5 Aralık 2025

AİHM kararlarına rağmen Yunanistan “Türk” derneklerine izin vermiyor

27 Ağustos 2025

Yunanistan’ın Türk kimliğini öne çıkaran dernek adlarını reddetmesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen özgürlük ihlali sayıldı; uygulama sorunu devam ediyor.

Yunan makamlarının bir kadın derneğini dernekler siciline kaydetmeyi reddetmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. Maddesi ile güvence altına alınan dernek kurma özgürlüğünü ihlal ediyor. Ret gerekçesi olarak derneğin ismine “Türk” kelimesinin eklenmek istenmesi gösterildi.

Aralık 2010’da yedi kadın, “Xanthi ilinde Türk kadınlarının kültür derneği” adıyla bir dernek kurma başvurusunda bulundu. Xanthi (İskeçe) mahkemesi, bu başvuruyu “Türk” teriminin üye kimliği hakkında kafa karışıklığına yol açabileceği gerekçesiyle reddetti. Mahkeme, “Türk” kelimesini Batı Trakya’daki ulusal azınlığın kendini tanımlaması yerine, bir milliyet bildirimi olarak değerlendirdi.

Azınlık tanımı ve yasal çerçeve

Yunanistan, topraklarında Makedonlar, Arnavutlar, Aruminler, Romanlar, Pomaklar ya da Türkler gibi ulusal azınlıkların varlığını reddediyor (bu gruplar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 2,1’ini oluşturuyor). Azınlık dilleri, Yunanistan’da “bölgesel lehçeler” olarak tanımlanıyor, Yunan diline yakınlıkları olmadığı halde.

Yunanistan’ın tanıdığı tek azınlık ise dinsel bir azınlık olarak Müslüman azınlık. Lozan Antlaşması’nın 45. Maddesi’ne atıfta bulunularak yalnızca “Müslüman azınlık” tanınıyor. Bu azınlığın yaklaşık 105.000 kişi olduğu tahmin ediliyor (Yunanistan nüfus sayımlarında milliyeti kaydetmiyor). Bunların yaklaşık yarısı etnik Türk, yüzde 35’i Güney Slav dilini konuşan Pomak, kalanları ise Roman. Bu gruplar, Yunanistan’ın kuzeydoğusundaki Xanthi, Rodopi ve Evros bölgelerinde yaşıyor ve çok çeşitli ayrımcılıklara, milliyetçi saldırılara ve nefret söylemine maruz kalıyor.

Kültürel faaliyetlerde yaşanan engellemeler

Bu topluluklar, kültürel faaliyetlerinde desteklenmek yerine engelleniyor. Özellikle, kendilerini “Türk” olarak tanımlamalarına izin verilmiyor. Türk azınlık üyeleri bu duruma karşı şikâyet ettiklerinde, Yargıtay da dâhil olmak üzere şikâyetleri reddediliyor.

Şikâyetçiler, bu uygulamaların çoğulculuk ve öz‑belirlenim ilkeleriyle çeliştiğini belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (Sagir ve diğerleri – Yunanistan, başvuru no. 34724/18) başvurduğunu ifade ettiler. Gerçekte bu kısıtlamaların asıl amacının Trakya’da Türk kimliğinin tanınmasını engellemek olduğunu vurguladılar. Yine başka davalarda “Türk” ifadesi nedeniyle derneklerin kurulmasına izin verilmediğini veya uzun süredir var olan derneklerin kapatıldığını da sözlerine eklediler.

Uygulanmayan Mahkeme kararları

Yunanistan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılan bütün bu davaları kaybetmesine rağmen kararları uygulamıyor. Örneğin;

  • 1995’te Evros’ta kurulan “Türk Gençlik Örgütü” derneğinin kayıt talebi reddedildi
  • Rodopi’deki “Kültürel Türk Kadınları Derneği”nin kurulmasına izin verilmedi
  • 1927‑1999 yılları arasında faaliyet gösteren Xanthi Türk Birliği 1999’da feshedildi.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu kararları uygulaması için Yunanistan’a defalarca başvurmuş ama sonuç alamamıştı. Avrupa Komisyonu da, 2024 Yılı Hukukun Üstünlüğü raporunda bu davalara yer verdi ve yıllardır uygulanmayan ECtHR kararlarına dikkat çekti.

Mahkemenin son kararı ve tepkiler

24 Haziran tarihli kararında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Yunan mahkemelerinin 11. Maddenin öngördüğü dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiğini vurguladı. Dernek kurma özgürlüğünün azınlık üyeleri için özel bir öneme sahip olduğunu ve derneklerin kimliklerini korumak, haklarını savunmak için önemli bir araç olduğunu ifade etti. Mahkeme şu ana fikri vurguladı: “Ülkede azınlıkların ve kültürlerin varlığı tarihsel bir gerçektir; demokratik bir toplum bunu tolere etmeli ya da hatta uluslararası hukuk ilkeleri doğrultusunda korumalı ve desteklemelidir.” Dolayısıyla, derneğin adındaki ibare tek başına kayıt reddi için geçerli bir neden olamaz.

Bu karara ilişkin olarak, Avrupa’daki Batı Trakya Türkleri Federasyonu Başkanı Halit Habipoğlu bir basın açıklamasında, “Bu kararla birlikte, ülkemiz artık etnik grubumuzun Türk kimliğini inkâr edemez” dedi. Habipoğlu , ülkenin uluslararası hukuku görmezden gelerek 17 yılı aşkın süredir üç önceki ECtHR kararlarını yerine getirmediğini belirtti. “Ülkemizi, tüm ECtHR kararlarını tam ve etkin biçimde uygulamaya, derneklerimizle ilgili tüm kararları eksiksiz hayata geçirmeye ve derneklerimizin Türk kimliğini derhal tanımaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Yasal statü ve mevcut eksiklikler

Yunanistan, 28 Kasım 1950’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış, 28 Mart 1953’te ise onaylamış bulunuyor. Ancak muhtemelen ulusal azınlıklar açısından en önemli iki Avrupa Konseyi sözleşmesine yeterince dahil olmamış durumda: 22 Eylül 1997’de azınlıkların korunmasına ilişkin Çerçeve Sözleşme’yi imzalamış, fakat onaylamamış; Bölgesel ve Azınlık Diller Şartı’nı ise ne imzalamış ne de onaylamış durumda.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Sonraki

Ahmed Şara: IŞİD’in en büyük mağduru bendim

Önceki

NATO’dan Avrupa’da Rus Tanklarına Karşı Doğal Savunma: “Bataklıklar”

GitYukarı

Don't Miss