Siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin ‘Kürt sorununun’ çözülmesinin manivela görevi göreceğini anlatan Türköne, bu bağlamda Devlet Bahçeli’nin DEM’lilerle tokalaşmasının önemli olduğunu anlattı. Türköne, “Türkiye bir çözüm sürecine girerse bu aynı zamanda toptan bir demokratikleşme ve hukuk devletine dönüş süreci olur. Çözüm süreci Türkiye’de birçok şeyi yerli yerine oturtacak, birçok şeyi elinize bir kaldıraç alıp manivela gibi yerinden oynatıp yerine yerleştirecek olan şey.” dedi.
TR724.com’un haberine göre Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, YouTube’da yayınlanan KHK TV’de gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Son kitabı Silivri Postası’yla ilgili bir soru üzerine, “Ben üzerime düşeni yaptım, okuyucudan da bir karşılık görüyor. Onu takip ediyorum. Bir maksadım vardı onu yazmakla. Onu okuyanlar da aynı maksatla okuyorlar. Bir şeyleri kayda geçirmek. Özellikle yaşanan, buharlaşıp uçup gidecek duyguları kayda geçirmek ve bir 15 Temmuz analizi yapmak idi maksadım. Derli toplu bir şekilde okuyanın önüne koyduğumu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
KAYMAKAMIN AÇIKLAMASINI GENELLEYEMEM
Ruşen Çakır’ın YouTube kanalındaki ‘kaymakam’ açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Türköne, şunları söyledi:
- Benim genellenebilir kanaatim yok. Ben sadece bir anekdotu naklettim. Bir insanın, bir bireyin, bir ferdin cezaevindeyken psikolojisini, haleti ruhiyesi mutlaka dikkate almak lazım. Şimdi bunu söylediğim zaman, bu tekil olayı ifade ettiğim zaman bundan rahatsızlık duyanlar bir cemaat adına, bir topluluk adına rahatsızlık duyarlar ve ben de bundan rahatsız olurum. Yani böyle tepkileri de ciddiye almam.
- Elbette tekil olaylardan genelleme yapılamaz ama genellemelerden yola çıkarak da tekil olaylar yargılanamaz. Yani siz herhangi bir tekil olayı sorumlusu olduğunuzu düşündüğünüz bir cemaat adına yargılayamazsınız. Böyle bir hakkı size kimse vermez. Burada tekil bir olayı genel bir sıfatla yargılamak gibi bir hata var. Böyle bir hat hata söz konusu ve ben bu hatayı sistematik olarak reddediyorum.
15 TEMMUZ YARGILAMALARININ NASIL YAPILDIĞINI BİLMİYOR MUYUZ?
Mümtaz’er Türköne 15 Temmuz yargılamalarıyla ilgili de konuştu: “15 Temmuz yargılamalarında kararların nasıl verildiğini hepimiz bilmiyor muyuz? Aynı dava, aynı dosya, aynı deliller! Birine 20 yıl ceza veriyor, ötekini beraat ettiriyor. Bu tür yargılamaların nasıl yapıldığına dair, Yargıtay’a giden dosyalara, dosya kapağına yapıştırılan positlerle mahkemenin nasıl karar verilmesi gerektiğini talimatla belirleyenler olup olmadığını bilmiyor muyuz?”
DEVLET BAHÇELİ’YE SEMPATİM GELİŞTİ ÇÜNKÜ…
Mümtaz’er Türköne, tepki çeken ‘Devlet Bahçeli’ açıklamasına da değindi:
Devlet Bahçeli’ye gelince şunu ifade edeyim Bu konuda da çok netim Yani ben 4 yıl 2 ay Hapis hapis yattım 4 gün değil bakın 4 hafta değil 4 ay değil 4 yıl 4 yıl 2 ay hapis yattım çok uzun bir süre ve 4 yıl 2 ay hapis yatarken beni çıkartan Devlet Bahçeli neden hiç aklına gelmedi? Mesela bu soru kimse sormuyor? 4 yıl 2 ay neden hapiste yattım ben?
Şu günlerde Devlet Bahçeli’ye karşı bir sempatim gelişti onu da ifade edeyim. DEM’lilerin gidip elini sıkmasından dolayı bir sempatim gelişti. Devlet Bey gibi bir adam böyle bir harekette bulunuyor ise Türkiye’de birçok konuda bazı şeyler için umut beslenebilir diye düşünüyorum. Önemli bir yolu açtığını düşünüyorum.
KÜRT SORUNUNDA ADIM ATILMASI DEMEK
Mümtaz’er Türköne’nen yeni çözüm sürecine ilişkin değerlendirmeleri de oldu: “Türkiye’de maalesef kimse hadiselerin görünür yüzünün arkasında olup bitenleri dikkate almıyor veya bunlara kafa yormuyor. Türkiye bir çözüm sürecine girerse bu aynı zamanda toptan bir demokratikleşme ve hukuk devletine dönüş süreci olur. Çözüm süreci Türkiye’de birçok şeyi yerli yerine oturtacak birçok şeyi elinize bir kaldıraç alıp manivela gibi yerinden oynatıp yerine yerleştirecek olan şey. Türkiye’nin Kürt sorunu konusunda adım atılması demek Türkiye Türkiye’de hukukun geri geri gelmesi demek, demokratikleşme demek, barışın tesisi demek, toplumdaki iletişimin yumuşaması demek, havanın birdenbire değişmesi demek. Bahar rüzgarlarının esmesi demek, o yüzden KHK’lı arkadaşlara da tavsiyem gündeme gelen bu tür meselelerin arkasından sürükleyecek Kutup yıldızı gibi peşine takıp sürükleyecek ayrıntılara ve asıl problemlere mutlaka dikkat etmeleri lazım Türkiye’nin böyle bir sürece ihtiyacı var.”