Gazeteci Sedat Bozkurt: “Çakıcı ile MİT arasında ilişkinin mimarı olan Şenkal Atasagun, şimdilerde Bahçeli’nin üzerindeki en etkili isim olarak gösteriliyor. 2002’de ve 2015’deki erken seçim kararlarında da onun etkisinden hep söz ediliyor.”
Kısa Dalga yazarı Sedat Bozkurt, koalisyon hükümetlerinden bu yana MHP’nin Türkiye’ye bir rota çizdiğine işaret ettiği yazısında, AKP ile olan ittifak sonrası partinin herhangi bir kimliğinin olup olmadığını sorguladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin slogan atan genç teğmenleri eleştirdiğini ve “Türk” adını tüm metinlerden çıkarılmasını isteyen Hüda-Par genel başkanının elini havaya kaldırdığını anımsatan Bozkurt, “Bütün bunlar, yasak olmasına karşın MHP içinde hem Bahçeli’nin varlığını hem de sonrasını konuşma konusu yapıyor ister istemez. Bu konu da AKP’nin tartıştığı meseleler arasında. İktidarın da geleceğini ilgilendiriyor MHP’nin evrileceği istikamet” dedi.
Bahçeli’nin üzerinde etkili olan isme dikkat çeken Bozkurt, “Çakıcı ile MİT arasında ilişkinin mimarı olan Şenkal Atasagun, şimdilerde Bahçeli’nin üzerindeki en etkili isim olarak gösteriliyor. 2002’de ve 2015’deki erken seçim kararlarında da onun etkisinden hep söz ediliyor” ifadelerini kullandı.
Sedat Bozkurt’un yazısından bir bölüm şöyle:
“31 Mart seçim sonuçları sadece MHP’yi etkilememiştir. 2019 yerel seçimlerinde yüzde 7 olan oyu 2024’de yüzde 5’e düşmüştür. Yüzde 40’lık oy kaybının bile parti içinde tartışma yaratmaması, MHP’nin parti kimliğinin olup olmadığı konusunda önemli bir işarettir.
Suç örgütlerini genel başkan olur olmaz MHP’den kovan Bahçeli’nin kapısı, şimdi onlara sonuna kadar açık. Çakıcı ile bir anda barıştı. Barışmakla kalmadı arasına mesafe koyduğu Vahit Kayrıcı’yı onun talebi üzerine milletvekili yaptı. Kürşat Yılmaz’ın da Giresun milletvekilinin referansı olduğu söyleniyor. Çakıcı ile MİT arasında ilişkinin mimarı olan Şenkal Atasagun, şimdilerde Bahçeli’nin üzerindeki en etkili isim olarak gösteriliyor. 2002’de ve 2015’deki erken seçim kararlarında da onun etkisinden hep söz ediliyor.
‘MHP SİYASETİ AÇISINDAN BÜYÜK ÇELİŞKİ’
MHP konusunda bir politik tahlil yapmanız gerekirse, -benden size öneri- yapmayın. “Ne mutlu Türküm diyene” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları atan genç teğmenlere soruşturma talep eden ve onları eleştiren Bahçeli, “Türk” adının tüm metinlerden çıkarılmasını isteyen Hüda Par’ın genel başkanının elini havaya kaldırıyor. Devlet için olsa bile en azından MHP siyaseti açısından bu büyük çelişki değil mi? Bütün bunlar, yasak olmasına karşın MHP içinde hem Bahçeli’nin varlığını hem de sonrasını konuşma konusu yapıyor ister istemez. Bu konu da AKP’nin tartıştığı meseleler arasında. İktidarın da geleceğini ilgilendiriyor MHP’nin evrileceği istikamet.
(Teğmenlere destek veren bir açıklama yapan genel başkan yardımcısı ile 3 gün sonra sert eleştirilerde bulunan Bahçeli’nin açıklaması partinin doğal politik refleksi ile devletin yanındaki stratejik varlığı ve politik kurgusunun arasında farkı da ortaya koymaktadır.)
Odada aniden kadraja giren 17/25 saati, yüzüklü-dosyalı fotoğraf, Ferdi Tayfur’lu paylaşımlarla kime mesaj verildiği de muallak. Muhalefete en ağır sözleri söyleyebiliyor Bahçeli, hem de tehdit dilini de kullanarak. Yani oraya mesaj verme ihtiyacı yok. AKP bu mesajların gönderilmek istendiği yerin farkında. Ama hareket edeceği alan şimdilik yok.
Tarihsel pratiklerini atlamadan politik hengâmede biraz MHP’yi de konuşmak lazım. Koalisyon hükümetlerini de göz önünde bulundurursak 25 yıldır ülkeye bir rota çizdiğini, en azından gelinen yerin hiç de iyi olmadığını anladığımıza göre, konuşmamız mutlaka gerekiyor…”