Tüm malvarlıklarına el konulan Boydak Ailesi’nin Türkiye Finans’taki hisselerine de el konulması için yeni dava açıldı. Hacı Boydak, savunmasını ‘Allah aşkına okul ve cami açarak teröre destek vermekle suçlanıyoruz. Ama bir gün, 67 yıllık emeklerimizi geri alacağız. Bu böyle biline.’ diyerek noktaladı.
15 Temmuz sonrasında önce kayyım atanan sonra da tamamen müsadere edilen Boydak Holding’in eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak ve hapisteki diğer yöneticilerine yeni dava açıldı.
Gülen cemaatine yakın derneklere bağış yaptıkları gerekçesiyle Boydak Ailesinin Türkiye Finans Katılım Bankası’ndaki hisselerin de müsaderesi istemi ile Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması 12 Temmuz’da görüldü.
Duruşmaya geçen ay tahliye edilen Hacı Boydak ve Sami Boydak fiziki olarak, halen tutuklu olan Mustafa Boydak, Memduh Boydak, Erol Boydak, Aliye Boydak, Şükrü Boydak, Elif ve Yusuf Boydak SEGBİS üzerinden görüntülü olarak katıldı.
Hacı Boydak savunmasında, “Okul yaptım, cami yaptım, hastane yaptım, aşevi yaptım, yurt yaptım, üniversitelere fakülte binaları, araştırma merkezleri yaptım. Bu yardımları yaparken, başta Cumhurbaşkanları olmak üzere, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları devletin en üst kademesindeki kişiler bize yol gösterdi, bizi yardımlar konusunda yönlendirdiler. Bu yardımların terör örgütü ve iltisaklı derneklere yapıldığını nasıl söyleyebilirsiniz? Ben ve ailem, ihtiyaç olduğu söylenen her yere yardım yaptık. Bu yardımlar teröre destek vermekse beni Cumhuriyet Meydanı’nda idam edin.” dedi.
10 SAAT SÜREN SAVUNMA
Kayseri’de serbest gazetecilik yapan Üstün Tuncer‘in mahkemeden aktardığı bilgilere göre, sabah saat 09.30’da başlayan duruşma, akşam saatlerine kadar sürdü. Aralıksız süren davada Mustafa Boydak, Memduh Boydak ve Hacı Boydak 10 saat boyunca savunma yaptı ve kendilerine isnat edilen tüm suçlamaları reddettiler.
Boydaklar, “Cumhuriyet savcılığına verilen ihbar dilekçesi, tam bir yalanlar dizisi ve bir iftira dilekçesidir. Red ediyor ve kabul etmiyoruz” dediler. Boydaklar, iddianamede kendi lehlerine olan hiçbir delilin toplanmadığını ve suçlamaların yersiz ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek davanın düşürülmesini talep ettiler.
MUSTAFA BOYDAK: USULSÜZ TEK BİR İŞLEM YAPMADIK
Mustafa Boydak, 2 saati aşan savunması sırasında, Türkiye Katılım Bankası’nın kuruluş hikayesine yer verdi. Finans Kurumundan bankacılığa uzanan uzun süreci anlatırken, “Anadolu Bankası’nın kuruluşu ve bu kurumların banka konumuna getirilmesinde çok önemli çalışmalarımız oldu. Bu süreç, Boydak Ailesi ve bankacılık tarihinin bir başarı hikayesidir. Bu süreçte, usulsüz bir tek işlem yapılmamış, her işlem yasalara ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun denetimi altında yapılmıştır. Banka nezdinde bulunan hisselerinden ya da bu hisselerin hesaplarından hiçbir şekilde bağış, yardım yapılmamıştır. Bankacılık kanununa tabii böylesine düzenli ve yasalara uygun bir şekilde işleyen bir sistemde kimse bizi, iltisaklı derneklere yardım ve bağış yapmakla suçlayamaz. Tüm iddialar asılsız, mesnetsiz, belgesiz ve dayanaksızdır. İddia makamı, isnat edilen suçlamaları ispat etmelidir” diyerek suçlamaları reddetti.
MEMDUH BOYDAK: MASAK RAPORLARI HAYALİ BİR ŞEKİLDE HAZIRLANMIŞTIR
Memduh Boydak, SEGBİS üzerinden görüntülü olarak yaptığı savunmada suçlamaları reddetti ve “Şahsi hesaplarımızdan yapılan bütün bağış ve yardımlar banka üzerinden kayıtlı bir şekilde yapılmıştır. Tüm bağış ve yardımlar kayıt altında ve şu anda savcılığın elindedir. Tekrar tekrar kontrol edin ve hangi bağış ve yardımın böylesi derneklere nasıl ve ne şekilde yapıldığını gösterin. MASAK raporları, hayali bir şekilde hazırlanmış, dayanak ve belgeden yoksun iddialardır. Aynı iddialarla Boydak Holding hisselerime el konulmuştu. Aynı iddialarla bu sefer de banka hissemize el konulmak istenmektedir. MASAK raporunu da, iddianameyi de ret ediyor, suçlamaları asla kabul etmiyorum” dedi.
Türkiye Finans Katılım Bankası’nın kuruluşu ve ekonomiye kazanımlarını öne çıkararak savunmasını sonlandıran Memduh Boydak, Boydak Holding’in hizmetlerini sıralarken, “Hizmetlerimiz, yardımlarımız, bağışlarımız ve hayır işlerimizle biz “Efsane bir Aileyiz” diye konuştu.
HACI BOYDAK AĞLAYARAK İFADE VERDİ
Hacı Boydak uzun ve heyecanlı bir savunma yaptı. 8 yıl cezaevinde yattıktan sonra 1 ay önce denetimli serbestlikten yararlanarak tahliye olan Hacı Boydak, “Ben bugün özgürüm. Mutlu değilim. Kahroluyorum, acı çekiyorum. Kardeşlerim, yeğenlerim ve oğlum nerede ise ailemin yarısı cezaevlerinde. Bu yüzden heyecanlıyım. Kardeşlerimi, ailemi istiyorum. Onlar serbest kalmadan, ben özgür olsam ne olur, olmasan ne olur?” diyerek savunmasına başladı. Savunması sırasında sık sık aile fertlerinin adını kullanan Hacı Boydak, her tekrarladığı isim sırasında duygulandı ve konuşmakta zorlandı. Zaman zaman gözyaşlarını tutamayarak ağladığı görüldü.
TÜRKİYE’NİN EN HAYIRSEVER AİLESİYİZ
Hacı Boydak, savunması sırasında bugüne kadar yaptıkları bağış, yardım ve hayır işlerini tek tek sıraladı. Hacı Boydak, “Çok üzgünüm. Burada yaptığım hayır ve yardımları tek tek sıraladığım için çok üzgünüm. Bir elin verdiğini diğer elin görmemesi bilmemesi gerekirken, bugün maalesef tüm bunları saymak zorunda kalıyorum. Türkiye’nin neresinde zor durumda kalmış kim varsa, yardım yaptım. Okul yaptım, cami yaptım, hastane yaptım, aşevi yaptım, yurt yaptım, üniversitelere fakülte binaları, araştırma merkezleri yaptım. Bu yardımları yaparken, başta Cumhurbaşkanları olmak üzere, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları devletin en üst kademesindeki kişiler bize yol gösterdi, bizi yardımlar konusunda yönlendirdiler. Bu yardımların terör örgütü ve iltisaklı derneklere yapıldığını nasıl söyleyebilirsiniz? O zaman bizi bu hayır ve yardım işlerine yönlendiren devletin en üst düzeyindeki bu insanlarda mı, teröre yardım ettiler. Onlar yol gösterdi, biz de bu yardımları yaptık” dedi.
YARDIM ETTİĞİMİZ KURUMLAR: TÜGVA, İLİM YAYMA CEMİYETİ, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, MEB, ÜNİVERSİTELER
Allah aşkına, okul yaparak teröre destek verdiğimiz iddiası var. Teröre böyle destek olunur mu? Okul, Aşevi, Hastane, Cami yaptırarak teröre nasıl destek verilir, biri bize bunu anlatsın? Boydak Ailesi, hayırsever bir ailedir. Yaptığımız hayır işlerini alt alta koysanız, Türkiye’nin en büyük hayırsever ailesi Boydak ailesidir. Bugüne kadar, belki de 200-300 milyon doların üzerinde hayır işi ve yardım yaptık. Bunu hiç gündeme getirmedik. Bugün bunları söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm” dedi.
Boydak Ailesi’nin bağış yaptığı kurumlar arasında, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversiteler ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu yer alıyor. Bu bağış miktarı ile Boydak Ailesi’nin, Türkiye’nin en büyük hayırsever ailesi olduğu da bu duruşma sırasında ortaya çıkmış oldu.
“KİLİSE VE CEM EVLERİ’NE DE YARDIM ETTİK”
Hacı Boydak savunması sırasında hiçbir zaman dil, din ve ırk ayrımı yapmadan ihtiyacı olan herkese ulaşmaya çalıştığını belirterek, “Mardin’de bulunan ve bugün dünyanın en önemli tarihi eserlerinden birisi olarak kabul edilen Deyrulzafaran Kilisesi’ne yardım yaptım. Hıristiyan, Süryani ayrımı yapmadım, kilise papazı, “50 öğrencim var” dedi, “Madem burası bir okul, 50 öğrencin var, ben iki katı gönderiyorum” dedim. Yatağı, yorganı, nevresimi neye ihtiyaç varsa gönderdim. Tunceli’de, bir Cem Evi yapılmış. İçi bomboş. Baştan aşağı, ne ihtiyaçları var, hepsini karşıladım. Bu mu teröre destek vermek? ” diye konuştu.
BOYDAK HOLDİNG’İN DEĞERİ 10-15 MİLYAR DOLAR
Hacı Boydak, daha önce müsadere edilerek Tasarruf Mevduat Fonu’na devredilen ve kayyum tarafından yönetilen tesislerin satışa çıkarıldığına çok üzüldüğünü, fabrikaların çok düşük fiyatlara satışa çıkartılmasına anlam veremediğini söyledi. Hacı Boydak, gelişi güzel belirlenmiş fiyatlarla satılması ülkemiz ve Kayseri için büyük kayıp olacaktır. Kayseri sanayisi ve ekonomisi çok şey kaybedecek. Bugün, tesislerimizin değeri 10-15 milyar doları aşmaktadır. Tüm bu tesisleri 1, 1,5 milyar dolara satıp elden çıkarmak istiyorlar. Kayseri’ye çok çok yazık olacak” diyerek Kayseri’nin bu tesislere sahip çıkması gerektiğini söyledi.
Hacı Boydak, isimlerinin yer aldığı okul ve diğer hayır kurumlardan adlarının silinmesine çok üzüldüğünü, yıllar önce yapılan yatırımların tek tek adlarının değiştirilerek “Boydak” isminin yok edilmek istendiğini söyledi.
BENİ CUMHURİYET MEYDANI’NDA İDAM EDİN
Hacı Boydak’ın saatler süren savunması sırasında zaman zaman heyecanlandığı, zaman zaman duygulandığı gözlendi. Mahkeme başkanına, “Terörle yahut iltisaklı dernek ve vakıflarla hiçbir zaman ilişkim olmadı. Hiçbirine yardım ve bağış yapmadım. Tekrarlıyorum. Ben ve ailem, ihtiyaç olduğu söylenen her yere yardım yaptık. Bu yardımlar teröre destek vermekse beni Cumhuriyet Meydanı’nda idam edin” dedi.
“67 YILLIK EMEKLERİMİZİ GERİ ALACAĞIMIZA İNANIYORUM”
Hacı Boydak, Boydak Ailesi’nin yargılandığını ve mahkum edildiği davalara ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarını ve sonucunu beklediklerini belirtti. Boydak, “…Bir gün, 67 yıllık emeklerimizi geri alacağımıza yürekten inanıyorum. Bu böyle biline.” diyerek savunmasını noktaladı.
Boydak Ailesi’nin diğer fertleri de, kendilerine isnat edilen suçları kesinlikle kabul etmediklerini ve tüm iddiaları reddettiklerini söylediler.
Yaklaşık, 10 saat süren duruşma, diğer aile üyelerinin dinlenmesi için 13 Eylül 2024 tarihine ertelendi.