28 Aralık 2025

Muhafazakâr iktidarın adalet karnesi ve ‘hapishane yüzyılı’

28 Aralık 2025

Taha Akyol, Türkiye’nin ceza adalet sistemindeki sorunları ele alıyor. Avrupa’da en yüksek tutuklu ve hükümlü oranına sahip olan Türkiye’de, infaz yasalarının geçici çözümler sunduğunu, asıl sorunun toplumsal ve hukuki yapıda derinleşen erozyon olduğunu belirtiyor. Akyol, siyasi kutuplaşma, yargının siyasallaşması ve hukuka güvenin çökmesinin temel etkenler olduğunu vurguluyor.

Taha Akyol’a göre Türkiye, cezaevleri ve hak ihlallerinde Avrupa’yı geçti; infaz yasaları sorunu gizliyor, adalet krizi derinleşiyor.

Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, Türkiye’de ceza adalet sistemine ilişkin çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor. Akyol’a göre, infaz düzenlemeleriyle geçici çözümler üretilse de asıl sorun, toplumsal ve hukuki yapıda yaşanan derin erozyon.

Son çıkarılan infaz yasasının, Kovid düzenlemesindeki ayrımı gidermesine rağmen 55 bin kişilik yeni tahliye ile cezaevlerinde yeniden “yer açma” amacına hizmet ettiğini belirten Akyol, bunun Türkiye’ye özgü bir alışkanlık haline geldiğine dikkat çekiyor.

AVRUPA REKORU TÜRKİYE’DE

Akyol, verilerini Lozan Üniversitesi’nin Avrupa Konseyi için hazırladığı Ceza İstatistikleri Yıllığına dayandırıyor. Buna göre Türkiye, 100 bin nüfusta 356 tutuklu ve hükümlü oranıyla Avrupa açık ara lideri konumunda. Avrupa ortalaması ise yalnızca 122.

Akyol’un ironik ifadesiyle, “Hapishaneleri doldurmada Türkiye Yüzyılı’nı gerçekleştirmiş bulunuyoruz.” Üstelik bu tablo, Cumhurbaşkanı ya da Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyuna açıkça dile getirilmiyor.

15 YILDA ÜÇ KAT ARTIŞ

Yazarın altını çizdiği en kritik nokta ise artış hızı. Türkiye’de 2009 yılında 100 bin nüfusa düşen mahpus sayısı 161 iken, 2024’te bu rakam 356’ya yükseldi. Aynı dönemde cezaevi nüfusu artış oranı yüzde 369. Akyol’a göre dünyada bu ölçekte başka bir örnek yok.

Karşılaştırma da çarpıcı: Almanya’da oran 71, Yunanistan’da 98, Bulgaristan’da 86. Türkiye ise Avrupa’dan tamamen kopmuş durumda.

SORUN ŞİDDET Mİ, SİSTEM Mİ?

Akyol, artışın sadece bireysel suç eğilimleriyle açıklanamayacağını savunuyor. Toplumsal şiddet eğiliminin artışını kabul etmekle birlikte, asıl nedenin ahlaki ve hukuki dokudaki çözülme olduğunu vurguluyor.

Durkheim’ın “anomi” kavramına atıf yapan Akyol, Türkiye’deki yozlaşmanın yalnızca hızlı şehirleşmeyle açıklanamayacağını belirtiyor.

Ona göre aşırı siyasi kutuplaşma, kayırmacılık, partizanlık, yargının siyasallaşması ve hukuka güvenin çökmesi temel etkenler arasında.

HUKUK DEVLETİ AŞINIRKEN

Akyol’un eleştirilerinin merkezinde, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması yer alıyor. “Uymuyorum, saygı da duymuyorum” yaklaşımının, toplumda hukuka saygıyı aşındırdığını vurguluyor.

Özellikle Tayfun Kahraman örneğini hatırlatan Akyol, AYM’nin “delilsiz mahkûmiyet” tespitine rağmen yerel mahkemenin kararı uygulamamasını anayasal krizin somut göstergesi olarak değerlendiriyor.

BAŞVURULARDA DA ZİRVEDEYİZ

Akyol’a göre tablo yalnızca cezaevleriyle sınırlı değil. Türkiye, AYM ve AİHM başvurularında da rekor kırıyor. 2012’den bu yana AYM’ye yapılan bireysel başvuru sayısı 703 bin, verilen hak ihlali kararı ise 82 bin.

Eski AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın sözlerini hatırlatan Akyol, Anayasa Mahkemesi’nin neredeyse AİHM’nin 47 ülkeden aldığı toplam başvuru kadar dosya aldığını vurguluyor.

“MUHAFAZAKÂR ADALET” TABLOSU

Akyol’un yazısının temel tezi net: İnfaz yasalarıyla sonuçlar yönetiliyor, ancak adaletin yapısal sorunları çözülmüyor. Siyasi etik yasasının çıkarılmaması, yolsuzlukla mücadele düzenlemelerinin rafta tutulması ve hukukun üstünlüğünün zedelenmesi, ceza adalet sistemini içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Sonraki

Türkiye ile Ermenistan sınır geçişinde yeni gelişme

Latest from Blog

Türkiye ile Ermenistan sınır geçişinde yeni gelişme

Ermenistan basınında yer alan iddialara göre Ankara, 1 Ocak 2026 itibarıyla Türkiye- Ermenistan sınırının üçüncü ülke vatandaşları ve diplomatlar için açılmasını planlıyor. Ancak haberde, Türkiye’nin diplomatik ilişkilerin tesisi için hazırlanan protokolün Başbakan

Brigitte Bardot 91 yaşında hayatını kaybetti

Fransız oyuncu ve şarkıcı Brigitte Bardot, 91 yaşında hayatını kaybetti. 1950’li ve 1960’lı yıllarda sinemaya damga vuran Bardot, özellikle “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filmiyle uluslararası üne kavuştu. Oyunculuğu bıraktıktan sonra hayvan hakları
GitYukarı

Don't Miss