikayetten 100 bin başvuru gelebileceğini belirtmişti. Büyük Daire, sorunun sistematik olduğunu ve hükümetin bu hukuksuzluğu düzeltmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Bugün iletilen 1000 dosya ile Yalçınkaya kararı kapsamında Türkiye’ye iletilen dosya sayısı toplamda 4 bini buldu.
AİHM, Yalçınkaya kararı sonrası ByLock kullanımı iddiasına dayanan mahkumiyetlere ilişkin şikâyetler kapsamında, 18 Aralık 2023 tarihinde 1.000, 29 Nisan 2024 tarihinde 1.000, 25 Haziran 2024 tarihinde 1.000 olmak üzere toplam 3.000 başvuruyu Türk Hükümeti’ne bildirmişti.
Türkiye’nin hukuksuzluğu gidermemesi halinde AİHM’den toplu ihlal kararları çıkacak.
